• birhan keskin ve aslı serin, www.anitsayac.com sitesine ve son yıllarda hızla artan erkek şiddetine dikkat çekmek amacıyla yazdıkları ortak şiiri yayımladı. şiiri özgecan aslan’ın öldürülmesinden önce başlayan şairler, cinayetin ardından şiire nokta koydular ve 160. kilometre edebi şeyler şiir dizisi web sitesinde yayımladılar.

    [http://yesilgazete.org/…k-uzucu-bir-habere-donuyor/ http://yesilgazete.org/…k-uzucu-bir-habere-donuyor/]

    ölülerimizi “sık kullanılanlara” ekliyoruz.
    ölülerimize ölülerimiz ekliyoruz.
    şans eseri yazmıyorsa adımız bir sayaçta
    birhan, ben bunu hep “antisayaç” olarak okudum
    yani sayılamayan, sayılmasın hiç aman
    sahi biz kaç darbeden sonra ölülerimiz oluyoruz.

    erkek ve kadın, iki farklı hayvan.
    ve kuraldır öldürür hayvanlar âleminde güçlü olan.
    mesele bu değil, mesele başka.
    niye sevsin pembe tülleri kırmızı pancurları
    ve niye aynı evde yaşasın bir fille mesela
    aha kırılacak bir vazo birazdan.

    bir yatırımcı değiliz, tamam
    öncesinde büyük hesaplar, planlar, bütçeler filan
    ama sevmek diye bir şey var, geçelim dersen o da var
    bize çizilmiş kalın çizgiler, gerilmiş ipler var
    alnımızı kıllı elleriyle karalayanlar yetmedi komple silenler
    çaresizlik var birhan bak:
    türkiye’nin güneyinden üzücü haberler geliyor
    türkiye’nin kuzeyinden üzücü haberler geliyor
    türküye'nin doğusundan üzücü haberler geliyor
    türkiye’nin batısından üzücü haberler geliyor
    türkiye giderek üzücü bir habere dönüyor…

    sevmek dedin ya, aklıma oscar wilde’ın bir dizesi geldi bak!
    “çünkü herkes öldürür sevdiğini” diye
    ama öldüreceksek sevdiğimizi oscar sevmek niye?
    ama bundan da önce aslı, bundan da çok önce
    başka bir şey var, boynumuzda asılı olan.
    koy kadını bir tarafa, koy kadını bir tarafa
    koy kadını bir tarafa, var.
    âdem var ve onun kaburgası filan.
    sayaca gelirsek sayalım bir de bu yandan:
    türkiye’nin güneyinde bir adam yere çömeliyor.
    türkiye’nin kuzeyinde bir adam yere çömeliyor.
    türkiye’nin doğusunda bir adam yere çömeliyor.
    türkiye’nin batısında bir adam yere çömeliyor.
    türkiye giderek çömelen adamlara benziyor.

    onların dikliği bizim yataylığımız pornografik bir görüntü verebilir. değil!
    çömelmek yani pişmanlık yasası, kendimde değildim içmiştim safsatası
    çömelmek: törelerimiz böyleydi ben istemezdim filan
    çömelmek: bana karılık yapsaydı
    çömelmek: telefonla konuşmasaydı
    çömelmek: boşanmasaydı
    onlar koca, onlar baba, onlar sevgili onlar devlet.
    eşitlik istediğimizi sananlar yanılıyor
    kim eşitlenmek ister hırsızlar ve katillerle birhan!

    sana bir şey diyeyim mi aslı?
    cinsine koduğum derdi benim dedem kendi cinsine.
    yani cinsiyete bölünmeden önce
    öyle kalsaymışız ototroflar gibi filan.
    koyuyor insana tabii. bazılarını “insan” hanesinde sayarken
    belki de şöyle bir şey: bir düştü insan bir zaman
    hurafesiyle yaşıyoruz ondan arta kalan.

    kadınların kaburgadan yapıldığına
    kadınları bile inandıran neydi birhan?
    asıl mesele diyorsan buraya dönelim, şimdiye
    söyle artık başımıza bu işleri açan yine erkekler değil miydi?
    dönelim van’da bir kadına, dönelim mardin’de, dönelim izmir’de
    dönelim birhan bak geç oluyor hava kararıyor evimize dönelim
    bize bunları söyleten neydi, gülerken ağız kapatmayı, ağlarken saklanmayı
    her lafa karışmamayı, yazmamayı birhan, çizmemeyi bize dayatan kimlerdi
    giydiğimiz etek boyuna, doğuracağımız çocuğa karar verenler kim
    kadınlar ilk sevişmesinde neden babasının yüzünü gördü
    küçücük kızlar dedesi yaşındaki adamlarla neden
    neden genelevler var neden hep bir kadın otobanda
    ütü reklamında bir kadın çıplak
    otomobil fuarında bir kadın öyle arabalar üstünde, neden
    doğum günlerimizde bize mutfak robotu hediye edenler kimlerdi
    şakağımıza silahı dayayanlar kimler, kimlerdi birhan?

    televizyonu açtım güzel bir kış sabahı güneş öyle tepede
    sanki her şey aklanmış basbayağı tepede
    bir adam karısını eve kilitleyip sigara söndürmüş
    bir kadın birhan bak doktorlar söylemiş, bebekle yalnız bırakmayın demiş
    haklısın neden sevsinler pembe tülleri, iki ayrı tür neden illa bir
    tamamlanmamış bir evrimin projeleriyiz belki de

    zıvanalı geçme tekniği nedir aslı bilir misin?
    bak öğren bunu.
    çünkü bu şiir birbirine geçmiyor.
    acıyor, soğuyor, acıyor, soğuyor, acıyor, soğuyor.
    bitişmiyor. birinin acısı öbürüne geçmiyor.
    bütün kadınlara bundan böyle başka türlü “ateşli” olmayı
    “şiddetle” öneriyorum aslı
    çıkıp iki oda bir salondan
    ateşli silahlar elimizde, uma’nın kılıcı belimizde,
    savunma ve dövüş sanatlarında ustalıklı.
    anitsayac’ta bu kadar kadın ismi yeter,
    yeter artık, yeter çıkalım zıvanadan.

    şairlerin şiire koydukları dipnot ise şöyle:

    biz bu şiiri yazarken, özgecan henüz katledilmemişti. www.anitsayac.com sitesine ve son yıllarda hızla artan erkek şiddetine dikkat çekmek amaçlı böyle bir işe girişmiştik. son bölüm özgecan’ın vahşice katledilmesinden sonra yazıldı. ve anladık ki artık bu şiire devam etmek başka türlü bir acizliğe dönecekti. çünkü yaklaşık 2 ay süren bu şiir çalışmasında hemen her gün başka bir kadın cinayetine tanık olduk. çok üzgünüz ama yasta değiliz. hiçbir devlet “büyüğünden” ve hiçbir saraydan adalet beklemiyoruz. “kadınlar savaşçıdır” diyen didem madak’ı selamlayarak, içimizdeki yerlileri dürtüyoruz. biliyoruz ki kadın cinayetleri politiktir. ama unutmasınlar ki meydanlar, sokaklar bizimdir.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap