• türkiye için konuşursak, mühendisliğin en karlı alanıdır.
  • içine sıçtığımın mesleği. ne umutlarla bölümünü okudum şimdi ne kadar pişman olduğumu tarif etmesi çok zor. bu sebepten üniversite sınavına hazırlanan ve bu alanı tercih etmek isteyen genç kardeşlerime birazcık bahsetmek istiyorum mesleğimden. yazılanlar tamamen benim fikirlerim ve bakış açım doğrultusunda yazılmış olduğundan değerlendirip karar verilmesi ilk tavsiyemdir.

    50 küsür bin sıralama ile bir anadolu üniversitesinin (ki bu üniversitenin inşaat mühendisliği bölümü 50 senelik olup alanında ilk 10da hatta bazen ilk 5te olduğu söylenir.) inşaat mühendisliği bölümüne 26. sıradan kayıt yaptırdım. türkçe olan bölümümü öğretim hayatım boyunca yalnızca 1 (yazıyla bir) adet bütünleme sınavına girmek suretiyle 3.03 ortalama ile mezun olarak bitirdim.

    bölümüm ağırlıklı olarak alanında tanınan kallavi profesörlerin derslere girdiği bir bölüm. aldığım eğitimde kendimi ağırlıklı olarak betonarme alanında geliştirdim ve betonarme yapı mühendisi olmak niyetindeydim.

    bölümüm türkçe olduğundan mezun olduktan sonra iyi bir firmada, prestijli ya da yarı prestijli bir proje ile meslek hayatına atılmak istediğimden ingilizce bilmemin şart olduğunun farkındaydım. bu sebepten güzeller güzeli kanada’ya dil eğitimine gittim. yarım sene kadar kalıp bir miktar dilimi geliştirdikten sonra elimde bir toefl belgesi ile ana yurda döndüm.

    bütün mesele ben döndükten sonra başladı. yaklaşık 10 ay kadar süren iş arama sürecim beni diplere doğru çekmişken bir şekilde önüme düşen bir tanıdık referansı ile türkiyenin şuan en büyük inşaat firmalarından biri olan adı lazım değil inşaat firması ile iş görüşmesi yaptım. şirketin cro’su ,ankara ik müdürü ve istanbuldan bir ik personeli ile yaptığım görüşme 1 saat kadar sürdü. harika bir görüşme gerçekleştirdiğim ve 3-5 yıllık tecrübeye sahip mühendislere taş çıkardışım söylendikten sonra 3 ay kadar bekletilip istanbul merkezlerinde istihdam ettiler beni.

    tabii şunu da söylemek isterim ki ben öğrenciyken birinci sınıfın yazında staj yapmak istedim ve yaptım. stajda beni ve yaptığım işi beğenen projenin müdürü yeni dönem başlarken beni firmasında istihdam etti ve ben okurken aktif ihale süreçleri olan bir firmada hakediş, metraj, ihale hazırlığı vb işleri kapsayan işler yaptım.

    teknik ofis mühendisi olarak adı lazım değil inşaat firmasında kariyerim başladı ve ben bir şeylerin farkına o zaman varmaya başladım. 2 ay kadar ne olup bittiğini anladıktan sonra bilgisayarıma kurulan primavera p6 isimli programı kendi çabalarımla 20 günde öğrenince bir nebze ön plana çıktım. maliyet kontrolü ile alakalı işleri yapmayı bilgisayarda mümkün kılan excel isimli programı da makro bildiğimden profesyonel kullanabiliyorum. istanbulda 5 gün çalış 2 gün tatil yap, resmi tatillerde izinli ol, 8-6 çalış düzeninde bir süre mesai doldurdum. fakat istanbul’da firmaların merkezlerinde ömür boyu çalışabilmek için ya üst düzey bir yöneticinin akrabası ya da yıllarca şantiyede sürünmüş biri olunması gerektiğinden bana 7. ayımda yol göründü. tabii 7 aylık bu süreçte bir 10 gün kadar da kuzey afrikaya sahra çölünün kuzey güney doğu batı tam ortası olan bir noktada bir şantiyeye yerinde planlama desteği verdim.

    yol görününce bana, beni dünyanın öbür ucuna bir şantiyeye gönderdiler. tek kalemde alınmış rakamsal olarak ciddi büyüklükteki endüstriyel üretim tesisinin içine doldurulmuş bir boktan anlamayan, iki eliyle bir şeyi doğrultamayan meslektaşlarımla çalışmaya başladım. öyle ki müdür ünvanlı sik kırıklarının bir boku yapamadıklarından sürekli teknik ofise yıktıkları angaryalar ile hakkıyla uğraştım, elimden gelenin en iyisini yaptım. her sabah kavga, bağırtılar ve küfürlerle başlayan ortalama 14 saatlik mesaimize 60 gün kadar dayandıktan sonra hastalandım. 1 hafta evde bir başıma, 1 hafta da hastanede bir başıma geçirdiğim günlerin ardına türkiye geldim ve acil ameliyata alındım. ameliyatın ardından aylar geçti iyileştim ama kalıcı hasarlar bıraktı yaşadıklarım bedenimde.

    biz expatlar sigortasız olduğumuzdan buradaki bütün ameliyat masraflarımı kendim karşıladım. buna karşılık 7bin dolar civarı bir para verdiler haklarını yemeyeyim.

