12 entry daha
  • stoner rock türüne örnek olarak verilebilecek şarkıların başını çeken california'da 1988'de katzenjammer adıyla kurulup 1995'te kyuss adıyla dağılan grubumuzun, ki bas severler zaten çoktan gruptan haberdardır, welcome to sky valley adlı albümünden leziz bir şarkıdır. katzenjammer'in birebir çevirisi kedi ağlaması olsa da almanlar kelimeyi hem akşamdan kalmalığı hem de bitmek bilmeyen iç sıkıntısını, ruhsal bunaltıyı ifade etmek için kullanıyorlar. o ağlayan çocuk sesi ya da inleyen kadın sesi gibi olan tuhaf mı tuhaf kedi ağlamalarını biliyorsunuzdur; işte onun sürekli olarak beynimizde yankılanması, içimizde olması hali. grubun ismi bir kenara insan şarkının ismini de, yani demon cleaner'i, şöyle hafif bir yamultmayla, kızkaçıran misali şeytan kaçıran diye çevirince sürekli kızılderililerin kabusları kaçırsın diye tüylerle ve iplerle yapıp yataklarının başına astıkları dreamcatcher'ları hatırlayıp duruyor. o da türkçeye enfes bir şekilde düşkapan olarak çevrilmiş. bir de imge olarak kafada hayalet avcıları'nın (ghostbusters) hayaletleri elektrik süpürgesi misali içine çekip şak diye kapanan hayalet kapanları var. ama tabii bu şeytan kapan değil de şeytan kaçıran olunca içine çekip yok etmektense etrafa dağıtıp yok ediyor gibi düşünmek gerekiyor. sonuçta kendim dediğin şeye karışıp duran bir şeyden kurtulmanın iki yolu var: ya tek bir yere biriktirip kendini ondan süzüp etrafa dağılıp gideceksin ya kendin sabit kalıp onu etrafa dağıtacaksın.

    aslında şarkı bambaşka bir sebepten aklıma düşüp dilime takıldı. hamamböceği kaçırma/kapma maceramızdan. onlara da insanın böcek demeye dili varmıyor gerçi çünkü bildiğin yüzü, gözü, kolu olan hayvan gibiler, hatta hani hayvan biraz daha büyüse fare, köstebek falan olabilirmiş de yanlışlıkla böcek olmuş. bir de böyle durup dururken transformers gibi yavaş ve göz alıcı bir şekilde form değiştirerek kanatlarını falan çıkarıyor, yarasa misali uçmaya başlıyor, insanın öldürmeye vicdanı el vermiyor. işte yine öldürmeye dayanamayınca bir tanesini avucumun içinde merdivenlerden aşağıya indirirken karşılaştığım bir çinliyi samara saçlarını savura savura çığlık çığlığa evden dışarı kaçırmışlığım, tuvalete saklanan bir amerikalı tarafından ise şeytani böceklere karşı cesaretimden dolayı demon cleaner olarak seslenilmişliğim var. gerçek demon clenear'larsa odaların ortasına kapan misali yerleştirip evi 4 saat boyunca terk etmemizi gerektiren etrafa böcek öldüren garip bir sis yayan bombalardı. amerikanlar fogger diyor. odadaki bütün dolap kapağı ve çekmeceleri açıp, her kuytu köşeyi gören stratejik bir nokta belirleyip sahiden de el bombası misali şişenin pimini çekip bombayı bu noktaya bırakıp gitmen gerekiyor. tüm evi bombalayıp gittik. eve geri geldiğimizde odaların zeminleri, koltukların üzeri, yataklar, lavabolar yüzlerce ölü uğurböceği ve kelebekle kaplıydı, sahnenin hüznünü anlatabileceğimi çok sanmıyorum. aslında şarkı dışımızdaki değil de içimizdeki şeytanlardan bahsediyor. içimizin böyle saf ve bu kadar şiddetli bir şekilde yok etme, can alma isteğiyle dolu olduğunu düşününce bana kalırsa adı konulmuş bir demon cleaner olarak ben şeytan kaçırma fonksiyonumu birini tuvalete hapsedip diğerini de ev dışına kaçırarak çoktan yerine getirdim. yalnız kendi içimdekiyle nasıl hesaplaşacağım onu kestiremiyorum. bu kedinin ağlaması bitmez.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap