17 entry daha
  • delikanlının halini delikanlı jargonunda anlatan takeshi kitano filmi. filmin en büyük olayı budur kanımca, anlattığı hikayeyi onun dokusuna uygun anlatmak. baş karakter nasıl sessiz ve ağır başlıysa film de sessiz ve ağır başlı. yani bir nevi senaryo baş karakteri ciddiye alıyor, baş karakter ne yapmak isterse "buyur abi film senin" minvalinde bütün ihtimaller açık. yani film başkarakteri manipüle etmiyor, başkarakter filme yol gösteriyor, bu da onu üç boyutlu bir karakter haline getiriyor.

    şahsen bu üslup her zaman sevdiğim bir üslup olmuştur, hikayenin dokusunun başkarakterin kişiliğiyle örtüşmesi, onun ruh haline göre şekil alması hikayeye bambaşka bir tad verir. mesela max frisch'in homo faber adlı kitabındaki başkarakter mühendistir, adamda mühendis kafası vardır; teknik, az ve öz düşünür. romanda da çoğunlukla kısa cümleler seçilmiştir, karakterin duyguları mümkün olduğunca az sayıda kelimeyle ifade edilmeye çalışılır. bunu farkettiğinizde metni ayrı bir seversiniz, bu film de öyle işte.

    erkeklik üzerine yapılan bin bir çeşit film var, kimisi scorsese gibi hızlı ve akıcı hikayelere meze etti konuyu, kimi tarantino gibi karikatürize etti. bu da aynı mesele üzerine başka bir yorum, aynı meseleyi bin birinci defa da olsa izletebilen bir yorum.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap