• gta vice city ihanete uğrayan kaybedecek birşeyi kalmamış taşaklı bir kabadayının sırtını deliliğe yaslanmış bir cesaretten güç alarak fakat kararlılıktan feyzalan bir akıllılıkla yazdığı tahta çıkış destanıdır.

    gta san andreas ise önce annesini kaybettikten sonra çocukluğuna geri dönmek isteyen, sonra da ihanetle birlikte dönmek istediği çocukluğun yalan olduğu anlayan fakat o dönemde gang ortamında maruz kaldığı sadakat, bağlılık vs. öğretileriyle büyük isimlerin desteğini alarak büyüyen ve nihayet vice city'deki konumdaşı gibi piramidin en üstüne çıkan bir bağrı yanık south central gencinin hikayesidir.

    gta vice city; miami vice, scarface, konseptle ilgisi olmasa da biraz carlito's way, küba mülteci krizi, 80lerin kokain trafiği, little havana-little haiti'ndeki şiddet-sefalet ile starfish island sosyetesinin savurgan yaşam tarzının pis kontrastıdır, gta san andreas ise boyz n the hood, menace ii society, juice, south central tarzındaki filmler gibi başlasa da sonradan konsepti daha da genişletir.

    vice city'nin shooting mekanikleri, hissi, animasyonları ve sesleri gta san andreas'tan çok daha keyiflidir. gta san andreas çok daha fazla özgürlük sunar, hikayesi sizi birbirine hiç benzemeyen ortamlara ve konseptlere götürür ( detaylı anlatım için gta san andreas/@funkychild) ama silah seslerinin yapaylığı, vurulunanın ölü yaprak gibi düşmesi oyun boyunca can sıkar.

    gta vice city'nin görevleri biraz daha çatışma ve suikast ağırlıklıdır, gta san andreas bu oranı orijinal ve yenilikçi olabilme adına aşağıya çekmiştir. gta vice city'nin haritasının sınırlı olması kimine göre minimum külfet maksimum aksiyondur, kimine göre kısıtlayıcıdır.

    ikisi de birer klasik olarak tarihte yerlerini almışlardır ve şu anda oyun dünyasının şimdikine göre daha az paragöz olduğu bir dönemi temsil etmektedir. san andreas'ın vice city'ye göre birçok açıdan daha gelişmiş olmasına rağmen aralarında sadece 2 sene olması ortamın nasıl değiştiğini göstermektedir. şimdi olsa micro transaction, dlc, remastered edition, bok püsür derken arada en az bi 7-8 sene olurdu. oyunların kitlelerin sütünü sağmak değil onlara bir içerik sunmak amaçlı olduğu teknolojinin hızlı adımlarını izlemenin heyecan verdiği senelerdi.
hesabın var mı? giriş yap