hercules

• ercules zeus ve hera nin nufusuna kayıtlı ama aslında zeus un bir insanla yaptığı çocuktu.
  tanrısal güçleri vardı ama neticede bir insandı
  
  hera bu gerçeği öğrenene kadar bir insan olarak dünyada yaşadı ve gücünün keyfini sürdü...
  bu arada insanlığada yardım etti. bir tanrı çocuğu olduğunu asla bilemedi.
  hera gerçeği öğrendiğinde, kocası zeus un bir dünaylı ile beraber olduğunu öğrendiğinde...
  bir kraliçe olarak buna dayanamadı.
  çok kıskanç olan hera zeus dan habersiz türlü belalarla hercules i yok etmek istedi.
  
  bunlar tanrı katında düşünülürken.. bizim herkül, gücününde farkında olarak dünyevi yaşamına devam etti. bir kadını sevdi. onunla evlendi. 2 çocuk yaptı. tanrısal yönden aldığı şevkle çok güçlü idi. ama - o - bunun farkında değildi. hatta bir tanrının oğlu olduğunuda bilmiyordu. (tanrı da zeus hani)
  
  gücü ile insanlara yardım ediyor, türkçe tabiri ile hayır dua alıyordu.
  
  gel zaman git zaman hera bu (üvey i garanti ) çocuk/adam/evlat a karşı nefretini yenemedi ve bir gece ona - cinnet - yolladı.
  
  o gece herkül karısı ve 2 zavallı evladını öldürdü. öyle öldürdüki üstü başı kan denizi oldu.
  
  sabah uyandığında herkül bunu bir başkasının yapmış olabileceğini düşünerek suçlu aradı. ve fekat herkül aptal değildi kısa sürede bu katliamı kendisinin yapmış olduğunu anladı.
  
  algılanamaz bir acıya büründü... ailesini yok etmişti ama suçlu kendisi değildi.. hera yi hiç tanımıyordu sadece bu vicdan azabı ile yanıyordu.
  
  tanrı mod unda ama nefretle herkül ü izleyen hera ona yeni bir yol ve akıl sundu.
  o na bu inanılmaz ıstıraptan kurtulmanın yolunu gösterdi.
  bu yol yunanistan (greek mitoloji) da yaşayan çok bilge bir - falcı - dan geçiyordu.
  herkül bu falcıya gitti. bu falcının esprisi şu idi. o ( kadın o:) ) altından üstünden dumanların çıktığı bir kayada oturuyordu. bu kadının özelliği sorulan her soruya anında cevap vermesi idi. bu cevap sanki tanrıdan gelen bir kelam gibi idi.
  
  arkeologistler ve diğer bilim adamları bu tapınağı günümüzde buldular. bu tapınak aslında 2 fay hattının kesiştiği noktada idi.
  ve deprem öncesi gaz çıkışı olan bir musluk başında idi. yani bol bol etil alkol buharı içinde idi. özetle - keş - diyebileceğimiz bir hatundu.