72 entry daha
  • ne yaptığını, nasıl yaptığını anlamadım ama çok pis ağzıma sıçtı bu film.

    --- spoiler ---

    filmin konusu ve türüyle ilgili hiçbir şey bilmeden başladım izlemeye. önce manyak bir veledin saçmalamaları gibi geldi. bu haliyle filmin sonunu getiremeyeceğimi düşündüm. sonra çocuğun anahtar hikayesinin peşine düşmesi, bu arada insanlarla iletişime geçmesi ilgimi çekti. ama bu hikayenin gerçek olamayacağını; oskar'ın kendi hayal dünyasında babasını yaşatmak için kendi kendine bir görev yarattığını düşündüm. o ara filmden el laberinto del fauno tadı aldım bir süre.

    sonra kiracı'nın ortaya çıkmasıyla, çocukla yaşlı adam arasındaki ilişkinin gelişimi filme hearts in atlantis tadı kattı. bir süre bu gözle izledim. ve bu ikilinin arasındaki paylaşımın yeterli verilemediğini düşündüm.

    son bölümde de daha önce de belirtildiği gibi babam ve oğlum moduna girip yanı başımda horlayarak uyuyan tosunlar kralı oğluma bakıp salya sümük ağladım.

    11 eylül olaylarının işleniş şekli değildi tabii ki beni bu hale sokan. sonuçta çok fazla empati kurabileceğimiz bir durum değil. ama babasına aşık bir çocuğun babasız büyümek zorunda kalması, hiçbir suçu günahı olmadığı halde babasının kendine ihtiyacı olduğunu sandığı bir anda onu yüzüstü bıraktığını düşünüp suçluluk duygusuyla kendisini yiyip bitirmesi, babasının kendisine bıraktığı notu bulması, babasının bile hiç tanımadığı dedesinin geri dönmesi gibi olaylar, baba ile çocuk arasındaki bağ yeterince verilemese de, muslukları açmama yeterli geldi.

    çocuğun manyaklığının yanında annenin çabasını da ayrıca takdir etmek gerek.

    7,5/10 veriyor, herkese sevdiklerinin kıymetini bilmelerini tavsiye ediyorum. bir de bakmışız ki yoklar.

    --- spoiler ---
51 entry daha
hesabın var mı? giriş yap