100 entry daha
  • yağmur kuşağının sarmaladığı tahta yıldızlardan, çölün ortasın da ki eve süzülen bir dilek gibidir kadikoy. yürümekten bıkmadığım. inadına arabayı günlerce uzaklara bıraktığım. unuttuğum. üzerine yarım ay votka içtiğim. akşamları yaşam kesintileriyle bir uzayıp giden dolmuş sıralarında; denizden yüzüne bulaşan tanrıda. gökyüzüne baktığında ne görmek istersen o ve yanında. orada, karanlıkta, çizgi roman artığı caddelerde ve heyecan, ve yıkılmış krallıkları eski arkadaşlıkların-evlerde monopolly oynamak. bir kaç saniye için dünyanın kralıyım. ve işte tekrar burada, ölürken herşey. zamanımız tükenirken-işaret ettiğinde durmayan taksi gibi. boş evde çalan telefon gibi. mahsenleri bıçakla yaralayan yaşlı adam ve deniz ve şehir-üzerine düştüğüm, insan dediğin ölür. hiç bir şey kalmaz. hiç bir söz; hiçbirresim-mum ışığı yalnız değilken, evlerin terasları sesten çekinmezken, kaybetmişken, okuldan eve dönerken ve hep yalnız. yaşlı adam camiyi sorar-trafik polisi yüzünde sen, gazeteci çocuk yüzünde sen, sakin vapur. gökyüzünde balon. uzakta göktaşlarının dövdüğü bir gezegen. bir semt zihninde; elektrikten önce bir kova su-açık gökyüzü.dükyanlar, menzildeyim-sonu iyi bitmeyecek bunun. kesik, kesik yarınlar-uzakta oturuyorsun diye sana iş vermeyen adamlar. köprü-de. birden hızlanıp duvara çarpma isteği. neden? neden* neden? kara kutu da bir sen bir de ben. uzaklaşmak istemiyorum. seni yanımda götürmek istiyorum. kokunu e-bay'de bedavadan satmak. toprağını marsa gömmek istiyorum. parçalanıyorum. gömlek, yada gençlik yetmez-tuhaf gurbetler çektim. artık evimdeyim. kalp kırılır yen içinde kalır. işte öyle bir günde. tek başıma. sakin.
3922 entry daha
hesabın var mı? giriş yap