85 entry daha
  • daha önce blog yazımda albümle ilgili bir eleştiri yazmıştım buradan da paylaşmak istiyorum buyurunuz..

    9.4/10

    yaşlı bir ustanın ruhuna sahip bir müzisyenin genç bedeninden yükselen başyapıtı..

    25 yaşında genç bir müzisyen için artık karar zamanı gelmiştir. 2003 senesi içerisinde bitirecektir hayatının belki de en önemli albümünü.. genç rapçi, prodüktör ve dj yunus özyavuz, topladığı sample’lar, prodüksiyon ekipmanları ve tüm toparlayıp yazdığı notlarıyla sonucunu bilmeden başlayıp bitirdiği albüm, yaşlı bir ustanın ruhuna sahip genç bir müzisyenin başyapıtı olacaktır.

    ”bir pesimistin gözyaşları”, hem bir sonun başlangıcıdır hem de bir müzisyenin çıkışıdır. ”bir pesimistin gözyaşları”, türk müzik tarihinde edebi anlamı, şiirselliği, daha önce hiç denenmemiş bir şekilde değiştirmiştir. albüm, ülkemizde geriye bakıldığında rap müzikten ziyade herhangi bir türde örneği pek olmayan cesarete sahip yenilikçi bir albümdür ve bu albümü yapan sanatçıyı bile arkasından baktırabilecek bir niteliğe sahiptir.

    ”56 denklemli ıntro” ile play tuşuna basılır, sagopa köksal engür‘ün dublajını yaptığı bir filmden aldığı alıntı ”skit” ile başlar ve 56 denklem sıralanır, albüme çok çarpıcı bir giriş yapmıştır. ”analiz” güçlü girişi, şiirsel sözleriyle bizi karşılar ve arkada gezinen üflemeli sololarıyla duygu yoğunluğunu iyice arttırır, ”yarının bugünden çıkarı ne?” sözleriyle devam eder nakaratında. ”karabiber duası” güçlü sampling ve altyapı kalitesiyle göze çarpan bir parça.”karikatür komedya” albümün en iyi parçalarından biri ve sagopanın kimliğine büründüğü ”pesimist” kişiliğin bir ürünü. ”deneyiminle deneye bir denek misin sago?/gırtlağında halata bağlı sen binek misin sago?” anlamıyla zaten üst düzey olan, rhyme’dan ziyade flowsal bir kabiliyet kanıtlıyor bizlere. ”mütalam” sagopa’nın diğer şarkılardakinden ziyade altyapıda “slice” tekniğiyle yapılmış samplinglerin başarısını gösteren bir şarkı. ”rap yaparken günaha mı girdim?” sagopa’nın eski rap tarzındaki küfür kullanımına gelen eleştirilere karşı yapılmış bir iş. ”maskeli balo” benim için sagopa’nın ilk on şarkı sıralamasına girecek bir eser ve tüm yaşanmışlıkları, ergenlik sancılarını ve talihsiz bir şekilde öldürülen arkadaşını anlattığı gerçekten şiir gibi bir şarkı.”adı anıldığında işte dostum dedim / adım
    anıldığında tanımam dedi, taktı maskesini yüzünü çevirdi ” sözleriyle de urban, yalın ama çok vurucu, hayattan, gerçek bir etki yaratıyor. ”iskeletler diyarında bir et parçası” sagopa’nın george winston‘ın piyano sample’larını harika bir şekilde işleyip duygu yüklü bir beat’e dönüştürdüğü bir parça.”geçmişi gölgeye teslim ettim” metal grubu empyrium sample’lı introsuyla gitar arpejleriyle ve sözleriyle, arkadaki sonradan homojen bir kayıtla girilen kadın vokalleriyle tam bir melankoli havuzu ama belirtmeliyim ki şarkının ikinci kısmı kesinlikle çok gereksiz bir detay.”bir pesimistin gözyaşları’‘ şarkısı, sanki ”albümün tüm şarkılarının duygularını sıkıştırıp bir parça haline getirsek nasıl olurdu?”sorusunun cevabı ve forest gump,ölü ozanlar derneği skit’leriyle bizleri yine melankoli havuzuna sokan, yıllarca hatırlanıcak harika bir eser.”bağdat” 2002 ırak savaşının akabinden yazılmış bir parça. sagopa savaşın akabinde kısa bir süre icinde özümseyip çok iyi ifade etmiş “bağdat gibi diyar olmaz ama bağdat bombalanır.” ”24” albümün zaman temalı şarkısı ”yaşlanan bir bugün bavulu topluyor” diye giriyor, ”yarınım kapıda bekliyor ve son veda zamanı” diye mükemmel bir uyumla, piyanist filminin soundtrack albümünde yer alan chopin’in duygu yüklü nocturne piyanolarıyla açılıp kapanıyor. albümünün ve şarkıların arasında konumlanmış ”skit” ‘ler özellikle seçilmiş ve türkiye’de ilk defa bu albümde bolca kullanılmış ”skit” ses örnekleri albümün konseptleşmesine mükemmel bir katkıda bulunmuş ve en az, şarkılar kadar unutulmaz bir etki yaratmış.

    sagopa’nın son dönemdeki röportajlarında da belirttiği ”o zamanlar compressor kullanmıyordum” beyanıyla da desteklemiş olursak, albümün mix/mastering seviyesinde sagopa’nın amatörlüğe kaçtığını söylemek yanlış olmaz. wide (geniş) bir sound, daha kontrollü vokal kayıtlarıyla ve loudness’a yol açmadan, db aralıklarının biraz arttırılmasıyla belki daha da iyi bir albüme şahit olabilirdik ama tabii bu albümün önemini asla değiştirmeyecek bir unsur.
    sonuç olarak ”bir pesimistin gözyaşları”, özellikle 2003-2007 yılları arasında internetin gücüyle elden ele, msn adreslerinden, forumlara ve maillere kadar dolaşan, gece yarılarında insanların birbirlerine yollayıp iç çekerek dinleyip, güç aldıkları bu albüm, parçalarıyla her dinlendiğinde hep aynı etkiyi verecek, onu yaratan sagopa’nın bile ideolojik, dini, felsefi, düşünceleri ne kadar değişse de geriye herkesin bakıp şapka çıkartacağı bir albüm olarak müzik tarihimize yazılacaktır.
199 entry daha
hesabın var mı? giriş yap