• bir not:

    "islam’dan önce de hac ve kabe vardı. bu kabe’ye arap yarımadasının uzak yerlerinden gelenler vardı. amma bir usul vardı ki şu yanında yiyecek getirmek yasaktı. yiyecekle gelmek allah’a
    güvenmemek oluyordu. günlük elbiseyle tavaf edilmezdi dışardan da elbise getirilmezdi. peki ne yapılırdı ihram bu işe bakan aileden satın alınırdı. neden? islam öncesi de allah’ın mekanı olan
    kabe’ye tertemiz elbiseyle girmek gerekti. üzerinizdeki elbiseler belki de haram işlerken de üstünüzdeydi allah’ın evini bunlarla kirletmemeli. peki yoksul olanlar da var mıydı tavafa gelenler
    arasında?

    evet vardı. ihram alacak parası olmayanlar kabe’yi çırılçıplak tavaf ederdi kadın ya da
    erkek fark etmez.

    "peygamberin izniyle ihramdan çıkıp mina'da bulunan kadınlarımıza yöneldik. zekerlerimizden meni damlıyordu" (buhari hac/81; müslim hac/141)

    bu hadis hem buhari’de hem müslim’de var. yani sahihliği tartışılmaz demek ki mekke’nin fethinden sonra örtünme ayetleri inmeden evvel müslümanlar da çıplak tavaf etmişler. ayrıca
    mekke kureyş’in kontrolünde iken hudeybiye barışında anlaşma yapılmıştı, müslümanlara bir yıl sonra hac için izin verilmişti. o sırada kabe kureyş’in kontrolünde olduğundan tavaf onların
    istediği gibi ihramı satın alarak ya da çıplak yapılmıştı. ve erkekler bir sürü çırılçıplak kadını görünce de doğal olarak zekerlerinden meni damlıyordu..."
  • bir tür süper totem, ölüsüz türbe. cansız cisimlerden medet ummanın dramatik bir örneği.
  • yüreğim pır pır bir kuş misaliydi. içimde heyecan, merak, sevinç, tedirginlik, korku duyguları birbiriyle dans ediyordu. heyecanım geçse merakım, sevincim bitse korkum başlıyordu. büyük bir hayalim gerçek olmak üzereydi. sanki bir rüyanın içindeydim, inanması çok zor bir gerçekliğin peşindeydim...

    dış avluda namazımızı kıldık ve yavaş yavaş yürümeye başladık ona doğru. yürüyor muydum yoksa uçuyor muydum anlamak zordu. kalbime hakim olamıyordum, sanki o çoktan uçup konmuştu kabe'nin siyah örtüsüne. adımlarım birbirine karışarak devam ettim yürümeye. başım öndeydi, gözlerim yerde... onu görmeye dayanabilecek miydim acaba? yaklaşıyorduk, o mis kokusunu daha yoğun alıyordum artık. sanki orada beni bekliyordu kabe. sanki beni kucaklayacakmış gibiydi... kavuşma vakti gelmişti... bir an gözlerimi yerden kaldırabildim ve bir kapının aralığından onu gördüm. ilk o an anladım aslında ne olduğunu. sonra koştum ona, bir an önce daha yakın olabilmek için...

    ve işte bütün güzelliği, bütün sadeliği, bütün anlamıyla karşımdaydı kabe. gözlerimden süzülen yaşların tadı bile farklıydı o an. uzun uzun bakamadım ilk başta... bakıyordum, dayanamayıp başımı yere indiriyor, biraz cesaret alıp tekrar yüzümü çeviriyordum. ilk tavafı yaparken ne aklım başımdaydı, ne de kalbim yerinde. gülüyor, ağlıyor, doyamıyor, dua ediyor, halden hale geçiyor, sanki baştan yaratılıyordum... ne büyük mutluluk, ne büyük bir nimetti dünya gözüyle seni görmek ey kabe! yüzüne yüz sürmek ne büyük bir lütuftu... rabbimin evini görmek nasip olmuştu, secdede otururken sana bakmak da...

    şimdi bu fani dünyada, yaşadığım onca güzel şeyin yanında, seni gördüğüm o ilk an bir başka... hala içimde o duygular var ne zaman aklıma gelsen. ve dilimde sana tekrar kavuşmanın duası...
  • (bkz: kabe'nin çevresine otel yapılması)

    dunyada buyuk paralarin dondugu yerlerden biri.
  • cocuklugumdan beri her sordugumda "sus, gunah" olarak susturuldugum yapi. sorumda problem olabilir tamam da, cevabinin olmamasi ilginc degil mi? islamiyet anlayisinin ve hz.muhammed'in putlari kabul etmedigi anlatildi hep bize, e peki bu ne? herkesin icinde yasamasi gereken bir inanci bu yapi ile mi sembollestirip degerini kucultuyoruz?

    neyse ben dinlere inanmiyorum zaten, bir yaratici varsa da o kutu gibi yer onun evi falan degildir bu kadar fantazik dusunmeye gerek yok.
  • "ka'bedir mahzen-i esrâr-ı hudâ
    zâdehallâhu te'âlâ şerefâ

    merkez-i dâire-i âlem-i hâk
    başına devr ider anun eflâk

    ka'betullâh dil-i insân-ı kebîr
    hacer ol kalbe süveydâ-yı zamir." nâbi

    tercümesi: "kâbe, cenab-ı hakk'ın esrarının mahzenidir. allah teâlâ onun şerefini artırsın. yeryüzü dairesinin yani dünyanın merkezidir. felekler onun üstünde döner. kâbe, insan-ı kebir denilen kainatın kalbi olduğu gibi, hacer-i esved de o kalbin süveydasıdır."

    kalp ve süveyda, ancak bu kadar zarif ve manidar betimlenebilir herhâlde. nâbi merhumun ruhu şad olsun. engin bir zarafet ve letafetin mimarı olmuş ilim-irfan adamlarımıza ve tüm ölmüşlerimize rahmet olsun. cümleten bayramımız mübarek olsun.
  • şu sıralar her zamankinden daha çok en çok olmak istediğim yer. bu kaba kalın kalpsizlikten, her gün gördüğüm insanlardan, tekrarlayıp durduğum işlerden kaçıp da hiç tanımadığım yüzlerle birlikte yeniden siyah örtüsüne sığınasım var. çok özledim.

    (bkz: kâbe)
  • merak ediyorum küresel ısınma sonrası allah korusun kabe yok olursa veya zemzem suyunun çıktığı yer kurursa acaba ne olur? sonuçta islamın 5 şartından birisi hacca gitmek.

    ek: bir de ben yıllarca hz. muhammed'in defnedildiği yeri kabe olarak biliyordum. meğer değilmiş çok sonra öğrendiydim.
  • bakara suresinin 125. ayetine göre kabe emniyet bölgesi ve toplantı merkezi olarak belirlenmiştir ve tanrı ibrahim ve ismail'e rüku ve secde edenler için tavaf edenler için evimi (kabeyi) temiz tutun demiştir. takip eden 126. ayette de ibrahim tanrıdan bu bölgeyi emniyetli ve bereketli rızıklı bir yer yapmasını diliyor tanrı da ona ben yaparım, ödüllendiririm inkar edeni de ateşe atarım diyor. devam eden 127. ayette de ibrahim'in ismail ile birlikte evin (kabenin) temellerini yükselttiği ve kabeyi inşa ederken de tanrıya dua ettiği yazar. bakara'da anlatılan budur.
    ek olarak kabenin tufandan önce (tanrının insanlığı resetlemesi) adem tarafından ilkel ve derme çatma bir biçimde yapıldığı ancak tufan sırasında telef olduğunu söyleyenler de vardır. hatta adem'den de önce insan henüz tanrı tarafından yaratılmadan, tanrıya tesbih ve dua eden melekler sözde bu bölgede ibadet ederlermiş. ancak bakara'da yazdığı üzre kabe ibrahim ve ismail tarafından tanrıyla iş birliği içerisinde inşa edilmiştir.
  • levent akçay tarafından yönetilen türk filmi. vizyon tarihi henüz kesinleşmemiş; ancak muhtemelen kasım 2015 tarihinde izleyebileceğiz.
    http://fragman.link/kabe
hesabın var mı? giriş yap