5 entry daha
  • kanalları gezerken ntv’de denk geldiğim tartışma programı yüzünden konuya değinme gereği hissettim.

    yabancı yatırımcıyı nasıl da övüyorlar, ülkeye çekilmesi gerektiğinden bu yüzden asgari ücretin yüksek olmasından, işçilerin çalışma şartlarının daha da kötü olması gerektiğinden böylece yabancı yatırımcının bizim ülkemize gelip yatırım yapabileceğinden bahsediyorlar. ekonomist değilim ama yabancı yatırımcıya bu denli bel bağlamak niyedir?

    mesela bir işletme düşünelim, kar ediyor ve bu para bizim ülkemiz hanesine yazılıyor bilançoda. ettiği kar, çalıştırdığı işçiler, ürettiği know-how hepsi bizim topraklarımız üstünde. sonra çok karlı bir satış işlemi ile çinlilere satılıyor. e çinli alıyorsa eğer bu firmayı demek ki firma iyi durumda, veya iyi duruma gelebilecek bir durumda ki çinliler almış.

    neyse efendim bu firma yabancı kaynaklı olduktan sonra bizim ekonomimize yaptığı tek katkı isdihdam yani amelelik kısmı. firmanın bütün karı çine gidiyor, bütün argesi (buraya değinilecek tekrardan) çinden geliyor, üretim hatları, hammadde bile ordan geliyor. ilk satıştaki sıcak para uğruna resmen tüm geleceğimizi satıyoruz. daha sonra bu ülkelerle aramız bozulunca veya çıkar çatışması yaşanınca veyahut bu devletler bizim ülkemizi manupule etmek isteyince zaten sermayeyi yöneten kişiler bunlar oldukları için bizi bir gecede fakirleştirebiliyorlar.

    an itibariyle ülkemizde en büyük 20 firmamız yabancı sermayeli, üniversite öğrencilerinin mezun olunca çalışmak istedikleri yerler yabancı sermayeli bile değil direk yabancı. ülkemizin en güzide okullarında okuyan, ülke geleceği için bel bağladığımız insanlarsa yabancı firmalar için arge, teknoloji üretiyorlar. peki senin ülkenin en akıllı insanları yabancılar için teknoloji üretirken, halkın bozdurduğu 5$ ile 10$ ile doların ateşi düşürülebilir mi?

    bu konuyla bağlantılı diğer bir konuysa ülkemizde faaliyet gösteren yarı yabancı yarı türk firmalar. efendim afedersiniz ama koç holding ülkenin anasını vaktinde bir bellemiş, şimdi kırk pezeveng bir araya gelse temizleyemez. şöyle ki koç holding bünyesinde yer alan otomotiv grupları yarı türk yarı italyan ve amerikalıdır. bu fabrikaların robotları, montaj hatları, arabaların çizimleri, üretilecek projeler ve hatta müşterileri bile yabancı ortakları tarafından bulunur. motor fabrikasından motor gelmezse eğer yabancı ortağa başvurularak problem çözülür. bu bir nevi buranın abisi benim demektir. arabalardaki bütün teknoloji gerektiren parçalar dışarıdan gelir. fakat reklam yapılırken utanmadan 75% yerli denilebilmektedir. hatta türk mühendisleri tarafından gururla tasarlandı bile denilebilmektedir. bre kafir el motoruyla, el teknolojisiyle gerdeğe girilir mi? senin mühendisin argede akşama kadar bagaj süsüyle geliştirme yaparken, adam motoru nasıl daha verimli yaparım diye uğraşıyor. kendi fabrikasında milyon dolarlık araç üretirken senin fabrikana verdiği proje daha ncap testlerini geçememiş araba.

    sonra sen yerli arabanı üretmeye çalışırsan da karını kaybetmemek için ite itlik yapıp, lobi çalışmalarıyla engellemek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. diğer sektörlerde de durum çok farklı değil sevgili suserler.
    şimdi geliyorum diğer şaklabanlıklara. haberlerde gördüğüm kadarıyla ayder yaylasının büyük bir kısmı araplara satılmış (doğruluğu araştırmadım ama doğru ya da değil, bu tarz doğru şeylerin olduğunu biliyoruz). böyle bir karaktersizlik olabilir mi? senin doğan for a few dollars more* satılır mı? ona buna peşkeş çekilir mi?
    işte suserler bu olayların hepsi ve daha fazlası bize o kadar şirin göstermeye çalıştıları yabancı sermaye.

    eğer bir yerde bir sorun varsa biz ülke olarak bu sorunu kendi kaynaklarımızla çözebilecek bir ülkeyiz fakat bu oy kaybettirebilir ve çok uzun zamanlar alabilir. bunun yerine hükümetler yabancı sermaye ile kısa zamanda hallederek (ki bu yabancı sermayenin de hükümeti bağlamak için arayıp da bulamadığı) halkı yatıştırabilirler. bu da ilk başlarda rahatlama sağlasa da sonraları tırmalamaya başlar. yani bugünkü refahımız için gelecegimizi satmak olur.

    suçlusu yine biziz diyerek çuvaldızı kendime batırıp, iğneyi acupuncture’cu arkadaşlara bırakıyorum.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap