• bir anımı yine aklıma getirmiştir.

    köftenin baş ülkesi bir balkan ülkesinde 2 sene önce hostelde yakama bir türk yapıştı; "abi seni gezdireyim" diye.

    çıktık, açlıktan ölüyorum. bir ara sokakta köfteci gördüm, minik bir dükkan. önünde 3-4 tane tabure var ve tabureler hamburger yiyen insanlarla dolu. hamburgerler ömrümde gördüğüm en büyük hamburgerler idi. hamburgerlerin lezzetli olduğu yiyenlerin ifadelerinden ve minicik dükkanın doluluğundan belli idi. ben böyle küçük ve salaş mekanları keşfetmeyi çok severim.

    "ben şurada bir köfte yiyeyim" diye yöneldim mekana. tek kaşlı arkadaşım kolumdan asıldı. "abi yeme, domuz eti olabilir içinde" lan iyi de söylemesen gidip yiyip çıkacağım, domuz olup olmadığını sormazdım bile.

    sonra gittik, tavuk döner yedirdi bana zorla. en temiz yiyecek bu diye. ben hala o hamburgerlerin tadını çok merak ediyorum ve domuz eti olmadıklarına da eminim. o ülkede sığır yetiştiriciliği domuz yetiştiriciliğinden çok çok daha fazla çünkü.

    akşam bu yanımdaki tek kaş ile bara gittik, kızlarla tanıştık, kızlardan birini bu kendisine sevgili yaptı çirkin bulmasına rağmen. yattı, kalktı onunla. puff. bunu yapan bana hamburgeri domuz eti vardır diye yedirtmeyen asalak-tenya.
  • ikamesi olduğu içindir.
    şayet et çeşitleri (beyaz, kırmızı, domuz eti) aynı alkol gibi tümden yasaklanmış olsaydı, herkes her türlü eti yer ve kimse kimseyi imansız olarak yaftalamazdı.
    alkol de dinde çok sağlam yasaklanmış ancak çoğumuz içiyoruz, en azından içen kişi default kafir olmuyor algımızda, çünkü ikamesi yok.
    şayet"bira" yasaklanıp diğer tüm alkol türleri serbest olsaydı, her türlü alkolü içer, bira içeni şu anda domuz eti yiyen gibi gavur ilan ederdik.
  • konu domuz etini yememeyi tercih etmek değil, sigara, alkol içerken bu tercih sebebini domuzun haram oluşuna bağlamak.

    yoksa herşeyden çok sevdiğin hatunu istersen arkadaşlarına pazarlarsin ama mantıkla çelişen bir şey olduğunda da sorgulananacaginizi bilin. he soruya siktir git diye cevap verirsiniz, orası yine tercihinizdeki gibi size kalmış.
  • domuz yemekle elde edebileceği bir çıkar olmadığı içindir.
    çıkarı domuz yemeyi gerektirsin bakalım nasıl da dişliyor şaşar kalırsınız.
    şıhlarının şeyhlerinin, "şu anda bunu mecburiyetten yiyoruz o yüzden dinden çıkmazsınız" demesine bakar.
  • ispanya çevre bakanlığı ülkedeki domuz sayısının insan sayısını geçtiğini açıkladı. buna göre 46,5 milyon nüfuslu ülkede 50 milyon domuz var...
    domuzu sevseniz de sevmesiniz de dünyada en çok üretilen kasaplık hayvan domuzdur. eğer domuz olmasaydı 8 milyara yaklaşan dünya nüfusunu besleyemezdik.
    domuz eti yemedim ama gıda analizi yaptığım salam ve sosislerde çalışma hayatında domuz etine rastlamıştım, emekli olmadan yıllar önce... yani demem o ki bilmeden yemiş olabilirim. at ve eşek etini gıdaya katanlar da olduğundan kimse yemedim demesin... :)
    türkiye'de 3 milyon kilo civarında domuz eti üretimi yapıldığı biliniyor. bunları kimler yiyor bilmem...
    yazarlardan birisi alkollü içkilerden bahsetmiş. kuran bir tek şarabı haram kılmıştır. işin ilginci aynı şarabı cennette helal kılmıştır. bizimkiler mealde sarhoşluk vermeyen şarap derler ama yanlıştır. diyanetin meallerinde içki diye geçer ama doğru değildir. işlerine geldiği için içki genel ifadesini kullanmışlardır. içkinin malum rakı, şarap, votka, cin, viski, vs. gibi genel bir anlamı var. kuran'ın tebliğ edildiği yıllarda şarabın dışında votkadan, cinden, viskiden, vb. bihaberdiler. araplar o dönemde şarapçıydı... hatta hz. hamza güzel şarap içerdi.

    yaşar nuri öztürk'ün bir sözü var: "ben bir namussuz ateist görmedim. namussuz dinci gördüm. türkiye'nin en büyük açığı namuslu adam açığıdır.”
    domuz eti yesen ne olur yemesen ne olur. dünyada milyarlarca insan yiyor. domuz eti yiyen insandan korkmam ama domuz eti yemeyip hatta domuz gibi insan nüfusunu canını feda ederek besleyen tanrının yarattığı bir hayvana nefretle bakandan külliyen korkarım...
  • ilk defa yurtdışına çalışmaya gitmiştim. yanımda beraber geldiğim iki kişi daha var. biri heyecandan konuşamıyor zaten. diğerinin de eli ayağı rahat durmuyor. tercümana soruyor. ot nereden bulunur, koko nerede, striptiz klubü nerede, bu karı bana verir mi, şu da fena değilmiş vs vs. milletin karısına kızına ters ters bakıyor. her kadın fahişe bunun gözünde. adamın birinden sağlam dayak yiyecekti, bu bakışlardan sonra. aldı elinden tercüman (onun da canı yanabilir firma personeline bişey oldu diye.). neyse işlemleri hallettik. ben hemen telefonu çıkarttım ve restoran bakmaya başladım. nerede yeriz diye. adam dedi ki; "müslüman lokantası bulalım. diğerlerinin yemeği haramdır.". dedim ki içimden tercümana mani olaydım da bu herif bir dayak yiyeydi...
  • domuz etiyle ilgili şehir efsanelerini aklıma getirmiş başlık...

    neymiş domuz kendi pisliğini de yermiş. siz tavukların neler yediğini hiç gördünüz mü?
  • bir takım beyinsizleri rahatsız eden konudur.

    size ne a.m.k size ne ? isteyen isteyen boku yer istemeyen yemez.
  • nas daily adlı kanalda bir ara ele alınmış bir konuydu. müslüman bir gezgin olan nas, 1 dakikalık günlük programında bunun nedeni olabilecek bir konuyu anlatıyor. diyor ki: çocukken bize içki içmeyin, zina yapmayın denmedi. çünkü çocuktuk. içki içip zina yapacak yaşta değildik. gel gelelim, “domuz pistir, yenmez” lafına maruz kaldık. bu da içimize işledi. şimdi yasak olduğunu bilsek de bazı şeyleri rahatça yapıyoruz ama domuz ta en baştan “pis” diye kodlandığı için elimiz gitmiyor.

    kişi sosyoloji otoritesi değildir ama gavur memleketinde yaşayan bir müslüman olarak, içeriden yaptığı mantıklı bir açıklamadır.
hesabın var mı? giriş yap