4 entry daha
  • pis moruğun notları'ndan secmeler (bkz: charles bukowski)
    bukowski nin kasabanın en güzel kızı adlı kitabından bir bölüm:

    otur stirkoff
    sağolun efendim.
    ayaklarını uzatabilirsin.
    çok lutufkarsınız efendim.
    stirkoff, anladığım kadarı ile adalet ve eşitlik gibi konuları irdeleyen yazılar yazıyormussun; cosku ve kurtulus hakkı üzerine de, doğru mu stirkoff?
    evet efendim.
    dünyada genis anlamda bir adalet sağlanabilir mi sence?
    hiç sanmam efendim.
    öyleyse bu boktan yazıları neden yazıyorsun? kendini iyi hissetmiyor musun?
    son zamanlarda pek iyi değilim efendim. deliriyorum gibi geliyor bana.
    fazlaca mı içiyorsun stirkoff?
    tabii efendim.
    kendinle oynar mısın?
    sürekli efendim.
    nasıl?
    anlayamadım efendim?
    yani nasıl bir yöntem kullanıyorsun?
    dört-bes çiğ yumurta ve yarım kilo kıynayı dar ağızlı bir vazoya döküyorum. müzik olarak vaughn williams veya darius milhaud seçerim.
    cam mı?
    hayır a...
    yahu vazoyu soruyorum cam mı?
    değil efendim.
    hiç evlendin mi?
    defalarca.
    ters giden sey neydi stirkoff?
    her sey efendim.
    hayatının en iyi sevismesini anlat.
    dört-bes yumurta ve yarım kilo kıymayı dar ağız...
    tamam tamam!
    öyledir efendim.
    daha iyi ve adil bir dünya özleminin aslında, çürümeden ve basarısızlık duygusunda kaynaklandığının farkında mısın?
    evet efendim.
    baban kötü müydü?
    bilmiyorum efendim.
    bilmiyorum ne demek?
    yani kıyaslamak güç efendim. sadece bir babam oldu.
    benimle kafa mı buluyorsun stirkoff?
    hayır efendim: dediğiniz gibi adalet yoktur.
    baban seni döver miydi?
    sıra ile döverlerdi efendim.
    hani bir tek baban vardı?
    herkesin tek bir babası vardır efendim. annemi kastetmistim. o da kendi payına duseni alırdı.
    seni sever miydi?
    kendisinin bir uzantısı olarak evet.
    sevgi baska nedir ki?
    iyi bir seye önem verecek kadar sağduyu sahibi olmaktır. kan bağı gerekmez. kırmızı bir deniz topu veya tereyağlı kızarmıs ekmek de olabilir bu efendim.
    tereyağlı kızarmıs ekmeğe asık olabileceğini mi söylüyorsun stirkoff?
    her zaman değil efendim. bazı sabahlarda, günes ısınları belli bir acıdan gelirken olabilir, ask habersiz gelir gider.
    bir insanı sevmek mümkün mü?
    iyi tanımadığınız biri ise belki. ben insanları pencereden izlemeyi severim.
    sen bir korkaksın stikoff.
    kesinlikle efendim.
    senin korkak tanımın nedir?
    bir aslanla silahsız dövusmeden once tereddüt eden insan.
    peki cesur adam kimdir?
    aslanın ne olduğunu bilmeyen adam efendim.
    herkes aslanın ne olduğunu bilir.
    herkes aslanın ne olduğunu bildiğini sanır.
    ahmak tanımın nedir?
    zaman ve kan ziyan edildiğinin farkında olmayan insan.
    oyleyse bilge kisi kimdir?
    bilge kisi yoktur efendim.
    o takdirde ahmak da yoktur. gece yoksa gunduz olmaz. siyah yoksa beyz olmaz.
    ozür dilerim efendim, ben her sey ne ise odur diye dusunuyorum. baska seylere bagımlı olmaksızın.
    sen dar agızlı vazolara fazla girip cıkmıssın stirkofff. her seyin dogru olduğunu anlamıyor musun? hiçbir sey yanlıs olamaz.
    anlıyorum efendim. olan olmustur.
    basını kestirtirsem ne dersin?
    tek kelime bile soylemem efendim.
    demek istediğim su: basını kestirtirsem ben irade sense bir hiç olursun.
    baska bir sey olurdum efendim.
    benim seçimim altında.
    ikimizin de efendim.
    sakin ol! sakin ol! uzat ayaklarını.
    çok lutufkarsınız efendim.
    hayır ikimiz de lutufkarız.
    elbette efendim.
    demek zaman zaman delilik hissediyorsun stirkoff! peki bu durumlarda ne yaparsın?
    siir yazarım
    siir delilik midir?
    siir olmayan her sey deliliktir.
    peki nedir delilik?
    çirkinliktir efendim.
    çirkin nedir?
    kisiye göre değisir.
    delilik gerekli midir?
    vardır.
    gerekli midir?
    bilmiyorum efendim.
    çok sey biliyormus havalarındasın. bilgi nedir?
    mumkun olduğu kadar az sey bilmektir.
    ne demek o?
    bilmiyorum efendim.
    bir kopru insa edebilir misin?
    hayır.
    silah yapabilir misin?
    hayır.
    bunlar bilgi urunleridir.
    kopru koprudur, silah da silah.
    basını kestireceğim stirkoff.
    sağolun efendim.
    o niye?
    beni motive ettiğiniz için. sıkıntısını çekiyorum efendim.
    ben adaletim.
    belki.
    ben ustunum. seni iskencelere yatıracağım, cıglıklar atacaksın, olumunu dileneceksin.
    suphesiz efendim.
    ben senin efendinim anlamıyor musun?
    beni yonetebilirsiniz. ama yapabileceğiniz seyler ancak yapılbilir seyler olacaktır.
    zekice konusuyorsun ama iskence altında bu kadar zeki olamayacaksın.
    sanmıyorum efendim.
    bana baksana. darius milhaud, vaughn williams dinlemek ne oluyor? beatles duymadın mı?
    onları herkes bilir efendim.
    onları sevmez misin?
    onlardan nefret etmem.
    nefret ettiğin sarkıcı var mı?
    sarkıcılardan nefret edimez.
    sarkı soylemeye calısan herhangi birinden?
    frank sinatra.
    neden?
    hasta bir toplumun hastalığının depresmesine neden olduğu için.
    gazete okur musun?
    tek bir gazete.
    hangisi?
    open city.
    gardiyan! su adamı iskence odasına goturun ve derhal ıslemlere baslayın!
    efendim, son bir istekte bulunabilir miyim?
    evet.
    vazomu yanıma alabilir miyim?
    hayır, bana lazım!
    efendim?
    yani el koyuyorum. zapta gececek. gardiyan bu serserimi derhal gotur! ve bana biraz sey getir...
    ne efendim?
    yarım duzine çiğ yumurta ve bir kilo kıyma...

    gardiyan ve mahkum dısarı çıkarlar. kral one dogru eğilip duğmeye basar, teypte vaughn williams çalmaya baslar.
    bitli bir kopek, gunesin altında titresen harikulade bir limon ağacına iserken dunya donmeye devam eder.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap