9 entry daha
  • izleyene birçok açıdan "the remains of the day"i hatırlatan bir güzel film; onun kadar ciddi, onun kadar dramatik yönleri var, onun kadar usta oyunculuk performansları var, hattâ ondan daha da hazin öyküsü, ama mükemmellikte ondan bir adım geride yine de.

    --- spoiler ---

    disiplinli ve hayâlleri uğruna çalışma arkadaşlarına karşı bile mesafeli olan albert nobbs'un hemcinsi ve kaderdaşı hubert ile tanışınca gelecek planları tümden değişiyor, ama bir başka hemcinsi, saf ve kör âşık helen'in aptallığı sonunu hazırlıyor. birçok karesiyle izleyeni üzen bir öykü albert nobbs'unki, ama sonu öylesine aptalca ve bir o kadar hazin ki, hem karaktere kızmaya hem de gözlerinizin dolmasına mâni olamıyorsunuz.
    günden kalanlar'ın stevens'ına kızardım yıllardır, ama albert nobbs helen'ı bir çeşit takıntı hâline getirmesiyle onu da aşmış bir karakter kesinlikle.

    ah be hubert, cathleen'i yitirince alacaktın her şeyi göze alıp albert'ı yanına, hazin sonu öğrendiğinde mrs. baker'ın karşısında bakakalmayacaktın o zaman!

    --- spoiler ---

    filmde jonathan rhys meyers'ın da ufak bir rolü var, ama henry tudorvâri hâller yapışıp kalmış üzerine. kendisini o yüzden mi seçmişler ne.

    7/10 puanı hak eder bir film, ciddiyetinin ve verilen emeğin hatırına.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap