5 entry daha
  • batı felsefesi için önemli bir kitaptır, sadece felsefe değil edebiyat, retorik vs. her alanda önemlidir. örneğin bu kitabı okumazsanız ts eliot, james joyce gibi edebiyatçıların krizini anlayamazsınız.

    vico bu kitabın başında aynı ibn-i haldun gibi başlar. metafizikçilerin toplum alanını anlayamadıklarını kendi çalışmalarının bu alanı ele alan ilk çalışmalar olduğunu ve yeni bir ilim/bilim kurduklarını söyler her ikisi de. başlangıç aynı ama sonraki bölümler farklılaşıyor.

    bu farklılığın nedeni ibn-i haldun bizzat devlet işlerinin içinde, devletlerin yıkımını bizzat kendi şahit olarak yazıyor. vico'ysa eski mısır, yunan tarihleri vs. üzerinden giderek kuruyor sistemini. bu iki ayrı sonuca neden oluyor;

    1. ibn-i haldun'un eseri toplumu ele alan daha bilimsel nitelikteki parçaların toplamıyken vico'nun eseri çokça edebiyat, ilginç ve bir o kadar fantastik olaylar, mitler ve toplumun kendisini ele almaktan çok eski mısır, yunan tarihine gömülmelerden oluşuyor.
    2. ibn-i haldun kurduğu ilme pratik açıdan yaklaşıyor asla tüm ilahiyyatı bu ilmin içinde ele almak amacıyla yaklaşmıyor. oysa vico ilahiyatı/metafiziği/dindarlığı bu ilmin içinde tesis etmeye çabalıyor.

    tabii kitabın büyük ölçüde şiir, estetik vs. konular üzerinde durması da önemli. vico baya dindar biri. ispatlamaya çalıştığı şey doğa felsefecilerinin, yunanların descartes'ın(ki kitap descartes'a karşı yazılıyor metot üzerine konuşma üzerine dönen tartışmalarla doğrudan ilintili bir sabit yöntem arayışı var) yaptıklarına itiraz ederek tanrı'yı doğada değil de tarihte aramak... tabii ki işler tersine dönüyor kant sonrasında. bu mevzu 19-20. yy felsefe ve edebiyatı üzerine uzun uzun konuşmayı açacağı için uzatmadan bitiriyorum bu yazıyı.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap