7 entry daha
  • yer yer iyi, yer yer siradan, yer yer sikici bir erlend loe romani. bir doppler degil.

    --- spoiler ---

    kitaptan alintilar
    --- spoiler ---

    oglanlari dusunuyorum. bugun koca adamlar olmuslardir. kesinlikle ellinin uzerindedir yaslari. dunyanin guzel bir yer oldugunu hissediyor olmalilar. her seyin uyumlu oldugunu. bir seylerin anlamli oldugunu.

    simdi ne yaptiklarini merak ettim. muhtemelen onlarin da kendi aileleri ve icinde elma agaclari olan bahceleri vardir.

    buyukbabam iyi adamdir gercekten.

    ben de iyi biri miyim, merak ediyorum dogrusu.

    benim kusagimda iyi biri var mi, merak ediyorum.

    -----

    simdi biraz daha okudum.

    durum giderek kotulesiyor.

    paul yercekiminin zamani etkiledigini soyluyor.

    sinir tanimiyor adam.

    hicbir uyarida bulunmadan, yercekimi kuvvetinin ve hareketin zamani etkiledigini soyluyor. kitabin kapagina bakiyorum. ciddi bir yayinevi tarafindan yayinlanmis. soyledikleri dogru muhtemelen.

    sinir oluyorum.

    neden kimse bana bundan soz etmedi?

    fizik hocalari bu gibi bilgilerin her seyi degistirdiginin farkinda degil mi? aptal mi bunlar?

    fizikten vazgecmemin nedeni, tum bunlarin nasil uyum icinde olduklarini anlamadan, oturmus proton ve notronlari ciziyor olmamizdi. sikiliyordum. bunun yerine, kizlara donup sol elimin isaretparmagi ve basparmagiyla halka yapmayi ve sag elimin isaretparmagini bu halkanin icine sokup sokup cikarmayi yegliyordum.

    zamandan hic soz edilmemisti.

    -----

    prof. paul davies,

    ben genc bir adamim ve kendimi pek iyi hissetmiyorum. bir iyi, bir de kotu arkadasim ve benim kadar sevimli olmayan bir abim var. kiz arkadasim yok.

    bir zamanlar okuyordum ama ogrenciligi biraktim. cogu gunler, abimin dairesinde oylece oturup dusunuyorum, geceleri de duvara top atip tutuyorum. bir cekic ile bir tahta parcasinin icine gecen cubuklardan olusan bir oyuncagim var. cubuklari caktiktan sonra tahtayi ters cevirip onlari yeniden cakiyorum.

    bazen sizin yazdiginiz kitabi okuyorum. zaman hakkindaki kitabinizi. gecen zaman uzerine dusunmeyi sevmiyorum, siz de zamanin var olmadigini soyluyorsunuz, bu, beni mutlu ediyor, ancak sizi tam anlamiyla anladigimdan pek emin degilim.

    insani korkutan bir suru sey soyluyorsunuz.

    her seyin bir anlami oldugunu ve her seyin sonunda iyiye varacagini hissetmek isterdim ben.

    simdi hissettiklerim ise bunlardan cok uzak.

    size on iki soru sormak isterim, eger cevaplarsaniz cok minnettar kalacagim.

    iste sorular:

    1. zaman diye bir sey var mi?
    2. evrenin buyuklugu sizi korkutuyor mu?
    3. gunes bes milyon yil sonra yanip tukenecek diye, yaptiginiz her seyin bosuna oldugu duygusuna kapiliyor musunuz bazen?
    4. duvara top atip tutmaktan hoslanir misiniz? bunu sik sik yapar misiniz? vaktiniz olsaydi daha da sik yapar miydiniz?
    5. eger einstein bugun hayatta olsaydi, sizinle arkadas olur muydu?
    6. gecmis, simdi ve gelecegin ayni anda var olmasi nasil mumkun olabilir?
    7. bazen, tum bildiklerinizi bilmemis olmayi istiyor musunuz? bir plajda, cehalet icerisinde, futursuzca kosacak denli ozgur olmayi?
    8. buyuk patlama'nin tesaduf oldugunu dusunuyor musunuz?
    9. ben dunyaya gelmeyi istemedim. hic kimse istemedi bunu. evrenin buyuklugu ve karmasikligi kendimi miniminnacik ve sorumluluktan muaf hissetmeme neden oluyor. yapacak tek anlamli seyin iyi vakit gecirmeye calismak oldugunu duyumsuyorum. bu duyguyu anliyor musunuz? siz de boyle hissediyor musunuz?
    10. insan beyninin sayisiz dusunceyi dusunebilecek kapasitesi olduguna katiliyor musunuz?
    11. yiyecekleri anime eden, ornegin dans ederek peynirin icine atlayan krakerler iceren televizyon reklamlarina karsi misiniz?
    12. ugrastiginiz sayilarin buyuklugunden dolayi bazen gulmeye basladiginiz oluyor mu?

    cok tesekkur ederim.

    -----

    okudukca aklima, new york'taki zamanin norvec'teki zamanla ayni olmadigi geliyor. orasi bizden alti saat daha geri. yani new york'a giderek alti saat kara gecmis oluyorum. hos bir dusunce. bu saatleri keyifli bir seyler yapmak icin kullanacagim. ote yandan, bir saniyenin neredeyse 3 milyarda birini on bin metre yuksekte bulunarak kaybediyorum. bu seyahat sekiz saat suruyor. saniyenin yirmi dort milyarda birini kaybediyorum. oldukca az. bunu kafaya takmayacagim.

    -----

    bambaska bir hayat bu. herkes benim new yorklu bir kopek sahibi oldugumu sandi muhtemelen. burada yasadigimi, bir dairem ve kopegim oldugunu sandilar. her gun boyle kakalar temizledigimi filan. insani sasirtan bir dusunce.

    eger ben new yorklu bir kopek sahibi degilsem, bu, diger insanlarin da gorunduklerinden farkli olabilecekleri anlamina geliyor. yani bu, herhangi bir seyi bilmenin mumkun olmadigi anlamina geliyor.

    --- spoiler ---

    kitaptan alintilar
    --- spoiler ---
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap