• ayranı açarken hoşlanılan kızın yüzüne sıçratmak gibi bir gaflete düşmek istemeyen er kişi davranışı, duru$u.

    edit: i$bu entry sekizinci dokuzuncu filandi. nasil da kalmi$ ba$ima.
  • eğer hoşlanılan kişi de sizden hoşlanıyorsa,hoşlanılan kişiyi üzebilecek eylem..*
  • bu hadise bazen istem dışı gerçekleşir konuşsan bi türlü böyle sus pus dursan başka türlü... bu durumda hoşlanılan kişiye karşı mesafeli duran kişi şu riski de göze almalıdır; karşı taraf da sizin bu mesafeli davranışlarınız karşısında korkup sizden giderek uzaklaşabilir, hatta kendisinden nefret ettiğinizi bile sanabilir... onun da ötesinde etraftakilerin durumu çakması da an meselesi gibi görünmektedir;kaldı ki sevdicek uzaktayken bülbül gibi şakıyan kişi, zat ı muhterem arz ı endam ettiğinde adeta taşa dönmekte, ağzından bir kelime çıkmamakta, yüzü ifadesizleşmektedir...aman aradaki dengeyi koruyalım bir aşk uğruna psikopat olup çıkmayalım.
  • gerçekten hoşlanılmayan kişiyle yüzgöz olup yanlış mesaj vermekten iyi olan durumdur sanırım.
  • yıllardır muzdarip oldugum ama bir türlü kurtulamadığım şey
  • bir elmas örneği ile açıklamak gerekirse;

    kömürle kaplıyken çok da değerli gibi görünmez. hoyratça kullanılabilir ya da fırlatılabilir. sıradandır, elinize ilk aldığınız an samimi olabilirsiniz çünkü gündelik bir değeri vardır ve kendiniz olabilirsiniz. sizi beğenmesini, istemesini ya da sizde kalmasını arzulamazsınız. oysa işlenip, düzgün kesim yapıldığında elmasa dönüşür. o zaman elinize aldığınızda sizin için çok değerlidir. çok dikkatli tutarsınız hatta çoğunlukla uzaktan bakıp seyredersiniz. sizin olmasını istersiniz, sırf size yakışsın diye en güzel tavrınızı takınır, en güzel makyajınızı yapar ve en güzel kıyafetlerinizi giyersiniz. o size alışıncaya kadar, sizi kabulleninceye kadar kendiniz gibi davranamazsınız. kasılır ve en iyiyi oynamaya çalışırsınız.
    gerçekten hoşlanılan kişiyi bulduğunuzda da binlerce kömür arasından elması bulmuş gibi olur, uzaktan izlemeyi tercih edersiniz. çünkü öyle değerlidir ki asla sizin olamayacakmış gibi gelir. asla sizi görmeyecek, sizin ona baktığınız gibi bakmayacakmış gibi gelir. o an kendinizi basit bir çakıl taşı gibi hissedersiniz. elmasın kendi parlaklığından asla göremeyeceği kadar sönük. ya da elması ellemekten korkan bir çulsuz gibi... oysa sadece bir elmastır. sadece iyi kesim yapıldığı için değerlidir. yerin altından çıkarılmış bir kömür parçası.
    sözün özü; kaybetmeyi göze alamayacak bir korkaklık, hiç elde edemeyecekmiş gibi umutsuzluk, kendini beğendiremeyecekmiş gibi güvensizliktir.
  • eski bir zaman ait hayat felsefem, halbuki git konus, iletisim kur degil mi, okuz gibi uzakta durmanin ne anlami varsa?
  • bir ego savunma yöntemidir. gerçekten hoşlanılan kişi o ego'yu gerçekten yıkabilecek tek kişidir aynı zamanda. ve insan egosu kırılmak istemez.
  • biraz da insan "alnımda yazıyor" ondan hoşlandığım sandığından görünce gözlerini kaçırır, o konuşmaya çalışınca ilgilenmiyormuş gibi yapar, kızarıp bozaracağından korkar. aslında bu yüzdendir ki erkeklerin işi bu kadar zor; kız adamı terslediğinde "hmm benden hoşlanıyor o yüzden böyle çemkirerek ilgimi çekmeye çalışıyor ehi ehi" der, kız düzgün konuşunca da "ahah hatun bana hasta" der. yani günahlarını alıyoruz erkeklerin yahu, esas suç böyle ikircikli davranan kızlarda..
  • yolun sonunda zafere ulaşabilmek için geliştirilen stratejinin bir parçasıdır belki de.
hesabın var mı? giriş yap