531 entry daha
  • şimdi bu sonuçlardan sonra çok net kanaat getirdim ki; ağlayanına sızlayanına bilmem neyine, hiçbirine acımayacakmışsın. bundan sonra ben bilmem. sikerler.
    sana fırsat verildi mi? verildi. ne yaptın? bunu yaptın. bir değil iki değil. ilk değil ve son değil.
    eyvallah kendi tercihin. bilsen de kendi tercihin bilmesen de kendi tercihin. ayrıca bilmek de kendi tercihin bilmemek de kendi tercihin.
    işine geldi mi her bir boku bilirsin. neyin işine geldiğini de bilirsin. işine gelmedi mi ama bilmezsin. bilirsin de bilmezsin. işine o gelir.
    millet tutturmuş cahil de cahil. nah cahil. o cahil dediğin insana fırsatını ver iki dakika, ayakta siker seni haberin olmaz.
    cahil mahil değil genco. bilmek istediğini biliyor adam. işine yarayanı, işine yaradığını sandığını biliyor. bu da ona yetiyor.
    sadece kendini düşünüyor. vatanı milleti geçtim, çoluğunu çocuğunu düşünmüyor adam. sadece kendini düşünüyor.
    cahil diye birşey yok. international finance, economics, politics, system programming bilmesine gerek yok herkesin.
    ona bakarsan sen gider orada en kral veritabanını kurarsın ama önüne tuğla muğla harç verseler bir duvarı öremezsin. cahil?
    cehalet dediğin ona göre başka buna göre başka, geç bunları artık sikerler adamı, cahil mahil yok.
    karakter meselesi, onur şeref vicdan meselesi. adam olmak insan olmak meselesi bazı şeyler. herkesinki kendine.
    sen orada machine programming yapıyorsun mesela. gururlanıyorsun ilim bilim. gücü biraz fazla görünenler önüne fırsatlar sunuyorlar, ilkelerin uğruna reddediyorsun. bugünden çok geleceği düşünüyorsun. bakıyorsun ediyorsun okuyorsun araştırıyorsun. vatanını milletini düşünüyorsun. geleceği düşünüyorsun. kendi adına da varsa kardeşinin, çoluğunun çocuğunun geleceğini düşünüyorsun. düşün. ya o?

    sizin çaycı abla ne yapıyor? cahil diye gördüğün. 5 çocuğu ve kocasıyla birlikte? sana gelip ağlıyor değil mi? çocuklar okula gidiyor, servis parası bizim maaşın nerdeyse yarısı diye. gelmiş dağın tepesine yerleşmiş, eyvallah, almış bir şekilde tapuyu. mahallade okul bile yok. ama uygun bir çözüm, servis var. ama şu liseyi bitirsin de daha okutamayacağım o kadar gücüm yok diyor. içine oturuyor değil mi bu sözler? diyemiyorsun dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorsun servis ondan pahalı, en çok vergi senin maaşından kesiliyor ondan yarısı ediyor. neden orada okul yok muhabbetine girmiyorsun. kendince cesaret veriyorsun teyzeye, varsa bir fikrin akıl veriyorsun. varsa paran, para veriyorsun, elinden geldiğince. aman okusun çocuğu. ama bugün ne diyor o teyze? bilmem kaç kilometre bölünmüş yol yaptılar. memlekete gidip gelmek kolay olacak. oha bölünmüş yol ne lan? ben ehliyet alırken öğrenmiştim ne olduğunu bu terimin. o günden sonra bir de bu seçim döneminde birinin ağzından duydum. teyze öğrenmiş ne olduğunu da bir de memlekete gidecek rahatça oradan. cahil diyordun değil mi? hala diyorsun ki onu bölünmüş yolun önemli olduğuna inandırdılar, o yüzden cahil. devam et. ne olduğunun önemi yok, ne anlama geldiğinin önemi yok, bir çıkarı var. cehalet değil, çıkar gözetmek. küçük ya da büyük. bir çıkarı var. memlekete gidecek. öyle inanıyor. arabası olmayabilir, otobüs bileti alacak parası olmayabilir. memlekete gidecek. çocuğu okuyamayabilir. takıyor mu çocuğunun okumasını? ne cahil insanlar tanıyorum, tüm cehaletiyle doğruyu yapmaya çalışıyor. bilgisinden görgüsünden değil, kendinden çok çoluğunu çocuğu düşündüğünden. bugünü geleceğe satmadığından. bildiğin kör cahil. ben uzaylıyım desen inandırırsın. o derece. ama bir torba kömüre satmaz evladının tahsilini. sağlığını sıhhatini. bölünmüş yol desen ulan götüme mi sokacağım der bölünmüş yolu. çünkü artistlik peşinde değil, yoz değil. her türlü kandırırsın, aç kalır açıkta kalır ama yine satmaz. kör cahil olsa ne olur? o kadın ama memlekete gidecek illa o bölünmüş yoldan. gideceği yer de düğüne gidecek. anlatıyor. yengesiyle dedikodu yapacak, kaynıyla göbek atacak. kim sallar çocuk okumuş okumamış. çocuğunun okuması onun için reel bir çıkar değil ki. keşke okusa der lafta. ama bunun için götünü kıpırdatmaz yerinden. çünkü görebileceği bir çıkar yok günlük hayatta kısa vadede okumaktan. ama memlekete gitmek onun için günlük görebileceği bir çıkar. bu cehalet mi? sikerler. cehalet falan değil. çıkarcılık. karaktersizlik. bölünmüş yoldan gidip göbek atacak kaynıyla. çünkü göbek atmak istiyor. ciddi söylüyorum tek düşündüğü bu. bunu hangi kalıpla cahil sıfatına koyarsın. iki yıl sonra çocuğunun okul hayatı bitecek ve fabrika fabrika iş arayacak. ablanın derdi göbek atmak. ve göbek atmaya giden en kısa yol bölünmüş yol. onun beynindeki tek şey göbek atmaktı sandıkta. bu cehalet mi? insanın aklına çocuğu gelmiyorsa, bu cehalet mi? bak vatan millet demiyorum ondan umudu keseli çok oldu. kendi evladı. kadına demiyorsun ki, dış sermaye, iç dış politika, üretim, uzay aracı uydumuz yok demiyorsun. diğer ülkelerde milletin tek derdi kutup ayıları küresel ısınma bilmem ne, doğa sorunları. bunları bilmese cahil de. bu değil ki cahil diyesin. evladın ulan. okutacak gücün yok, hayattan başka ne beklentin olacak daha? yok. bölünmüş yol. gidecek göbek atacak. ama yarın tekrar gelip ne diyecek sana biliyor musun? bizim oğlanın servis parası maaşın neredeyse yarısı, nasıl geçineceğiz biz? okutamayacağız çocuğu. ne yapacağız biz? diyeceksin ki siktir memleketine git. ebenin amına git o bölünmüş yoldan. diyeceksin ki çocuğun ne günahı var? bundan sonra ben bilmem. sikerler!

