173 entry daha
  • neden izlemeyi erteleyip durduğumu, izleyince anladığım film.

    benim bir köpeğim vardı. öldüğünde üzülmedim, ağlamadım. hatta neden böyleyim diye şaşırdım. meğer öyle bir acıymış ki çektiğim, yetmemiş organlarım ve eylemlerim üzülmeye.

    gözyaşı da neymiş?! anlatabilir miymiş tek çocuğa kardeş olan bir varlığın birden bire yok oluşunu? anlatamadı.

    öyle kötü zamanlardı ki ergenliğim, iyi ki o yanımdaydı. ağladığımda gelip yüzümü yalardı. beraber uyurduk. kıpırdadığım anda, rahatı bozuldu diye hırlardı. küçük bir öğretmen gibiydi bir yandan. bana, başkalarının da ihtiyaçları ve hakları olduğunu öğretti varlığıyla.

    ve en büyük korkumla yüzleştim: sevdiklerini kaybetmek...

    onun ardından, senelerce sokaktaki köpeklerin yanında yere oturup ağladım. her köpek sevdiğimde, onu sevdim. her köpeğin yüzünde, bakışlarında onu gördüm. evde tırnaklarının çıt çıt yere değme sesini duydum. delirdim sandım bazen.

    eğer ben bu filmi daha önce izleseydim, bir daha ve bir daha acımdan ölürdüm.

    14 sene geçmiş onu kaybedeli... (elim gitmedi "öleli..." yazmaya)
    kardeşi olanlar belki kızacaklar bana ama hep kardeşimi kaybettim derim ondan bahsederken.

    ablalık yaptı, annelik yaptı, arkadaşlık yaptı... neyim eksikse oraya sığdı, kimim yoksa o oldu.

    hiç ağlayamadım önce. o gidince. üzülemedim bile.
    sonra... sonrası böyle işte.

    iyi ki varlar.
    iyi ki (hiç hak etmediğimiz halde) bizimle birlikte bu dünyada yaşıyorlar.
71 entry daha
hesabın var mı? giriş yap