• kelimenin çoğul hali "küffar"dır.
  • lashed to the slave stick'den sonra, şu ara en çok dinlediğim, beni en çok coşturan nile parçası. duramıyorum ulan dinlerken. nasıl birşeysin sen.
  • dünyanın en komik tahteravallisi. dünyadaki bütün din grupları birbirine göre kafir. tanrı bir grubunuzu kafası iyiyken mi yarattı acaba.
  • bir ülkede azınlıkta kalan kanaat sahibi. istanbul'da hıristiyan, italya'da müslüman kafirdir.
  • tehmina durrani'nin bir kitabi. kitap genc yasta sozde bir seyhle evlendirilen bir kizin gercek hikayesini anlatiyor. ozellikle kizin neredeyse butun hayatinin gecip gittigi avluda daireler cizerek benimde dunyam yuvarlak diyerek kendini kandirmasi ve bize en azindan kendi dunyamizin yuvarlak oldugunu gostermesi acisindan bile mutlaka okunmalidir.
  • kafirin etimolojisini incelediğinde, karşınıza çiftci çıkacaktır.
    “toprağın üzerine örten kimse” anlamında kullanılagelen kafir kelimes,i zamanla anlam kaymasına maruz kalarak, “gerçeği bilerek gizleyen, gerçeğin üzerini örten” anlamında kullanılmaya başlanmıştır.
    şimdi özel mesajla “kafir” olduğumu iddia eden arkadaşa, buradan vereyim cevabını.
    islami prensipler üzere yaşayan ve ve kuran-ı kerim’i allah’ın kitabı olarak gören kimselerce, kuranda geçen ya da geçtiği düşünülen (yorum farklılıkları buralardan kaynaklanır) herhangi bir konuda itirazı olan, ya da kuran’ı ve islamı tümden reddeden kimselere kafir denmesi olağandır. allah'ın indirdiği ile hükmetmek konusu ise biraz çetrefilli. bu konuda ortaya atılan görüşlerin çokluğu, çeşitliliği ve bazen birbiri ile çelişikliği göz önüne alınırsa, islamın çerçevesinin genelde bireyin iç dünyası, kişisel alanları ile sınırlı olduğunu; genele ilişkin konularda ise evrensel hukuk ve değerlerin dışına marjinal bir kaç yorum dışında çıkılmadığı görülür.
    örneğin; islamın bir devlet modeli yoktur. bu çerçevede gerçek anlamda seküler bir laiklik anlayışının uygulandığı, gerçek hukukun toplumsal ilişkileri düzenlediği ve kişisel özgürlüklerin en geniş çerçevede yaşandığı bir ülkede müslüman gibi yaşamak en kolay olanıdır. müslümanım diyen insanların, müslümanlık adına sık sık fetva vermeleri dinlerine yapabilecekleri en büyük kötülüktür.
    yunus suresi 100. ayet şöyle der ''allah taakkül etmeyenlerin üzerine pislik atar, zorluklar verir.'' taakkül, “işletilen akıl” demektir. bir müslüman aklını işletmiyorsa kendi için cehennemlerin en büyüğünü hazırlamaktadır.
    islamın savunulmaya ihtiyacı yoktur. kimseye ispat edilmesine de ihtiyaç yoktur. “onu biz indirdik, biz koruyacağız” diyen bir allahtan daha kuvvetli koruyucu ve ispat edici de olamaz. bu noktada sözlükte sözde mücahitlik yapıp egosuna, hırsına, benliğine, din süsü vermektense, “madem müslümanım, bu din bana ne diyor, ne istiyor benden” diye merak edip sormak, araştırmak daha makuldür.
  • bir sözlük yazarı.
  • birçok sözlük yazarı.
  • yazar tehmina durrani’nin kitabının adı.

    kitaplığımın kuytularını karıştırırken yıllar önce okuduğum “kafir”le karşılaşınca gündeme gelmesi gerektiğinin tam zamanı olduğunu düşünüp bilgilerinize sunma mecburiyeti hissettim. bende aralık 1999 baskısı mevcut olup yeni baskıları var mı bilmiyorum. mümkünse lütfen edinip okuyun.

    --- alıntı ---

    “bir dinsel efsaneyi yıkan kadının tüyler ürperten gerçek öyküsü” diye tanıtıyor kitap kendini.

    “bu kitap pakistan’da bir tarikat lideriyle evlendirilen bir kadının (kadın dediği 14 yaşında) 20 yıllık esaretinin öyküsünü anlatıyor. tarikat liderinin sahtekarlıklarının, insanlara karşı duyduğu inanılmaz nefret ve bunun getirdiği zalimliğin, cinsel tercihlerindeki sapkınlıkların, insanların din uğruna her şeye rağmen bu lidere olan düşünsel esaretlerinin ve bu kötülüklerin kaynağı karanlık dünyaya başkaldıran kişiyi suçlu ilan etmelerinin öyküsü.”

    aslında her türlü ahlaksızlığın, sömürünün ve günahın işlenebilmesi için insanların üstüne örtülen bu dinsel karanlığın örneklerini kendi ülkemizde de bulmak mümkün. kafir’i okurken yer yer çok bildiğimiz kişi ve olaylarla karşılaşmamız bizi şaşırtmamalı. çünkü insanı her yanıyla sömürülmeye mahkum eden dinsel karanlık belirli bir coğrafya ile sınırlı değil.

    (insanlar aslında şeytandan korunamazlar. şeytani işler yapan ve günah işleyen insanlardan çekinmezler. bu şeytani işler ve günahlar gizli tutulduğu ve bilinmediği sürece. daha doğrusu açıkça söze dökülüp konuşulmadığı sürece rahatsızlık duymazlar ama bu günahların sorumlusu değil kurban olan kişi gerçekleri açıkça anlatıp bunları herkesin bilmesini isterse ondan nefret ederler ve onu suçlarlar).

    --- alıntı ---
  • kafir (kara), divan edebiyatında sevgili için de kullanıldığı görülmektedir. onun kara kaşı kara gözü ve saçları yahut kendisi kafire benzetilmiştir.

    "üştür-i sermest eğer götürse hicrânım yükün
    zülf ü hattun gibi kâfir cenneti mesken tutar"
    -
    "niçin sık sık bakarsın öyle mirat-ı mücellaya
    meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kafir"
hesabın var mı? giriş yap