• parfum niyetine lavanta kolonyası kullanır yaşlı kadın. mendiline de döker lavantayı, sutyenin arasına sıkıştırır. tüm giysi dolaplarına ve nevresimlerin durduğu cekmecelere de lavanta torbacıkları yerleştirir ozene bezene. kocası yaşlı adam, gozluklerini hafifçe indirip burnunun üzerinde, okuduğu gazeteden başını çevirip sehpa ve masa örtülerini içine lavanta suyu damlatıp ütüleyen karısına bakar. günler hep böyle geçer, yanlışlıkla eve gelen gelen misafir olursa, misafire kolonya ikrami da lavantadır. yaşlı adam bir sabah gözlerini açtığında, karısının artık nefes almadığını fark eder. evden cenaze çıkar, yaşlı adam çocuklar gibi ağlar. cenaze merasimi biter, sevgilinin ardından son gorev yerine getirilir. yaşlı adam ayakları geri geri giderek, evlerine döner. kapıyı açtığında evdeki lavanta kokusuna tahammül edemez. kapıyı kapatır, bir iki dakika düşünür. kızına gitse veya oğluna... camı pencereyi açık bıraksa ve gitse. döndüğünde belki kaybolmuş olur lavanta kokusu, onun sevdiğinin kokusu... yapamaz, kimseye yük olmak istemez. o gece hiç uyumadan lavanta kokulu evde, koltuğunda oturur. kokuyu içine çeker durur. ama sevgilisi sadece gözünün önüne gelir, bir türlü geri gelmez. şimdi o kadar zaman geçtiği halde karısının ölümünün üzerinden, evde yüzlerce kez yıkanan çamaşırlarda artık lavanta kokusu kalmamasına, lavanta kolonyası ikram edilmemesine rağmen; yaşlı adam hala koku hafizasinın ona çektirdiği acıyla yaşıyor. lavanta kokusunun acıtacağı kimin aklına gelir. bu hafiza denilen şey nasıl birşeydir?
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap