23 entry daha
  • genelde mr jones adli şarkı ile yabancı müzik çalan radyoların dinleyicisinin kulak aşinası olduğu bir gruptur counting crows. barlarda publarda hiç beklenmeyen bir anda mr. jones'un o gitar introsu ve adam duritz'in shalalalala diye bağırması aniden insanların boyunlarının sağa sola hareket etmesine, dudakların ise mr. jones and me diye başlayan nakaratta açılıp kapanmasına neden olur.

    ama counting crows mr. jones'dan çok daha fazladır. 1993 yılında çıkardıkları ilk albümleri august and everything after, grubu aniden müzik dünyasının tepesine oturtmuştur. gerçektende bu albüm lezzetinden yenmeyen bir eser olmuştur. grunge'in mainstream olduğu ve insanların artık kurt cobain ya da eddie vedder sesli klon gruplardan kustuğu dönemin alternatif müzik piyasasına ilaç gibi gelmiştir bu ağlak grup ve albüm. her sıkı alternatif müzik takipçisinin o dönemde arşivine severek eklediği bir albüm olmuştur kısaca august and everything after. işte o bizim mr. jones şarkisi da bu albümde yer almaktadır, ama albümdeki diğer müthiş şarkıların (round here, perfect blue building, raining in baltimore gibi...) yanında oldukça vasat kalmaktadır kanımca.

    august and everything after'da counting crows hem müzik hem de şarkı sözü bakımından son derece başarılı bir performans sunmasına karşın, müzik dünyasında pek yaygın olan bir engele takılmıştır. (bkz: debut albümün başarısını yakalayamamak). evet, ne yazık ki counting crows ilk albümde yakaladığı o müthiş başarıyı tekrarlamakta oldukça zorlanmıştır. ama burada eleştiriye bir çeki düzen vermemiz gerekmektedir. counting crows'un ikinci ve daha sonraki albümleri august and everything after'dan çok mu kötüdür? yoksa ilk albümdeki başarının ardından doğru limana hangi gemiyle gidileceğinin bilinmemesi mi counting crows'u affallatmıştır?

    ilk albümü takiben counting crows 1996 senesinde oldukça farklı bir ikinci albüm olan recovering the satellitesı çıkarmıştır. farklılık counting crows'un country-rock köklerinden biraz uzaklaşıp daha sanatsal, tabiri caiz ise daha avant-garde bir boyuta geçme çabasından kaynaklanmıştır. ancak bunda hiç de başarılı olamadığı üzülerek görülmüştür. bu albümde avant-garde olmak ile ağlaklık arasındaki sınır ortadan ne yazık ki kalkmıştır. yine de bu ikinci albümde daylight fading, goodnight elizabeth ve meşhur a long december gibi başarılı parçalar yer almıştır.

    recovering the satellites'tan sonra 1998 senesinde across a wire: live in new york adı altında ilk iki albümün şarkılarından oluşan canlı kayıt bir albüm yayınlamıştır counting crows. bu albüm 1999 senesinde çıkacak olan this desert life adlı albümün öncüsü olmuştur. this dessert life counting crows için bir dönüm noktası olmuştur kanımca. müzik olarak ilk ve ikinci albümlerin bir birleşimine ulaşmayı amaçlamış olan bu albümde counting crows tam olarak koştuğu yönün adını bilmese de gidilen yönde günesin doğmakta olduğunu görmüştür.

    this dessert life’ın ardından üç yıl sessiz kalan counting crows 2002 yılında hard candy ile müthiş bir dönüş yapmıştır. counting crows, august and everthing after'ın başarısından sonra varlığını hangi yönde devam ettirebileceğini deneme yanılma yöntemiyle de olsa bulduğunu bu yaratıcı müzikal ve şiirsel unsurlar taşıyan kaliteli albümle göstermiştir. hard candy her ne kadar albüm olarak august and everything after ile aynı tadı vermese de onun yanında raftaki yerini gururla almıştır.

    uzun lafın kısası, counting crows enteresan bir gruptur... hem insani kendine bağlar, satır satır yazı yazdırtır, hem de bu bağlılıktan şikayet ettirebilir. hem nefistir hem de kötü. hem yaratıcıdır hem de sıradan. belki de bu ikilemlerin nedeni o müthiş ilk albümün, çıktığı o hareketli dönemin anılarıyla karışması nedeniyle objektif bir değerlendirme yapmayı engellemesidir. neden her ne olursa olsun, içten içe insan sever counting crows'u. ama bazen bunu kendi kendine itiraf etmekten bile çekinir. çünkü hakikaten çok da yavan olabilmektedir ayni zamanda.
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap