• bu konuda iki görüş de savunuluyor.

    1. görüş; sabah uyandıktan sonra bir şeyler yemek metabolizmayı harekete geçirir, vücut güne iyi bir başlangıç yapar. protein, yağ ve karbonhidrat dengesinin sağlandığı kahvaltı sofrası demek, vücudun devamlı enerji üretmesi ve bağırsak hareketlerini düzenlemesi demek. ayrıca kahvaltı yapmak öğlen ve akşam yeme isteğini bastıracağından kilo alınmasını da önlüyor.

    2. görüş ise; bunun endüstriyel bir tuzak olduğunu ve son yüzyılda yerleştiğini öne sürüyor. yani gıda firmalarının işi. hatta "kahvaltı günün en önemli öğünüdür" sözü bir gevrek firmasının sloganı imiş.
    buna göre; "yediğiniz her şey bir insülin deşarjına neden oluyor. insülin kandan bütün şekeri alıyor. bu sefer de açıkmaya başlıyorsunuz. eğer sabah kahvaltı etmezseniz insülin salgısı da yok. vücut yağ yakmaya başlıyor."

    2. görüş

    açıkçası işin içinden çıkamadım.
    ancak her sabah kahvaltı yapmayı alışkanlık edinmiş biri olarak, sabah kahvaltısının önemli olduğunu düşünenlerdenim.
  • sabahları kahvaltı yapıp güne başlarsam o gün, gün boyu sürekli acıkıyorum. ama kahvaltı yapmadan güne başlarsam gün boyu çok az yemek yiyerek aç kalmadan günü tamamlıyorum.

    bu nedenle kahvaltıyı gereksiz bulanlardanım.
  • kahvaltının acıktırmadığını düşünmüyorum. tam aksine güne kahvaltıyla başlarsam her öğün normalden daha çok yiyorum.

    hareketli ve gece hayatını seven biri olarak da, kahvaltı yapmadığım takdirde güne iyi başlayıp işlerime konsantre olamıyorum. bu sebeple acıkmayı göze alarak kahvaltı yapıyorum ^^
  • çok sevdiğim bir öğün olduğundan yapmayınca güne eksik başlamış gibi hissederim, hem cemal süreya’yq da katılıyorum; “diğer öğünleri bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı”.
  • 4 yıl öncesinde , yeaa amaan öğlende yeriz yemek şeklinde manasız bir tavırdaydım. sonra diyetisyen zoruyla kahvaltı yapmaya başlayınca gördüm ki, kahvaltısız olmaz dostlar, romalılar. çok önemli, çok çok önemli.
  • önemi ve gerekliliğini kabul ettiğim ancak hafta içi uygulamadığım öğündür. sadece haftasonları geç ve uzun son derece keyifli kahvaltı sefalarım vardır.
  • ben kahvaltının akşam yapılanını severim. bu bağlamda evet kahvaltı çok önemlidir.

    (bkz: intermittent fasting)
  • üniversitedeyken kahvaltı yapmazdım üşenirdim. sonraki yıllarda aslında kahvaltısızlığın performansımı nasıl düşürdüğü farkettim. şimdi haşlanmış yumurtanın beni akşama kadar tok ve dinç turabildiğini keşfettim.
  • acıkmak-acıkmamak tek kritermiş gibi düşünmemelisiniz. fiziksel ve bilişsel performans çok daha önemlidir.
    insülinden de bu kadar korkulması anlamsız. olmazsa olmaz bir hormondur.
    elbette artıp, azalacak.
    elbette acıkacaksınız. acımak, yemek yemek oldukça doğal davranışlardır.
    eskiden günde 2 kez yenirdi şuydu buydu demek mantıksız. zaten televizyona çıkıp, kitap yazıp eskiler şöyleydi diyen sözde sağlıkçılara çok kulak asmayın. eskiden kavramı binlerce, milyonlarca yılı kapsar. hatırladığınız 50-100 yılın insanlık tarihinde çok küçük bir ayrıntı olduğunu unutmayın.
    avcı-toplayıcı dönemlerinde insanlar bulduğu meyveyi ağzına atmayıp, günde 2 kez yerim diye mi saklıyordu.
  • kaliteli protein alma ihtimalinin olmadığı bir gün kahvaltı etmemek daha olumlu etki edebilir, evet. bu şekilde "normal" bir insan 2 öğün ile rahatlıkla gününü kurtarabilir. ilgili videodaki profesörün kendi hayatından verdiği "kahvaltı ettiğim gün 11'i zor ederim." örneği kontrollü deneyler yapılmaksızın alelade söylenivermiş bir ifade. ya böyle söylemlerden etkilenecek o kadar çok hasta insan var ki. bu şekilde beslenme biçimlerini kamuoyuna sunmadan önce "lütfen" belirtin istisnaları. bu insanlar kafasına göre tüm gün aç kalmaya karar verip şekerini kritik seviyelere düşürebilir, sonuçlar geri dönüşü olmayan boyutlara ulaşabilir. kaldı ki en az %25'inde insülin direnci bulunan bir insan popülasyonuna hitap ediyorsun, böyle havaya konuşamazsın. bayılıyorum bizim ülkedeki bilim insanlarının böyle iddialı konuşmalarına.

    yayında sözü geçen pubmed makalelerinden biri.
hesabın var mı? giriş yap