• liseden sınıf arkadaşım daha lise sondayken matematik öğretmenimizin kızıyla sözlenmeye kalktı. kızla da aynı sınıftayız. üniversite sınavı var diye kız kabul etmedi. yine daha o sene birkaç ay sonra, sınıf arkadaşımız ve aynı zamanda okul müdürümüzün kızı ile nişanlandı. okul kapanır kapanmaz nişan attı. sonra birisiyle evlendi iki çocuğu oldu eşiyle boşandılar. sonra öğrencisiyle evlendi ondan da çocuğu oldu. onla durum ne bilmiyorum.

    ne istediğini bilmemek de boşanma sebepleri olabilir. ne derler, "ne istediğini bilmeyen bulduğunda anlayamaz"
  • insanların birbirlerini pek tanımadan evlenmesi ve evlenmeden önceki dönem gibi bir dönem bekleyip hayal kırıklığı yaşaması.
  • kişisel alana saygı duymamak en büyük nedenlerden biri diye düşünüyorum. karşılıklı güven zemini oluşmayınca çiftler sürekli birbirini didikliyor.
    halbuki sevgilin/eşin/partnerin sensiz de gezebilmeli. arkadaşlarıyla görüşebilmeli, seninle yapışık bir hayat yaşamamalı, her gün mesajlaşmak ya da aramak zorunda olmamalı, tabiri caizse mıç mıç olmamalı... saymakla bitmez bunlar. eğer bir şekilde dengede tutulursa bunlar, büyük sıkıntıları yaşamaktan kurtulur insan.

    bazı şeyler zamanla anlaşılır karşılıklı boğmadan yürütebilmeyi öğrenmek lazım. bunda karakter önemli bir etken ama yaş aldıkça saçma salak tripler atacağına anın güzelliğini yaşamamanın kıymetini fark ediyorsun. günlük telaşa ya da yersiz kıskançlıklara kurban etmeden ilişkiyi doyasıya yaşamak gerek.
  • ne kadar çok seversen sev artık insanlar birbirlerine tahammül edemiyor. aynı eve girince birbirlerini tanıma fırsatı buluyor. eskiden elalem ne der şu ne der bu ne der düşüncesiyle kimse bir şey yapamıyordu. ancak bu argümanlar artık eskisi kadar önemli olmadığı için herkes kolayca kendi yoluna bakıyor.
  • kadınlar baba evinde yapamadıklarını, koca evinde yapma fikri ve hayali ile evleniyorlar, kocalarının imkanı ve karakteri bu hayale imkan vermeyince kavgalar başlıyor. en başından herkes hayallerini, isteklerini, beklentilerini konuşsa sorun bu kadar olmaz. kimse kimseyle sonradan nasılsa değişir, ben onu değiştiririm fikri ile evlenmemeli.
  • bireylerin evliliği marifet sanması. aşk, sevgi, mutluluk üzerine evliliği inşaa etmek yerine gösteriş aracı olarak kullanılması.
  • insanların özgürlüklerinden taviz vermemeye başlamasından kaynaklanabilir.
  • bir cok sebebi vardir lakin onune gecmemin yolu karsi cinsle minumum 2 ay ayni evi paylasmak. 2 ay sonunda olur gibiyse evlenmek.
  • toplum baskısından dolayı evlenenler, sırf evlenmek için evlenenler, gösteriş ve hava atmak için evlenenler, evliliğin ne kadar büyük bir sorumluluk istediğini, bazen susmanın, alttan almanın gerektiğini düşünmeden, tartmadan evlenenler mutsuz olur. tahammülsüzlük, kadının artık daha kolay kendi ayaklarında durabilmesi ve böylece kendisine kötü davranan eşine katlanmak zorunda kalmaması da eklenince, evlilikler kısa sürüp, boşanmalar artıyor.
  • eşlerden maksimum fayda arayışı, fayda bitince evliliğin olma sebebi ortadan kalkıyor. tabi ki benim ilk evliliğimde bu nedenle bitti şimdi düşününce.

    ikinci evliliğime düşünce olarak çok hazırdım o da başlamadan bitti. tekrar arındım, şimdi bir şans daha göründü bakalım bunca tecrübeden mutlu bir evlilik çıkarabilecek miyim?
hesabın var mı? giriş yap