beowulf return to the shieldlands

• yayınlanmaya başladığını duyunca büyük bir umutla bir an bile kaybetmeden izlemeye başladığım dizi. ama ne ray winstone’lu ne de gerard butler’lı beowulf gibi olmuş (ki o ikisi de bana göre vasat prodüksiyonlardı). game of thrones’tan jenerik, müzik ve entrika temasını, da vinci’s demons’tan oyuncuları (duke alfonso ve lorenzo de medici hiç gitmemiş burdaki iki role de), vikings’den de diğer ne varsa onu alıp ortaya karışık bir dizi yapmışlar gibiydi. konu desen beowulf’tan sapa sapa bambaşka bir şeye dönüşmüş.
  --- spoiler ---
  beowulf asıl metinde hrothgar tarafından grendel’dan kurtulmak için çağrılır, burda ise beowulf geldiğinde hem hrothgar çoktan ölmüş oluyor, hem de grendel daha saldırılarına başlamamış. beowulf’un grendel’ın elini kopardığı sahne ise tam bir fiyasko. eserde beowulf’un grendel’i kılıçsız, silahsız, yalnızca elleriyle alt ettiği o kadar güzel anlatılır ki, bu ucuz kılıç sahnesi keyif kaçırdı. (bir filmde/dizide de şu alttaki adamın el yordamıyla kılıcını bulup üsttekini yenmesi klişesine girilmese kurban keseceğim.) onun dışında bu barghestlermiş, mud-bornlarmış, orta dünya çakmasından bir şey değil. grendel’ın tipi desen lotr’deki goblin’lerden birebir çakma.
  --- spoiler ---
  kısacası beğenmedim arkadaş, ama ingiliz edebiyatçısı olmamın hatrına sonuna kadar dişimi sıkacağım. bir de elvina’nın the walking dead’deki tara’yla benzerliği muazzam. (bu yazdıklarım bir online dizi izleme sitesinde aynı dizi hakkında yazdıklarımdan alıntıdır.)
  
  edit: müjde! 5. bölüm itibariyle artık çocukluğumuzun “yeraltı canavarı” da sandworm oldu. diziye yeni dahil olan kela adındaki küçük kız kardeş de anasının karnında iki dakika fazla kalsa khaleesi olarak doğacakmış.