• enerji fazlasi olan degisik ulke. jeotermik santraller sayesinde hayvan gibi elektrik uretebildigi icin su anda elektrik cok ucuzdur izlanda'da. bu nedenle bitcoin mining icin cennet sayilabilecek bir yerdir.

    tabi olay sadece btc mining degil. halihazirda hic aluminyum cikmamasina ragmen cok buyuk aluminyum fabrikalari vardir. kendisi her yerden uzak bir ada olmasindan oturu enerjisini saf haliyle satmak yerine enerjisini dunyaya acarak su anda hayvan gibi zenginlesmektedir.

    diger tum volkanik olarak aktif olan bolgelere ibret olmasi dilegi ile.
  • geçen sene mart ayında gidip bir hafta geçirdiğim, kuzey ışıklarından oluşan bir hayali kovalayıp da son gecesinde görme ve bir hayali gerçekleştirme şansına eriştiğim, her köşesi, her detayı ve tanıdığım her insanı ile beni büyüleyen ve çok mutlu eden, bence dünyanın en güzel ülkesi.

    ne kadar bütçeyle gittiğime, kuzey ışıklarını görme hikayeme ve gezimin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

    şimdi aklımda, bir de yazın gitmek var bu güzel ülkeye. upuzun günlerinde, karavanla bu güzel adanın, bu sefer de daha kuzey kısımlarına çıkmak.
  • 1000 yil once vikingler bu topraklara ayak bastiklarinda adanin %25-40 i ormanlarla kapliymis, o zamandan beri tarim icin acilan araziler yuzunden adada orman neredeyse kalmamis, simdi devasa seralar ile agac fidani yetistirmeye baslamislar.
  • taze geldiğime göre bu başlığa bir şeyler yazmayı hak ediyorum bence, hem gidecek olanlara da fikir olur.

    türkler'i sevmezler falan diyenler olmuş. zaten hep bu dış mihraklar bizden nefret ederler. o mevzu şöyle efem osmanlı zamanında kuzey afrika kökenli korsanların adada kadın, çocuk vs bir çok insanı esir aldıkları söylenir. o sebepten bir antipati var imiş ama sene olmuş 2017 adamların umurunda değil, bizim olamadığımız dünya insanı olmuşlar çoktan.

    çok beğendiğim ülkeler, şehirler olmuştur ve hep kendi ülkemden başka bir yerde yaşayamayacağımı düşünmüşümdür ama izlanda'da değişik bir burada yaşanır hissiyatı geldi bana. o kadar soğuk ve o kadar pahalı olmasına rağmen. masallardan fırladığına emin olduğum o kutu gibi evler insana bir yerlerde huzur var ve biz ona çok uzağız galiba dedirtiyor resmen. 300 binlik ülke nüfusunun 200 binlik büyük çoğunluğunun yaşadığı reykjavik bile küçük, tertemiz, sevimli, her şeyin ulaşılabilir mesafede olduğu rahat bir şehir. trafik yok, otobüslerde 5 kişiden fazlasına rastlamadım. suları acayip lezzetli ve musluktan içilebiliyor. jeotermal enerji kaynaklardan faydalandıkları için hava kirliliği diye bir şey yok, oksijen bolluğundan sabahları erkenden uyanıveriyorsunuz, yayladaymışsınız gibi.

    gece hayatı oldukça hareketli ve eğlenceli. sıralı barların ve gece kulüplerinin olduğu sokakta birinden çıkıp diğerine devam ediyorsunuz zira geceler uzun. kış mevsiminde hava 10.30'da aydınlanıp 15.30'da kararıyor. dolayısı ile yapacak bolca akşam aktiviteniz oluyor.

    10 yıl kadar önce iflasın eşiğine gelmiş bir ülke için oldukça iyi durumdalar, ama ortalama bir avrupa'lı için pahalı, bizim gibi ortadoğu'lular için ise çok pahalılar.

    en çok dikkatimi çeken şeylerden biri tek şeritli köprülerdi. bu köprülerin iki ucunda da 100 metre falan mesafede cepler var. hala nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde birbirine doğru gelen araçlardan biri cebe giriyor diğeri köprüyü geçiyor, sonra öbürü geçiyor falan. selektör yok, göz göze gelmek için fazla uzak mesafe, nasıl oluyor diye düşünüyorsun sonra cevap medeniyet olarak düşüyor beynine. çünkü öncelikleri yol vermek, öyle olunca da anlaşmak zor olmuyor. sebebi de zamanında ekonomik durumlarının geniş köprüler yapmaya uygun olmamasıymış. evet ekonomik çöküşe teğet geçmeye, ya da geçememeye alışmış bir ülkenin duble yolları ile övünen vatandaşları olarak şaşırıyoruz tabii. bu köprüler türkiye'de olsaydı ne olurdu diye düşünüyorum, 200 bin nüfuslu bir yerle kıyaslamak haksızlık olur şimdi diye istanbul'da değil de trabzon'da, rize'de, ne bilim düzce'de falan olsa mesela diyorum ne olurdu, köprü üzerinde sıkışan araçlar olurdu, geri de gidilemezdi arkaları dolardı, sonra da cinayet çıkardı. oppps ya adana'da olsaydı mesela!

    ordusu yok, polisi varmış ama bir trafik polisi dışında rastlamadım. suç oranı sıfıra yakın, kadın-erkek eşitliğinde dünyada 1 numarayı çekiyorlarmış. yetmiyor, kafanı çevirdiğin yerde doğal harikalar uçuşuyor. şelaleler, lagunlar, gayzerler, buz mağaraları falan filan.. ve zaman zaman görülebilen kuzey ışıkları. daha ne olsun. azcık daha sıcak olsaydı çiftlik hayallerim için on numara beş yıldız ülkeydi gözünü sevdiğim.
  • bir ankete göre dünyanın bir yaratıcı tarafından yaratıldığına olan inanç 25 yaş ve altındakilerde %0.0 oranındadır. öte yandan antik sümer tanrılarına inananların (zuizm) sayısı 2015 yılında 3000 kişidir.
    resmen herkesten uzak, kafalarına göre takılıyorlar.

    http://icelandmag.visir.is/…-world-new-poll-reveals

    http://sidmennt.is/…koðanir-íslendinga-siðmennt.pdf
  • avrupa ve amerika tektonik plakalarının birleştiği yerdedir.
  • erkek sünnetini yasaklamaya yönelik girişimleri olan ülke.
    ilgili the guardian haberi

    sonunda bu konuda önemli bir adım görmek güzel.
  • parlamentosunda tıbbi gerekçeler dışında sünneti yasaklayan ve hapis cezası öngören bir yasa tasarısının gündeme getirilmesi müslüman ve yahudilerden tepki çeken ülke.

    https://www.theguardian.com/…first-european-country
hesabın var mı? giriş yap