• miles davis'in '68 yılında fusion tarzına giriş olarak çıkardığı albüm
  • 1969'da new york'da kaydedilmiş, miles davis'in en güzel albümlerinden biri. kadrosunun son hali herbie hancock, chick corea, josef zawinul, dave holland, wayne shorter, john mclaughlin ve tony williams şeklindedir. bu albümle ilgili iki şey paylaşmak isterim.

    albümün kapağında miles davis'in güzel bir fotoğrafı vardır. ilk kez cd olarak basıldığında, fotoğraf mavi çerçeve içindedir. fakat bu kompozisyon albümü satın alanlar tarafından pek beğenilmez. tam olarak ne zaman bilmiyorum (sanırım telif hakları cbs'ten sony'e geçtikten sonra) ama gelen tepkiler üzerine albümün yeni basımlarının kapağında fotoğrafın çerçevesiz hali mevcuttur.

    diğeri ise albümün ikinci parçasının ortasında duyulan çocuk sesi. ilk önce kısa birkaç konuşma, ardından da gayet net duyulan kahkalar ile yetişkin birinin sözleri. albümün birkaç canlı seans halinde kaydedildiğini okumuştum. herhalde bu seanslardan birinde müzisyenlerden birinin çocuğu, yeğeni vs. kayıt odasına dalıp imzasını atmıştır. bu sesler de, zaten yeterince mistik olan bu albüme ayrı bir hava katmıştır diyebiliriz.
  • fusion'la beraber avangard caz kavraminin da iyice yerlesmesine yol acmis miles davis albumu. bendeki columbia kopyasinda davis ufka dogru gozlerini dikmis, alnini biraz kiristirmis, 'su cazin ilk yuz metresini bile kosamadik be arkadas, ne acayip bir muzikmis bu, ask olsun bize, anam avradim olsun ask olsun, iste bu album de adorno'ya kapak olsun!' der gibi bakmaktadir, o lacivert-mor cercevenin icinde...

    1. shhh/peaceful (17:58)
    2. in a silent way/it's about that time (19:57)
  • albümün kapak fotoğrafı lee friedlander tarafından çekilmiştir.
  • tek kelimeyle mükemmel bir albüm. miles davis fusion döneminin zirvesini bitches brew ile yapmış olsa da, bence bu albüm bb'den daha güzel.

    bb, müzikte ilerleme peşinde olduğu için 3 klavye, 2 davul gibi aşırı deneysellikler var. ha bu kötü bir şey mi, değil. ama yine de işleri çok karıştırıp takip etmeyi zorlaştırıyor.

    in a silent way ise bb'nin light versiyonu, daha doğrusu; bir yığın gereksiz özellikle dolu, fakat yine de başarılı olan bir ürünün mükemmel bir prototipi gibi. oldukça gevşek, fakat yine de tempoları, ölçüleri belli olan, dolayısıyla takip etmesi kolaylaşan ve keyif veren, su gibi akan bir albüm.
  • ne fusion, ne avant garde jazz.

    bu album direkt uzay boslugunun sesidir.
  • agharta, pangaea, at fillmore west (ve east), dark magus gibi albümler yanında ultralight sınıfında uçmaktadır.
  • mükemmel ötesi, leziz bir albüm. bitches brew'den bir yıl önce çıkmış olsa da, bitches brew'in doğum sancılarını bu albüm hissettirmemekte. burdan yola çıkarak, miles davis'in müziğe bakışını ve müzik algısını çözmeye çalışmanın beyhude bir çaba olduğunu söylemekte bir beis görmüyorum. gerçi bitches brew hatrı sayılır çoğunluktaki miles davis hayranı tarafından sevilmemektedir, ayıptır.

    çok büyük adamsın miles.

    edit: sadece miles davis üzerinden yazıldığı için pek havada kalmış duruyor.
    kadroya göz atalım:

    miles davis
    john mclaughlin
    wayne shorter
    chick corea
    herbie hancock
    joe zawinul
    dave holland
    tony williams

    kadroya bakıyorum ve şu kadrodan çıkan herhangi şeyin lüzumsuz olamayacağına henüz dinlemeden, gözlerimle inanıyorum. hiçbir notası boş değil. her şey o kadar yerli yerinde ki, buna miles’in aradaki konuşmaları da dahil. bu albümün/lpnin üzerine çıkabilmiş jazz fusion/jazz rock eseri çok çok azdır, belki de yoktur. albüm kapağı bile fazla klastır. ne zaman dinlesem aklıma gelir; bu albümü dinleyebildiğim için kendimi hep şanslı saymışımdır.
  • ilk dinlediğim miles albümü hatta plaktan dinledim aldığım zaman yani 2 yıl önce bu plak 36 liraydı. 2 yıldır plağı takıp birden konsantrem bozulup albümü anlamadan dinliyordum ve çokta sevmiyordum daha çok (bkz: kind of blue) dinliyordum. bu yıl tekrar plağı pikabıma taktım ve yanında oturup dinledim yani anladınız hayran kaldım albüme. kind of blue dan daha güzelmiş he tabi kind of blue daki blue in green sanatını asla geçenez o ayrı hehehe
  • bal gibi bir miles davis albümü. jazz'ın kurgusuzluğu batmayacaksa size, sesler daha insani-tatlı. bu yüzden jazz sevmiyorsanız da sevebileceğiniz bir albüm bence. bitches brew gibi yabani değil. bir de hakikaten albüm başlangıç ve bitişi inanılmaz. konu orta yerinden giriyor gibi. oluşuyor gibi değil, olagelmiş gibi. takılıyorlar işte ya, mis.
hesabın var mı? giriş yap