890 entry daha
  • -azıcık spoilerimsi bir şeyler olabilebilir-

    bazı yapımları, izlememin üzerinden belli bir zaman geçmeden yorumlamak gelmiyor içimden. iyice otursun istiyorum içimde; bekliyorum bakalım nasıl bir iz bırakacak diye. doğru bir karar verdiğimi de düşünüyorum.

    chuck'ın son bölümünü sanki daha dün izlemiş gibiyim. hala aynı his içindeyim: kırgınlık. sizi bilmem ama izlerken "bitiyor bu da yaa" diye üzülmedim; elbette bitecekti, hatta uzun zamandır takipçisi olanlar bilir ki bu dizi artık bitmeliydi. ama böyle mi bitmeliydi emin değilim. gerçekten son bölümünü izlediğim dakikanın her anında çok kırıldım. chuck'ın kalbi kırıldıkça, chuck'ın gözünde umudunun hala var olduğunu gördükçe tekrar tekrar kırıldım resmen. çünkü biz sonunu biliyorduk, bu bir masaldı ve masallar çok da uzun süremezdi. demek ki buraya kadarmış dedim daha bölümün başında.

    chuck bizden biriydi, hayatta daima kazananlardan değildi. içtendi, samimi ve iyi niyetliydi. intersect olmasaydı çok büyük bir ihtimal ablasının kendisine ayarladığı bir kızla evlenir ve sakin bir hayat sürerdi. çok mutlu olmazdı ama mutsuz da olmazdı belki. sonra hayatı değişti ve biz onunla birlikte heyecanlandık. onun macerası ajanlık, kung fu vs. değildi. macerası sarah'dı. biz o sevdiği için sarah'ı sevdik ve chuck olmasaydı biz o kızı hiç bir zaman sevmeyecektik. sonra sevginin bir insanı nasıl değiştirebileceğini gördük. chuck daha aklı başında biri oldu, sarah daha sevecen. casey'i bir sebepten hep sevmiştik zaten ama ne mutlu ki bir zaman sonra casey'in de bizi sevebileceğini öğrendik; gülümsedik bu değişime.

    ama tabii bu bizim hayalimizdi ve sonunda senaristler bizi bu hayalimizle yüzleştirdi. hayatta her şey gibi aşkın da adil olmadığını gösterdi. uğruna ne emekler verdiğin aşk, bir anda puf diye yok olabilirdi. biz bunun fantastik nedenlere bağlı olarak gerçekleştiğini gördük belki ama hepimiz içimizde bir yerde bunun gerçekte de böyle olduğunu anladık. belki de sarah, chuck'ı hiç sevmemişti; biz görmek istediğimizi görmüştük. chuck'ın hayalkırıklığı bizim hayalkırıklığımızın yanında az bile kalabilirdi. kendi başarısız ilişkilerimizi, boşa çırpınışlarımızı anlattı bize chuck. bir yandan "haydi chuck, bir şeyler yap" diye ona destek verirken bir diğer sesimiz de "bırak gitsin chuck, hayat böyle işte" diye onu uyardı.

    chuck şüphesiz ki televizyon tarihinin gelmiş geçmiş en iyi dizisi değildi. bazıları niye bu kadar yaygara koparılıyor bitişinin ardından diye söylenebilir, şaşırabilir. ama chuck, yani karakter chuck, farklıydı, özeldi ve bu da diziyi türünün tek örneği yaptı. biz bunu sevdik, buna tutunduk. çerez niyetine izlemedik biz chuck'ı ve çerez niyetine diziyi tüketenler de hüzünlenemeyecektir bizim gibi.

    chuck'ı özleyeceğimiz kesin. kırgınlığımızın geçmeyeceğinin kesin oluşu gibi...
330 entry daha
hesabın var mı? giriş yap