95 entry daha
  • redhack’in 7 ağustos 2013 günü halk tv’den yaptığı bağlantının sonunda; “sunucunun uykusu geldiyse gitsin, siz konuşun, biz sabaha kadar dinleriz,” diye atılan iletileri okuyan ece zereycan’ın yüzündeki tebessüm her şeyi açıklar mahiyetteydi.

    sansürlenmemiş, montajla başkalaştırılmamış muhalif seslere hasret kaldığımız bugünlerde milyonlar, televizyon ve internet üzerinden, çıt çıkarmadan her söyleneni duymaya, anlamaya, anlatmak için hafızasına kaydetmeye çalıştı çünkü saatler süren yayın boyunca.

    bağlantı kopukluklarında bir cümlenin bile araya kaynamaması için gösterdiği dikkat ve özen için müteşekkir olduğumuz sn. zereycan, yayının sonunda “kendinizi çok özletmeyin,” diye ekledi bizleri temsilen.

    standart fm’de gerçekleştirilen bağlantı zamanı (1 temmuz) ile bugün arasındaki fark; kızıl hackerların artık daha fazla kişinin kalbine girmeyi başardığı, sözlerinin daha uzak mesafelere ulaştığı gerçeğidir.

    siyasetçilerin, 16 yıllık geçmişi olan ve - kendi ifadeleriyle - dünyanın halen aktif olan en eski hacker grubu olduğunu anlamayıp, internet kafede oyun oynayan çocuklarla karıştırdığı ve yakalamazsak şöyleyiz, böyleyiz diye ahkam kesip, zaman geçtikçe “e, n’oldu?” sorusuna cevap veremedikleri redhack, sözcüsü marifetiyle biriken sorulara açık ve net yanıtlar verdi.

    (buradan, hem de bu kadar gecikme ile konuşmayı özetleyecek ya da aktaracak değilim. dileyen herkes birkaç saatini ayırıp kayıtlara ulaşabilir, grubun sözcüsünü dinleyebilir. )

    benim ilgimi çeken ve yazmaya iten husus, “hack” kavramı ve algılanma biçimi oldu. ‘hack’in birilerinin bilgisayarına girmek, bilgilerini ele geçirmek, ifşa etmek olduğunu düşünenleri ters köşeye yatıran bir açıklama vardı konuşmanın içerisinde; “burada konuşmamız bile bir hacktir.”

    redhack’i 12 kişiden ibaret sayan ve “bugün olmazsa yarın yakalanacaklar,” diye düşünenlere cevabı yapıştırdı, güzel diksiyonunu ve adanalılara özgü vurgularını sevdiğim sözcü: “düzenin oyunlarına çomak sokan, taş koyan herkes aslında birer hackerdır,” dedi bir bakıma.

    hiçbir şeyin gizli kalmayacağını bildiğimiz, ama bilgi kirliliğinin de had safhada olduğunu unutmadığımız günümüzde artık ayık olma zamanı, gördüğüne, duyduğuna kayıtsız kalmama, doğruluğundan emin olunca paylaşma zamanı şimdi.

    redhack, kaç milyon sempatizanı varsa, o kadar kişilik bir grup olduğunu anlattı bu vesileyle. uyanışın diğerlerini de uyandırmayı gerektirdiğini, gerçeklerin çarpıtılmış halleri ile, halkın izlediği kanallardaki sansürlerle değil, apaçık biçimde ortaya çıkarılması gerektiğini ve bunun 12 kişiyle yapılamayacağını anlattı.

    hack kavramı ile hak kavramını “hak yiyen, hack yer!” sloganı ile birleştirerek zihinlerimize işleyen kızıl hackerlar; birlik olmanın önemini, eylemin küçüğünün büyüğünün olmadığını, herkesin bilgisi ve becerisiyle yapabileceği bir şeyler olduğunu bir kez daha hatırlattı gençlere, muhaliflere, haksızlığa isyan edenlere.

    sabaha kadar konuşsa dinleyecek milyonlara seslendi 7 ağustos’ta redhack. bu yazıyı yazanı ve okuyanı da hacker ilan ederek.

    eyvallah.
hesabın var mı? giriş yap