    tekrardan yurtdışına gitmek istemediğimden firma ile yollarımız ayrıldı. istanbul merkezlerinde beni istihdam etmediler çünkü benim referansım yurtdışında çalışan bir üst düzeydi ve bir sebepten olmadı tekrar dönemedim merkeze. o gün bugündür işsizim ben. istanbul’da çalışabileceğim bir iş arayıp duruyorum ancak başvurularıma geri dönüş dahi alamıyorum. çünkü unutmayın merkezlerde çalışmanız için torpilinizin olması ya da kadın olmanız gerekiyor. istanbul’da da şantiye kalmamış durumda neredeyse. olana da her türlü referans lazım zaten.

    ez cümle inşaat mühendisliği en azından 10 15 senesi şantiyecilik olan, yurtiçinde tatmin edici paraların kazanılamadığı, şantiyelerde yurtiçi, yurtdışı fark etmeksizin ağırlıklı köpek hayatının yaşandığı (13 gün çalış 1 gün izin yap) sürgün bir meslek benim nazarımda. eğer ki para kazanıp o parayı keyifle en azından 10 sene kadar yiyemeyecek olmak umrunuzda değilse, makine gibi yaşamaya uyum konusunda sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyorsanız (ben de kendimi böyle tanımlarım ama durum malum), iş bileni de bilmeyeni de beş para etmez insanlardan sürekli hakaret, küfür vb şeyler duymak sizi yaralamayacaksa okuyun. aksi ise yanından bile geçmeyin. çünkü her nereden mezun olursanız olun bu sektörde yaşayacaklarınız benzer olacaktır. kimse odtüden mezun, yeni mezun mühendise ev verip diğerlerini kamplara almıyor. herkes it gibi kampta yaşamak zorunda. elbette ki odtü, itü, boğaziçi gibi üniversitelerden mezun olmak hem prestij hem dil hem de iş bulabilmek açısından sizi birkaç adım öne çıkaracaktır fakat inşaat mühendisi olmanın, bu sektörde çalışmanın şartları genel olarak aynı.

    bir sürü yeri atlayıp, es geçip bir metin çıkardım ortaya. bu metini okuyan ve soru sormak isteyen kardeşlerim yeşillendirmekten çekinmeyin lütfen elimden geldiğince size cevap vereceğim.
  • çoğalan üniversiteler, düşen puanlar ve kalitesiz eğitim yüzünden çoğu mühendislik gibi itibarını kaybetmiş ve asgari ücrete tabii mezunlarla dolu bir meslek haline gelmiştir. eskiler bu konuda daha şanslıydı.
  • ülkemizde giderek işsizlik riski artsa da yurtdışında güzel imkanları olan mühendislik dalı.
    arkadaşım ingiltere'de haftada 1.000 £ kazanıyor arkadaşlar. kendinizi tr de tüketmeyin.
  • üniversitelerde 10 yıl boyunca kapatılmasını önerdiğim meslek dalı.

    hem tecrübe, hem de değer dengeleri düzelecektir.
  • en küçük yerleşim biriminden mega-şehirlere kadar her yerde altyapıların ve üstyapıların planlanması, tasarımı, yapımı ve işletmesi multidisipliner ve interdisipliner bir yaklaşım gerektirir. inşaat mühendisliği de bu disiplinlerden biridir.

    azalan kaynaklar, artan nüfus, çevresel sorunlar derken bir paradigma değişiminin gerekliliği ortada. inşaat mühendisi de bu dönüşümü sağlayacak temel unsurlardan biri.

    son yıllarda mesleğin geldiği nokta pek iç açıcı değil. işsiz inşaat mühendisi sayısı artmaya devam ediyor, çalışma koşulları kötüleşiyor, mesleğin saygınlığı azalıyor, üniversitelerde gereksiz yere bölümler açılıyor ve ihtiyaçtan çok daha fazla sayıda mezun veriliyor.

    bu kötü süreçte hem bilgilerini güncellemek hem de yeni bir şeyler öğrenmek isteyen mühendisler için inşaat mühendisleri odası faydalı bir hizmet veriyor, youtube kanallarından eğitim, seminer videoları paylaşıyor. özellikle genç meslektaşlar için yararlı olacağı düşüncesiyle buraya bağlantıları bırakayım.

    imo istanbul şubesi seminerleri

    imo izmir şubesi seminerleri

    imo ankara şubesi seminerleri
  • piyasa bu haldeyken kesinlikle okunmaması gerekilen bölüm
  • şu an memurlar.net forumunda dilenci gibi kadro dilenen mezunları olan meslek. eskiden devlete en çok alınan mühendislik branşı iken şu an en az alınan branş haline gelmiştir. özelde de durum parlak değil.
  • mezunu olduğum bölüm.autocad,office programlari,orta derecede ise sap2000 ve idecad programların hakimim.bir donem erasmus ile yurtdisinda ogrenim gordum ve ingilizcem iyi durumda.su an icin askerlik sorunum yok
    istanbul ve kocaeli icerisinde proje veya santiyecilik alaninda is,yeni eleman alamayacak isletmeler icin uygun sartlara sahip staj programi ariyorum.
    2018 yılindan bu yana etkisini hissettiren ve pandemi süreciyle percinlenen insaat sektöründeki krize rağmen bu alanda kendini gelistirmek isteyen hevesli bir genc olarak bu mecradan sesimi duyurmak istiyorum.
  • severek okuduğum her bir güne tek tek lanet ettiğim meslek. gençliğimi kör olana kadar ders çalışarak, ihtiyarlığımı da gelecek kaygısıyla rezil kepaze etmiştir. kendinizi de geliştirseniz, büyük ideallerle severek de okuyup icra etseniz sonuç çok değişmez. kibrit çöpü kadar değeri kalmamıştır. maalesef ki kıymeti büyük istanbul depreminin yarattığı felaketle anlaşılacaktır.
hesabın var mı? giriş yap