    sonra kocası. o çocuk ya da başka bir çocuk. okula gitse ne olacak? ondan güçlü yandaş ailelerin çocukları şifreli mifreli geçecek sınavı. o çocuk kazanamayacak eğer biraz üstün özellikleri yoksa. okuyamayacak. cahil kalacak. işsiz kalacak. aç açık kalacak. neden? hakkı yendi o çocuğun. babası bunu biliyor mu biliyor. cahil mi diyeceksin? cahil ya da değil o tartışma uzar. ama bunu biliyor. çocuğunun hakkının yendiğini biliyor. ne kadar cahil olursa olsun biliyor. ya da bilemeyecek kadar cahil olsa bile insanın içinde bir cahil öfkesi cahil tepkisi olur çocuğunun hakkı yendi diye. yok. ve çocuğu gelecekte türlü sıkıntılar yaşayacak bu yüzden. ama babası bunun hesabını sormayacak. çünkü neden? yüreği yok. babası esnaf mahallede. boya satıyor mesela. yandaşları gelip ondan alıyorlar hep boyayı. üç kuruş fazla kazanıyor cebi biraz fazla doluyor. ona demiyorsun ki o malları aldığın yer yabancı sermayeye satıldı, yakında alamayacaksın onları, cahilse anlamaz eyvallah. onu demiyorsun. diyorsun ki evladın ulan. takar mı? şimdi diyeceksin ki o kazandığı para da çocuğu için. nah. sanırsın çocuğu için para biriktiriyor fon yapıyor birşey yapıyor. yiyecek sıçacak o parayla. hadi değil desene? çık bak sokağa ne yapıyor bu adamlar? lugano'ya sövdüğü kadar, hakan şükür'e taptığı kadar, hocaefendisine ağladığı kadar, tayyip efendi'ye şakşakçılık yaptığı kadar düşünüyor mu çocuğunu? adam kazanan tarafta yer alıyor esnafa çıktığı zaman. göğsü kabarıyor. çocuğunun hakkını yenmesini takar mı? belki takar diyelim. kendi rahatındı hiçe sayıp hesap soracak yüreği var mı? o karakteri var mı? adam mı o kadar? kendisi bakıyor bir şekilde ailesine, oğlu bakamayacak bunu biliyor. ulan ben bir çıkarını başka bir yolunu bulurum, çocuğum rahat etsin bozulsun şu oyun diyebiliyor mu? diyemez. bu doğrudan seçimle alakalı değil, bu insanın karakteriyle ilgili. kendi karakteri milleti ilgilendirmez. ama ortak iradeye etki eden karakteri herkesi ilgilendirir. o adam gelip dediği zaman, bizim oğlan aslında çok zeki ama kazanamadı, şifre vardı. bir iş bulsak var mı tanıdık? var diyeceksin gel, seni önce şifreler sonra a şıkkından e şıkkına eleye eleye sike sike çözerim. diyeceksin ki çocuğun ne günahı var? bundan sonra ben bilmem. sikerler!

    hep bu çoluk çocuk muhabbeti değil olay. bunlar gördüğüm bir örnekten anne baba sadece. kendince akıllısı, cebini dolduranı. en kör cahili, dinle uyutulanı, varsa eğer hala cennete gideceğine inananı bile cahil değil çıkarcıdır. yüz milyon lirası da bir, bir torba kömürü de bir, cenneti de bir olay çıkar sevdası oldu mu. karşılığında çektikleri de müstehak olanı. milyonlarca var bu örneklerden. girmek istemiyorum ama şehit olanı var, öleni var hastalananı var dövüleni var sövüleni var kovulanı var. işçisinden esnafına çiftçisine, milyonlarca işsizine, fındığından benzinine, internetine, nükleer santraline kadar var. şimdi sözüm şu. en azından benim etrafımdakiler. madem var bir çıkarınız, memnunsunuz, güçlüsünüz çoğunluksunuz, güçlü olun. sakın gelip ama şikayet etmeyin ağlanmayın karşımda önümüzdeki süreçte. hatta madem güçlüsünüz iktidarsınz siz beni ağlatın götünüz yerse. ama sakın gelip ağlamayın karşımda. mazlum edebiyatı bitti. cahil cühela edebiyarı bitti. her koyun kendi bacağından asılır artık. ne olacağını bilemeyiz, ama göreceğiz. kendi adıma bundan sonra harbiden ben bilmem. sikerler!
45 entry daha
hesabın var mı? giriş yap