• "iki öğün sağlıklıdır, üçüncü öğün hastalıktır." diyen islam alimi
    gittikçe popülerleşen aralıklı oruç (bkz: intermittent fasting) uygulayanların üzerinde bıraktığı etkiyle bu sözü kanıtlar niteliktedir.
  • adam ateistti (çırağının orijinal notları: ebu ubeyd el cocani’nin günlükleri) ve ilginç gelecek ama hem mısır hem iran hem türk hükümdarlarca eziyet edilmiş bir adam. sen kalk adama hayatı dar et sonra kalk hiçbir şey olmamış gibi adını üniversitelere ver.
  • büyük bilim insanıdır. ve büyük bir bilim insanı olmasının dinle alakası yoktur zira dönemin dincileri çoğu zaman kendisine kötü gözle bakmışlardır. ama bu bu gün batının biliminin dahi geliştirilmesinde büyük katkısı olmuştur. bazı yerler de türk bazı yerlerde arap olduğu söylenir ama ben arap olduğunu düşünenlerdenim. velhasıl dünya tarihinin en değerli adamlarından biridir.
  • 'herkesin her söylediğine hiçbir araştırma yapmadan inanmak bilgisizliktir'
  • “yaşadığı dönemde; fosillerin kayalara şeytanın çizdiği şekiller olduğuna inanılıyordu. kendisi bu şekillerin şeytan tarafından çizilmediğini, sedimentasyon sürecinde sıkışan bitki ve hayvan kalıntıları olduğunu ilk ifade eden kişidir.

    kendisinden sonra bu fikri ilk dillendiren yaklaşık 500 yıl sonra leonardo da vinci olmuştur.”

    kendisiyle ilgili öğrendiğimde hayrete düşüren bir bilgi olmuştur.
  • islam coğrafyasında doğmuş, yaşamış, teoloji, peygamberlik ve fizik dünyaya ait görüşleri islam ile 180 derece zıt hekim ve filozof.
    ibn i sina'nın teoloji ve peygamberlik hakkındaki görüşlerini kendisinden 11 asır sonra ,bırakın ortadoğu ülkelerini, günümüz türkiyesinde dillendirmeye kalkın, sizi linç ederler.
    islam dünyasını değil ama avrupa'yı daha çok etkilemiş, çağının çok çok büyük feylesof ve hekimi.
  • dünya ikiye ayrilmistir ; akli olanin dini olmaz, dini olanin akli olmaz.. sözünün sahibi.
  • ebû alî hüseyn bin abdüllah, felesof ve tabîb idi. 370 [m.980] de buhârâ civârında"" tevellüd, 428 [m. 1037] de hemedânda vefât etdi. arabî ve fârisî, çok kitâb yazdı. vezîr iken, işlediği haksız işlerine hastalandığında tevbe etdi ise de, eski yunan (gaûr) feylesoflarının küfre sebeb olan fikrlerinden sıyrılamadığı, (mu’âd) ve (müstezâd) kitâblarından anlaşıldığı, imâm-ı rabbânînin 245. ci ve 266. cı mektûblarında ve imâm-ı gazâlînin (el münkız) kitâbında bildirilmekdedir. komûnistlerin islamîyyetdeki ecdâdı sayılabilir.

    (tesavvuf büyüklerinin kitâblarına yunan felesoflarının, islâmiyyete uymıyan bozuk fikrleri karışmışdır) diyor ve bunu bozuk, sapık fikrleri ile isbât etmeğe kalkışıyor. hakîkati bilmiyen gençler, onun ateşli, yaldızlı yazılarına aldanarak, doğru yoldan ayrılabilirler. meselâ, (tesavvufcular (levh-il-mahfûz)u görüyoruz der. ibni sînâ gibi felsefeciler, buna (nefs-ül-felekiyye) diyorlar. insanların rûhu, olgunlaşarak, nefs-ül-felekiyye ile yâhud (akl-ül-fe’âl) ile, uyanık veyâ uykuda birleşirler. dünyâda olan herşeye bu ikisi sebeb olmakdadır. insanın rûhu, bu ikisi ile birleşince, bunlarda bulunanları haber alır derler. bunları yunan felesofları bildirmedi. sonra gelen ibni sînâ ve benzerleri söylediler.

    cinnin varlığı, dînin açıkca bildirdiği birşey olduğundan, inanmıyan müslimânlıkdan çıkar, hiçbir ibâdeti kabûl olmaz.

    cinnin insanlara zarar verdikleri, yardım etdikleri, insanları isteklerine kavuşdurdukları, çeşidli zemânlarda, birçok müslimân ve kâfirler tarafından görülmüş ve haber verilmişdir. buna karşılık, inanmıyanlar, pek azdır. ya’nî yalnız felesof taklîdcileri ve tıb diploması alan birkaç kimsedir. eski tecribeli doktorlar ve şimdi, tıbbı zevk edinip ihtisâs kazananların çoğu, yok deyip geçemiyor, müslimânlara uyuyorlar.

    islâm âleminin en büyük doktoru olan ibni sînâ, yunan felesoflarının te’sîri altında kalıp, islâmiyyetden bir nasîb alamadığı hâlde, (kanûn) ismindeki kitâbında, sar’a hastalığını anlatırken, cinden bahs etmekdedir. meselâ diyor ki, (hastalıklara birçok maddeler sebeb olduğu gibi, cinnin hâsıl etdiği hastalıklar da vardır ve meşhûrdur).

    [(ahlâk-ı alâî) kitâbında diyor ki, (ibni sînâ, (mu’âd) kitâbında, kıyâmetde dirilmeği inkâr eyledi. öleceğine yakın, gusl abdesti alıp, vezîr iken yapdığı zulmlere tevbe etdiği söyleniyor ise de, i’tikâdı bozuk olanın guslü, nemâzı ve düâsı kabûl olmaz buyuruldu). eflâtun ve aristo gibi eski yunan felesoflarının da yanıldıklarını ve bu yüzden medeniyyetin asrlarca geri kalmasına sebeb olduklarını yirminci asrın fen adamları bildirmekdedir. avrupada, bugünkü modern kimyânın babası denen fransız kimyâgeri lavoisier de öyle yanlış ve bozuk şeyler söyledi ki, mütehassısı olduğu kimyâ ilmine yapdığı zararlar hizmetlerini aşmış bulunuyor.
  • dinle pek alakasi olan bir bilgin değildi zaten bir cok sözünde ve çırağı'nin notlarında da bu açıktır. zaten döneminde dinlerin dogmatik baskısından kaçan bilim adamlarına da kucak açan birisiydi. al-ghazali, ıbn taymiyah, ıbn al-qayim, and al-dhahabi gibi pek çok ünlü kendisini ateist olarak nitelendirirdi.

    bizim haricimizde tüm dünyada pers kökenli olarak bilinir. türk diyen tek millet biziz. yine mevlanaya da (bkz: rumi) türk diyen tek millet biziz. farabi de bir cok araştırmacı tarafından pers diye adlandırılır.
    benim fikrimi sorarsaniz üçünün de türk kokenli olduğunu düşünüyorum lakin o dönem bilimin etkin dili farsca olduğu icin ve eserlerini farsca yazdıkları icin maalesef ki hepsi pers diye bilinir
  • el kanuni fit tıp kitabı avrupada okutulan avrupalıların avicenna dediği bilim insanıdır
hesabın var mı? giriş yap