• bu nicki, entry'lerimi sürekli favorileyen çaylak olarak tanıyordum. bugün yine favorilenen bir entry'ime baktım, yine bu isim. ama bu kez çaylak olarak görünmüyor. profiline baktım sonra, yazar olmuş. hayırlı uğurlu olsun.

    hoş gelmiş.
  • meğerse yabancı değilmiş. yabancı değil derken, yolda görsek tanımayız birbirimizi ama bir gün karşılaştığımızda 40 yıldır tanışıyor gibi sarılır, saatlerce sohbet ederiz. yeni hesabıymış bu.

    bu adamı sevmemin, saygı duymamın birçok nedeni var. özetle anlat deseler, şunu gösteririm: (bkz: #46957904)

    acun ılıcalı, benim saygı da duymadığım biri. programlarını da izlemem. hatta direkt "akp yalakası" bile derim kendisi için. ama badimin yakaladığı ayrıntı gayet güzel ve vicdani. "bu adamın başarısını sırf oraya bağlamak aptallıktır" diyor. e doğru. entry'deki argümanları da doğru.

    şunu anlatıyor yani tam olarak; "bir insanı veya olayı değerlendirirken 'benden mi değil mi' mantığıyla değil, objektif ve vicdani bakmak durumundayız." bu kafa yapısını yakalayabilirse toplum, birçok sorunumuzu siyasilere gerek kalmadan çözebiliriz.

    akıl, vicdan ve saygı... bu üç sac ayağı üzerine oturuyor profili.
  • hayatımda gördüğüm en ama en düzgün insanlardan biridir kendisi. akıllı, samimi, iyi niyetli, durust, güçlü!!

    tanıma mutluluğuna eristiğim için kendimi çok şansli hissettiğim yazardir.
  • işlerinden ötürü bir süreliğine kapattı hesabını. geri gelecek. o arada özlemiş olacağız işte.
  • yardımsever yazar.
  • şu batasıca dünyada temiz kalmayı başarabilmiş bu nadir dostla ne zaman sohbet etsek, içimde tarifi zor bir huzur hissediyorum. özendirdi beni de, bira almaya gittim. yolda düşünüyorum. şu dünyada tereddüt etmeden gözünü kapatıp sırtını yaslayabileceği kaç insan tanınabilir diye. kafamda dosta dair binbir düşünce, kafamda kendime dair binbir efkâr, kafamda çok şeye dair binbir kaygı...

    döndüm eve. birayı, türküyü ve ekranı açtım. dostun selamı: (bkz: #48989473)

    ona dair yazmak istediklerimi büyük bir tevazuyla benden önce bana yazmış. kendini anlatmış oysa ki...

    (bkz: can cana)
  • feyz almaya ihtiyacı olmayan, yüreğiyle feyz veren güzel bir arkadaştır kendisi.

    herkes gibi bir siyasi görüşü, herkes gibi inandığı bir lider var. herkesle aynı hakkını kullanıyor.
  • (bkz: #50151057)

    kimseye yazarken bu kadar zorlanmıyorum. empatinin âlâsını, hoşgörünün büyüğünü, saygının en hasını bünyesinde taşıyan kendisi değilmiş gibi müthiş bir tevazuyla ettiği iltifatlar karşısında ne yazacağını bilemez halde kalıyor öylece insan. inanç, mezhep, ideoloji bazında farklı noktalarda bulunmamıza rağmen alevilikle ilgili bir tartışmada yazdığım ve kızılbaşlık vurgusu yaptığım entry'im üzerine mesaj atıp "kızılınız, kızılımızdır" diyecek kadar olgun birinden bahsediyorum. böyle bir insanın bana "empati abidesi" demesindeki o eşsiz tevazuyu tasvir etmeme gerek yok sanırım.

    aslında buradan bakıldığında farklı yerlerde durmuyoruz. bilâkis, tam olarak aynı noktadayız. insana, dünyaya aynı yerden bakıyoruz. politik alanlarımız farklı belki. siyaseten çok daha yakın durduğumuz kitlenin tavırlarına bakıyorum, dalgıç'ın erdemine bakıyorum sonra, iyi ki de farklı siyasi kulvarlardayız diyorum. özellikle solcu tayfaya, sağ görüşlü bu adam solculuk dersleri veriyor.

    iyi ki var. iyi ki...
  • aynı türkülere, aynı değerleri verdiğim müstesna badim.
    nicki sayesinde hayallerin içinde boğulmamanın ne olduğunu anladım.
    eğer bir hayalin varsa, dalacaksan hayalinin en derinine çok iyi yüzme bilmen şart değil.
    sadece gerçekle hayal arasındaki köprüyü doğru seçeceksin.
  • "cassey jones ile siyaseten uyuşmaları zor görünen hayallere dalan dalgic arasındaki dostluk bana tuhaf geldiği için..."

    tuhaf geliyor, çünkü; ben aleviyim, o sünni. hatta ben inançsızım, o inançlı. ben solcu, sosyalistim, o osman pamukoğlu taraftarı bir sağcı... oysa benim arkadaşlık, dostluk kıstaslarım bunlar değil. hayattaki en yakın dostumun, muhafazakâr bir ailenin çocuğu olduğunu, uzun yıllar nur tarikatında bulunduğunu anlatmıştım: (bkz: #44492053)

    bugüne dek pek çok sevgilim oldu ve bunlardan yalnızca bir tanesi aleviydi örneğin ve niyeyse bu da çok tuhaf geldi birçok kişiye. üstelik alevi olduğu için sevgilim olmuş da değildi, tamamen tesadüf. ama benden beklenen, hayatıma girecek kadınların da ille politik olması, alevi olması vb gibi şeylerdi.

    arkadaşlığın, dostluğun kıstası siyasi yakınlık değildir benim için. sözümona solcu ve hatta sosyalist geçinen yavşakları da görüyoruz örneğin burada; hatta dalgıç'la bizim dostluğumuzu tuhafsayan adhocting kardeşim de görüyor o "morit"leri(1). öylesi haysiyetsiz yavşak solcuların alayını toplasan, dalgıç'ın kesip attığı tırnağındaki pislik kadar olamazlar örneğin. bak bakalım, kim daha karakterli ve onurlu?

    kişilikli, karakterli, adaletli ve vicdanlı adamdır dalgıç. insanı insan yapan temel unsurlar bunlardır bana göre, siyasi görüşleri değil.

    sırf "sizden" olduğu için, kürt olduğu için mesela haysiyetsiz yavşakları dost edinmektense, dalgıç gibi bir adamı "düşman" bile edinmek yeğdir. kaldı ki bu adam düşman olmaz, öyle pis bir yüreği yok. bizim o çok solcu, sosyalist kürt arkadaşlar "leş alevi ağlaklığı" ifadelerini kullanırken, "kızılınız kızılımızdır" diyebilmiş bir adamdır dalgıç. bilmem anlatabildim mi aradaki o kocamaaaaaan farkı?

    (bkz: tanısan seversin)

    (1): "morit", benim yakın bir zaman önce kullanmaya başladığım ve henüz benden başka kullananı olmayan bir kavram. "ak-it" ifadesinin, malum partinin logosundaki mor renk baz alınarak uyarlanmış hali.
hesabın var mı? giriş yap