661 entry daha
  • iktisadi altyapı yine belirleyiciliğini konuşturuyor.

    tarım toplumlarında evlenmek hemen hemen zorunlu bir durumdur. zira tarım toplumlarında geniş insan kaynağına ihtiyaç duyulur. belirli bir nüfus yoğunluğu hem toprakları işlemek için hem de ordulara asker sağlamak için gereklidir.

    tarım toplumları tamamen zirai üretime bağlı olarak yapılandığı için, beyler ve padişahlar/krallar arasında toprak kavgası eksik olmaz. bu da silah altına alınması gereken genç nüfus demektir. eski devirlerde her türlü salgın hastalıkların, katliamların, bebek ölüm oranlarının da yüksek olmasını hesaba katarsak, insanların niçin mümkün mertebe erken evlendiğini ve olabildiğince çok çocuk yapmaya çalıştıklarını anlarız.

    daha geçen yüzyıla kadar avrupa da dahil olmak üzere tüm dünyada evlilik yaşı çok düşüktü. 13-15 yaşında evlilik, toplumsal bir standart idi neredeyse. iktisadi altyapının bir dayatmasıdır bu.

    sanayi toplumu ise evlilik yaşlarını çok ileriye atmıştır; çünkü sanayi toplumlarında kalifiye insana ihtiyaç duyulur. bu da kişinin eğitim döneminin uzamasına ve hayata atılmasının gecikmesine neden olur. ancak bu arada hormonları durdurmak mümkün olmadığı için kadın-erkek ilişkisi için gayri resmi bir ortam kendiliğinden oluşur ve bu durum standartlaştıkça geleneksel evlilik anlamsız görünmeye başlar. üstelik tarım toplumundan miras kalan sayısız -artık absürd kalmış- gelenek ve de yüksek evlilik maliyetleri insanları evlenmekten soğutur ve kaçınmasına yol açar.

    evet, insanlar haklıdırlar; bir sanayi toplumunda bildiğimiz manada evlilik, üreme ve çocuk yetiştirmek tamamen bir angaryadır; bir tür toplumsal köleliktir. o yüzden ben şahsen insanlara evlenmeyi önermiyorum. onun yerine batıdaki kız-erkek arkadaşlığının islami versiyonunu teklif ediyorum. minimum iki şahit ve bir imam; hepsi bu kadar. bu nikah kendi tabii sürecini yaşar ve devam ettiği kadar eder. eğer anlaşmazlık vaki olursa çiftler ayrılıverir; mahkemesiz, yargısız, avukatsız. üreme ve çocuk olayını ise geçiniz.

    tabii bu noktada ister istemez soracaksınız: üreme ve çocuk olayını es geçersek, ülkenin durumu, iş gücü ve insan kaynakları durumu ne olacaktır? öncelikle belirteyim o bizim derdimiz değildir; onu devletin yetkilileri düşünsün. ayrıca, öyle bir açık oluştuğunda ister istemez nüfus artışı için geniş teşvikler vermeye başlayacaktır devlet. mesela rusya'da şu anda bu durum caridir. doğum ikramiyesi, bedava mama, çocuk bezi, eğitim masraflarının tamamen devletçe üstlenilmesi vs...

    kanaatimce geleceğin sanayi toplumlarında evlenenler ve çocuk yetiştirenler adeta birer kamu görevlisi hükmünde olacaklar ve maaşa bağlanacaklardır. olması gereken de budur.

    gördüğünüz üzere sanayi toplumunlarında nüfus politikası ve üreme devletin artık görevi olmuştur. bunu geleneğin baskısı ile bireylerin üstlenmesi korkunç bir angaryadır.

    o yüzden ey ahali!

    sizleri klasik evlilik olgusunu tamamen terk etmeye çağırıyorum.

    teklifim, imam nikahı; minimum iki şahit ve bir imam.
  • aşık olduğunuz insanla evlenin süper tabi.ama bunu sevgiye dönüştürdüğünüze inandığınız insanla yapın. aşk harika doyumsuz lezzet. o duygu her daim herkesle yaşanmıyor kabul,amaaa şu merhamet ve vicdan varya onlarsız da insan olamıyorsun yaratık bokundan farkın olmuyor .çok uzattım selvi boylum alyazmalım hikayesindeki sevgi emekti kısmınına katılanlardanım
574 entry daha
hesabın var mı? giriş yap