• şu ana kadar iş hayatımda yaptığım bine yakın sunumdan sonra farkına vardığım gerçek.

    hiç unutmam, ilk sunumumu iş hayatımdaki 1. ayımda departman group headimize yapmıştım. az önce yaptığım yüksek lisans tez sunumundan sonra fark ettim ki, meğersem bu tez savunması, o ilk sunumumun yanında çıtır çerez gibi kalıyormuş.

    sonra da bunun nedenini düşündüm de, sanırım akademik hayatta makale okumaktan ve araştırma yapmaktan başka bir şey yapmayan gençlerimiz, "hadi şimdi bir sunum yap deyince" elleri ayaklarına dolaşıyor ve bu da onlara dünyanın en zor işi gibi geliyor.

    e durum böyle olunca da, bu durumu "tez savunması" adında ütopik bir isimle ve dünyanın en zor işiymiş gibi pazarlıyorlar.

    ama bilmiyorlar ki, özel sektörde bunlardan çok daha gencecik çocuklar, belki de ayda 10 kere ya da daha fazla, oldukça zor ve kompleks sunumları artık tereyağından kıl çeker gibi yapıyorlar. hem de hangi pozisyonlardaki kişilere, neleri "savunmaya" çalışıyorlar bir bilseniz, tez neymiş ki bunun yanında dersiniz.

    e işte bunları bilmeyince de, bu tez savunması "aşırı zor" oluyor.

    en büyük dertlerinin, "kıymalı poğaça" mı yoksa "peynrili börek" mi alsak gibi konular olduğu inanılmaz zor bir event! literally!
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap