1 entry daha
  • winning eleven/pes serisindeki oyunlar içinde en çok zevk aldığım oyun.
    oyunda iri forvetler ile top taşımak çok zevkliydi, hele hele bir de carew gibi driblingden anlayan adamla rakip defansın anasını ağlatabilirdiniz. ha bu hızlı forvetlerin etkisiz olduğu anlamına gelmiyor. aksine onlar daha etkiliydi ancak oyunu biraz iyi oynuyorsanız hızlı forvetler ile her şey çok kolay oluyordu, o yüzden zevk vermiyordu.

    oyunda verkaç bug'ı vardı. verkaç yapıldığında ikinci pas verilene kadar defans oyuncusu yerinde kilitli kalırdı. yani siz verkaç olacağını anlasanız da bir şey yapamazdınız. o yüzden arkadaşlarla oynarken verkaç yapmayı yasaklamıştık. aynı şekilde hızlı oyuncuyla kanattan kopup ceza sahasına girmek de arkadaş grubu içinde hoş karşılanmayan bir stratejiydi (amma ciddiye almışız lan oyunu).

    bu oyunda da serinin o yıllardaki her oyununda olduğu gibi master league'e hayal ürünü oyuncularla başlıyorduk. o dönem leeds united'ın genç, dinamik kadrosuna hasta olan bir arkadaşla master league'de leeds'i alıp bütün takımın oyuncularını alana kadar, okul çıkışı hemen hemen her gün artık ikinci evimiz olan bir playstation cafe'de o save'i oynamıştık. ondan sonra kendimi benzer şekilde bir "davaya" adadığımı hatırlamıyorum. lan ben o kadar sevmiyordum bile leeds'i.

    master league'de as roma adeta büyülüydü (en zor seviyeden bahsediyorum). zaten o takım çok iyiydi ama iyi olmasının dışında bir havası vardı. adamlar illaha bir gol atıyorlardı. ne yap ne et o golü yiyordun, harbiden 1-0 yenik başlıyordun onlara karşı. o yüzden master'da roma ile oynarken bir derbi havası olurdu, onlara karşı ayrı bi kasardık. onca yıl oynadığımız master'de roma'nın bize gol atamadan bitirdiği bir maç hatırlıyorum.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap