• strese giren bir kurbağanın yaydığı zehirin insan vücuduna enejkte edilmesiyle alınan şifa. ayahuasca deneyimine geçmeden denenmesi gereken. halüsinasyon olmasa da fiziksel bir temizlik veren işlem. kurbağa prensteki muhtemel kurbağanın kaynağı.
  • kambo amazonda yasayan zehirli bir kurbaga turudur. bu kurbaganin zehri amazon ve dunyanin bircok bolgesinde sifa olarak yuzyillardir kullanilmaktadir. vucuttaki toksinlerden arinmak, sans getirmesi ayrica hayattaki aksakliklari ve terslikleri duzene koymasi icin basvurulan bir sifadir.
  • olmeyi bayilmak sananlar - berlin subesi kurucu encumen azasi olarak, bulusmak icin gun saydigim ilac.

    oncesinde 2 gunluk bir dieta (ayada bir hafta) yapmak gerekiyor.

    tutun seremonisine benzer sekilde en az iki litre sicak su icmek lazim bir de.
  • (bkz: alternatif tıp)

    bir cins kurbağa salgısının, ejder kanı ağacı ile sıvı ortamında birleşiminin deriyi yakarak (hafifçe) tahrip edilen bölgeye sürülmesi ve bu ikilinin kana karışmasıyla uygulanıyor. erkeklerde kol kadınlarda bacakta yapılıyor.

    şaman tedavisi olan bu uygulamanın bilimsel olarak da açıklaması yapılmış vücuda sağlam iyileştirici etkileri ortaya konulmuş.

    uygulaması (henüz kendim yaptırmasam da) bazı ritüellerle oluyor. kendisi de şaman ve aynı zamanda tıp doktoru olan arkadaşım bu uygulamayı yapıyor ve kesinlikle tavsiye ediyor. (kalp hastaları ve hamileler hariç)

    kambo
  • amazon yerlileri tarafindan ava cikilmadan once guc, keskinlik ve direnc vermesi icin yuzyillardir uygulanan bir kurbaga zehir turu. giant monkey frog denen bu kardesimiz o kadar zehirli ki dogada dusmani yok. insanlar yanina gelip yakaladiginda da tepki vermiyor. kurbagaya zarar vermeden derisinden zehirini alip geri saliyorlar zaten. gelin gorun ki, uygulandiginda amazonlardan gelen hersey gibi -ayahuasca, rape, sananga, san pedro etc. - surunduruyor.

    her healing ceremonyde oldugu gibi bir niyet ile gidilmesi ve o niyet uzerine calisilmasi gerekiyor. kol (kalbe yakin, kisinin kendi icine bakmasini temsil ediyor, geleneksel olarak erkekler tarafindan yapiliyor) ya da ayak bilegi hizasina (yere yakin, grounded, an'a hakim; geleneksel olarka kadinlar tarafindan yapiliyor) ucu yakilan bir cubuk ile delikler aciliyor ve kurbaga zehiri derinin icine yerlestiriliyor. bu islem oncesinde iki litre civari su icilmesi sart, zira temizlik icin vucutta su bulunmasi onemli.

    acik yaraya temas ettigi anda zehir buyuk bir hiz ile yayilmaya basliyor ve kan akisi, kalp atisi kritik duzeye yukseliyor. beyine hucum eden kan dolayisiyla bogaz kapaniyor ve yuz sismeye basliyor. kisi, tam olarak etkilestigi kurbagaya donusuyor ve bunlar olurken cok siddetli bir hastalik hissi olusuyor. bayilmak, nefes guclugu ve cok siddetli kusma sik gorulen tepkiler arasinda. yaklasik 20 dakika sonra, vucutta atilacak toksin ve su kalmadiginda kan dolasimi eskisine donmeye basliyor. tum olay 45 dk icinde yasaniyor ve bitiyor.

    detoks ve sok kurlere inanmayan biri olarak got olmam da tam olarak buraya denk gelmekte. benim icin mumkun olduguna inanmadigim bir ikinci sans oldu - on bes yildir futursuzca ictigim sigarayi biraktirdi. zehir o kadar kuvvetli ki vucudumda eksikligini cekecegim bir nikotin kalmadi, bagimliligim da kendiliginden bitmis oldu. aradan gecen 20 gun sonrasinda istesem de icemiyorum. enerji artisi, bagisiklik guclenmesi ve kotu ruh halinden kurtulmak da diger etkileri.
  • değerli insan, gerçek doktor, yıllardır görüşmediğim ama sevgili dostum dr. emrah altuğ tarafından en doğru şekilde bilimsel verilerle uygulanan arınma. gerçek bir şamanik deneyim. tanım: kurbağadan alınan salgıyla insana yeni bir şans verilmesi.
  • bu entry kambônun potansiyel tıbbi kullanımına ilişkin çıkarımlar yapmak, argümanlar ileri sürmek, ileri sürülmüş olan belirli argümanları savunmak amacıyla değil, kambô hakkındaki yabancı terminolojiyi tarama fırsatına sahip olmayanlara genel bilgi sağlamak amacıyla kaleme alınmıştır. yazarın biyoloji, kimya alanlarında, temel ilkyardım dışında, batı tıbbı konusunda akademik ya da yüzeysel bir eğitim ya da birikimi bulunmamaktadır. yazar etnobotanik ve etnofarmakoloji konusunda meraklı ve iddiasız bir araştırmacı, şamanik ritüel, tedavi ve terapiler konusunda kısıtlı deneyime ve formasyona tabi olmayan eğitime sahip bir pratisyendir. yazar bizzat kambô deneyimi yaşamış olmakla birlikte, bu deneyimi hiç kimseye özellikle önermemekte, aksine, potansiyel kullanıcıların kendi araştırmalarını yapmalarını şiddetle tavsiye etmektedir. entryde yer verilen teknik bilgiler, mümkün olduğunca, akademik referanslardan teyidi mümkün yabancı kaynaklardan derlenmiş, ritüelin kendisine ilişkin bilgiler ise yazarın kendi deneyimlerinden yola çıkılarak kaleme alınmıştır.

    kambô, güney ve orta amerika, meksika'nın ovaları, karayip adaları ve florida'nın güneyini kapsayan neotropik biyocoğrafyada yaşayan phyllomedusidae ailesinin (yaprak kurbağasıgiller) ya da bir başka yaygın tanımlama ile hylidae ailesinin (ağaç kurbağasıgiller) alt ailesine mensup bazı türlerin dermaseptinlerinin, ya da bir başka deyişle cilt salgılarının toplanması yöntemi ile elde edilen etnofarmokolojik bir maddenin, ya da daha doğru bir tanımla maddeler bileşiminin, yaygın isimlerinden birisidir. kambô türkiye’de yürürlükte olan mevzuat bakımından ilaç sayılamaz, bir alternatif tıp unsurundan ibarettir.

    dermaseptinler peptit grubu yapılardır. peptit ise amino asitlerden oluşan bir zincirdir. peptit türleri olarak kurbağa dermaseptinlerinin ayırıcı yönü bakterilere, parazitlere, virüslere ve tek hücrelilere karşı sergiledikleri antimikrobiyal etkidir. diğer yandan, dermaseptinlerin tümör ve kanser türlerine karşı etkiler de gösterebildiklerine dair akademik çalışmalar da devam etmektedir. kambônun en az 12 farklı peptit içerdiği bilinmektedir. bu peptitlerin bazıları adrenal korteks ve pitüiter bezi stimüle ederek analjezik etkiler oluşturuyor olmaları, bir kısmının dopamin ve serotonin üretimini tetikliyor olmaları ihtimali, genel olarak hipotalamus-hipofiz-adrenal aks üzerindeki tesirleri bu araştırmaların yaygın odakları arasındadır.

    netice itibariyle, tıbbi farkındalığı düşük olan kullanıcının bu maddenin doğası hakkında kullanmadan önce bilmesi gereken gerçek, alternatif tıpta ilaç olarak kullanılagelen kambônun teknik olarak zehir olduğudur. bu zehirin potens kapasitesi ise öldürücü düzeydedir.

    fakat bir bilen tarafından uygulandığı takdirde ve çocuklar, hamileler, emziren kadınlar, bilinen belirli kardiyovasküler rahatsızlıkları, trombozları, epilepsileri, addison hastalıkları, pankreas yetmezlikleri bulunmayanlar, nekahat dönemi hastaları, immün sistem baskılayıcıları, kemoterapi ve radyoterapi tedavileri sürecinde olmayanlar, yakın bir dönemde bu tür tedavilere alınması beklenmeyenler, kalp pili, spiral (rahim içi araç) kullanmayanlar, anlık genel sağlık durumu iyi olan kişiler ve yakın zamanda belirli bazı diğer şamanik seremonilere girmemiş kişiler için göreceli olarak emniyetli kullanımı mümkündür.

    kural olarak kambônun 18 yaş altındaki kişilerce, kendi kararlarını verme konusunda herhangi bir problemi bulunan, temsil kudretini zedeleyen durumlardan muzdarip kişilerce kullanımı asla uygun değildir.

    kambô yaygın olarak phyllomedusa bicolor ya da dev yaprak kurbağası, dev maymun kurbağası, çift renkli ağaç kurbağası isimleri ile bilinen sevimli yaratığın cildinden toplanır. görsel

    hayvanın tabiatı gereğince salgıladığı dermaseptinin onun açısından temel fonksiyonu, onu patojen ve yırtıcılardan korumaktır.

    bölgesine göre kampu, kampo pae, dow kiet ya da sapo isimleri ile de anılan maddenin brezilya, peru, bolivya vb. güney amerika ülkelerindeki orman köylülerince terapötik ve tedavi amaçlı kullanımı 1925’ten bu yana batılılarca da dokümante edilmiştir. kambô kullanımını 1925 yılında gözlemleyen ilk batılı, constantin tastevin adındaki fransız bir misyonerdir. tastevin’in günümüze kalan eserleri dini/felsefi konulara odaklı olup, kambô ile ilgili gözlemlerini içermemektedir.

    kambônun phyllomedusa bicolor dışındaki türlerden de elde edilebilmesi mümkünse de, halihazırda mevcut literatür tamamen bu kurbağa türünden toplanan kambôya ilişkindir. kachinaua, kurina, kanamari, katukina, mayoruna (matse) kabileleri kambô kullanımları konuya ilişkin batı kaynaklı dokümantasyona yansımış olanlardır. bunlar dışında marubo, amahuaca,yawanawá kabilelerinin de kambô kullandıkları bilinmektedir.

    kambô ismini kampu ismi ile anılan efsanevi bir şaman figüründen alır. söylenceye göre kachinaua kabilesine mensup olan ve pajé (tr: pahe, ilaç adam) bu ata şaman, kambôyu ormanın ruhundan öğrenmiş ve hasta olan kabilesine uygulamıştır.

    topladıkları kambôyu bambu çubuklar üzerine sürüp kurutarak saklayan yerliler, bu maddeyi kendi ciltlerine ağrılardan, otoimmün hastalıklardan, cilt rahatsızlıklarından, belirli kanser türlerinden korunmak ve kurtulmak, doğurganlığı, uzun süreli avlar sırasında hissi duyarlılık, sezgi ve dayanıklılıklarını artırmak için uygularlar. işin spiritüel yönüyle ise, kambônun av sırasında şans getirdiğine, vücutla birlikte ruhu da temizlediğine de inanırlar. batılı kullanıcıların sayısının artması ile kambônun depresyon, anksiyete, bağımlılık gibi mağduriyetler üzerindeki olumlu etkilerine dönük gözlemler de sıklaşmıştır.

    kambônun toplanması sırasında kurbağaya verilen zarar stresten ibarettir. zaten hayvanın defans mekanizmasını harekete geçirerek kambô salgılamasına yol açan da bu strestir. hayvan işlem sonrasında doğaya bırakılır.

    kambônun uygulanmasına başlanmadan önce, en az sekiz-oniki saat kadar aç kalmış talibe su içirilir. kambô öncesinde talibin zihinsel ve maddi bir diyet uygulaması, hayvansal gıdaları minimize etmesi kambônun tesiri üzerinde etkindir. güney amerika yerlileri, su yerine muhtelif işlemlerden geçirilmiş yerel meyve sıvılarını da tüketebilmektedirler. iki-üç litre arası su seansa başlanmasından önce yeterlidir. fakat bu miktarın tüketimini birkaç saatlik bir sürece yaymak tercih edilmelidir. kısa süre içerisinde bu miktarda su tüketimi, sodyumun plazmadaki konsantrasyonunu hızla düşürerek, hiponatremi ya da su zehirlenmesi ismiyle anılan elektrolit bozukluğuna yol açabilir. su zehirlenmesinin kardiyovasküler rahatsızlıklar, kalp yetmezliği hatta geri dönülmez beyin lezyonları gibi sonuçları olabilir.

    kambô temizliği, şamanik bir ritüeldir. elindeki bambu çubuğu yakıp üfleyerek söndüren şaman, kor halindeki çubuğu deriye hafifçe bastırmak suretiyle, cildin ilk katmanı olan epidermiste yüzeysel bir yanık hasarı bırakır. bu aşamada hissedilen acıyı yeni sönmüş bir kibritin değdiği yerde yol açacağı acı hissiyatına benzer şekilde tasavvur etmek mümkündür. görsel

    bambu çubuk üzerindeki kambôyu su ya da tükürük marifetiyle çözdüren şaman önce, kambônun talibin bünyesinde yaratacağı ilk etkileri gözlemlemek üzere, test deliğini ya da bir başka deyişle kapıyı açar. talibin kilo ve boyundan ziyade, şaman bu etkileri gözlemleyerek ve içgörüsü yordamıyla test deliğine bir ila dokuz delik daha ilave eder. tecrübeli kullanıcıların bir seferde yüz deliğe kadar çıkabildikleri söylenmekte ise de, her deliğe sekiz-on miligram kambô uygulandığı dikkate alındığında, bu tip bir miktarın telaffuzunun dahi yüksek riskler doğurabileceği vurgulanmalıdır. açılan delikler birkaç ay içerisinde yeni seremoniler için de kullanılabilir. seremoni sonrasında deliklerin iz bırakmaması, bitkisel yağların ya da tıbbi merhemlerin kullanıldığı çok iyi bir bakımla mümkündür. kendi hallerine bırakılarak iyileşen delikler, deride kalıcı iz bırakabilirler.

    resimdeki yirmibeş delik, üç seremonide açılmıştır. üç defa ardarda ya da 28 gün içinde üç defa uygulanan kambô “aşı” ya da “amazon aşısı” tabirleriyle de anılmaktadır. amazon aşısı uygulaması, uzun süreli ve yoğun etkilerin amaçlandığı bir süreçtir.

    şaman açtığı deliklerin üzerine elindeki bambuyu sürerek epidermisin en dışındaki ve büyük oranda ölü ve yassı hücrelerden oluşan tabakayı kaldırır. burada açılan yaranın derin olmaması, şamanın duyu hücrelerini, ter bezlerini, sinir uçlarını, kılcal kan damarlarını, kıl köklerini içeren alt deri tabakalarına inmemesi önem arz etmektedir.

    daha sonra şaman bu deliklerin her birine, elindeki bambu çubuk üzerinden kaydırmak suretiyle, sekiz-on miligram kadar kambô sürer. görsel

    kambô etkisini ilk bir dakika içerisinde göstermeye başlar. şaman zaman zaman yaraların üzerini sulandırarak kambôyu sulandırıp, deri altına daha fazla miktarda etken maddenin karışmasını sağlar.

    kişisel tercihlerden bağımsız, etkilerin tamamını nahoş olarak tanımlamak mümkündür. ilk etkiler genellikle başa doğru çıkan bir sıcaklık hissi, karın ve bağırsaklarda ağrı ya da düğümlenme, el, ayak ve dudaklarda uyuşma şeklinde olabilir. devam eden dakikalarda kalp atış hızında artış, mide bulantısı, terleme, sersemleme, baygınlığa yakın halsizlik, göz kapaklarında ve dudaklarda titreme gibi etkiler genelleşir.

    seremoni sırasında müzik önemli bir etmendir. diğer şamanik törenlerde olduğu gibi, kambô ritüeli sırasında da, tekdüze ritim odaklı müzik ve buna eşlik eden şarkılar söylenebilir. otantik uygulamalarda kullanılan şarkıların sözleri genellikle ispanyolca ve portekizce olup, kambônun ruhuna hitap eden sözler ve övgüler içerirler. sözleri anlayabilenler için çok hoş bir ambiyansın ve hislerin doğmasına da vesile olurlar. burada bir parantez açmakta da fayda görüyorum. şamanlık, diğer ismiyle kamlık, bizim kültürümüzün bir parçasıdır. hem bu toprakların hem de atalarımızın göçtüğü anayurtların zanaati, kadim manevi pratiğidir. bu nedenle, naçizane, otantik ortamın simüle edildiği kurgular yerine, bize ait tasavvufi ortamların kurulduğu, övgülerin asıl ve yegane sahiplerine yöneldiği ortamlarda yetişen ve seremonilerde bu ortamı hakim kılma gayret ve bilinci ile hareket eden ustalara da ayrı bir selam göndermek gerekir. parantezi kapattıktan sonra, müzik konusuna biraz daha açıklık getirilebilir. şamanik müzikte ses güzelliğinin bir önemi yoktur; nitekim şaman konser vermemekte, enerji akışlarını yönetmektedir. sesiyle, nefesiyle ya da davul, zil, çıngırak, çeşitli etnik enstrümanlar ile talibi zihnen belirli bir ritmi takibe yöneltir. müziksiz ritüel olur ama ritimsiz ritüel olmaz. ritim ihmal edilse dahi, birçok şamanik seremoni türünde, talip kendi vücut ritmini somut olarak duyabilir, kalp atışını, atardamarının sesini, hatta vücut sıvılarının akışını takip edebilir.

    ilke olarak, özellikle ilk seremonilerde, vücuda giren zehirin çıkması gerekir. bu çıkış, terlemenin yanında, kusma ve ishal şeklinde gerçekleşebilir. tamamen kişisel deneyimlere ve tercihe istinaden, zorlu ve yüksek debili de olsa, kusmanın ideal bir atım tipi olduğu söylenebilir. bazen şaman, kusma öncesinde, hatta kusmayı tetiklemek için, tepi isimli aplikatör marifetiyle talibin burun deliklerine yaban tütünü bazlı bir bitkisel karışım olan rapé (tr. “ha-pay”) üfleyebilir. kusmayı takiben olumsuz etki ve hisler yavaş yavaş yerlerini bir sükunet haline bırakırlar. ne var ki bu sükunetin, bir süre daha yüksek hızda devam eden kalp atışı nedeniyle, ajite bir seyrinin olduğu söylenebilir. yaklaşık iki saat gibi bir sürede talip normal yaşamına dönebilecek hale gelir.

    ancak kambô, arkada görevini yapmaya devam eder. beklenebilecek ilk etkiler, enerjik bir hal, artmış bir direnç ve takat, sağlamlık ve güçlülük hisleri ve bu hislerin bedene yansıdığı somut deneyimlerdir. bu hal günler, hatta haftalarca devam edebilir. his ve sezgilerde kayda değer hassasiyet artışı da sıkça raporlanan deneyimler arasındadır. ritüelin birçok faydalanıcısı, kambô seremonisi sonrasında kronik sağlık problemlerinden, muhtelif bağımlılıklarından kurtuldukları, uzun sürelerle hastalık geçirmedikleri iddiasındadırlar.

    halka açık birçok kaynakta, kambô uygulamasının türkiye’de yasal olduğu bilgisine rastlanılabilmektedir. teknik açıdan daha doğru bir tanımlama ise, kambônun yasal değil, dekriminalize olduğu, yani cezaya tabi olmadığıdır. türkiye’de kambô uygulaması yapan tıp doktorları da bulunmaktadır. bununla birlikte, kambô bir uyuşturucu ya da uyarıcı da değildir. nitekim peptitler opioid reseptör agonistleri içerse de, opiyat içermezler. bu nedenle, tespitleri genel testlerle mümkün değildir, uzmanlaşmış laboratuvar ve ihtisas gerektirirler.

    şamanlık bir hizmet görevi olmasının yanı sıra, antik bir meslektir. maddi ve manevi düzlemde eğitim ve terbiye sürecini gerektirir. şaman eski tabirle otacıdır, ancak her şaman her öğretmen bitkinin otacısı değildir. dolayısıyla, bilgisinden, deneyiminden, herşeyden önce niyetinden şüphe duyulan şamanın minderine asla oturulmamalıdır.

    entryde kaynakça sunulmasına yönelinmemiştir. zira entrynin kişilerin kambo kullanımı doğrultusundaki kararlarına mesnet teşkil etmesi, kişileri bu konuda özendirmesi ya da caydırması tercih edilmemektedir. tercih edene şifa, bütünün hayrına olsun.
  • yapan kişinin yakınından dinledikten sonra inandığım olay.
  • amazonların kuzeybatısında yaşayan ağaç kurbağasının salgısından elde edilen zehir türü. kurbağa, derisinden alınan zehir sonrası zarar görmeden doğaya tekrar geri bırakılıyor.

    amazon yerlileri tarafından ava çıkmadan önce av esnasında başlarına gelecek her türlü belaya önlem olarak bağışıklık ve güç amacıyla yapılırken, günümüz modern insanı da yarattıkları karışık habitatta kendi başlarına açtıkları anksiyete, depresyon gibi rahatsızlıklarını iyileştirmede, bağışıklık sisteminden kaynaklı hastalıklara karşı korunma gibi nedenlerle uyguluyor.

    kambo öncesi hem manevi hem maddi diyet uygulamak, niyetlenmek şamanik bir deneyim içeren kamboda önemli. öncesinde ez az iki litre su içmeyi zamana yayın benim gibi yarım saatte iki litre su içip şişmeyin. tansiyonum genel olarak düşük olduğu şaman önce kambo uygulayacağı koluma tek delik açarak gözlemlemek istedi, idare ettiğimi görünce diğer delikleri açarak kambo uyguladı. uygulamadan sonra başımın üzerinde yoğun sıcaklık hissi ayak parmaklarıma kadar ulaşırken vücudumdaki her bir hücrenin teyakkuza geçtiğini, kanın akışını hissetmek çok farklı bir deneyimdi.

    kambonun sonraki deneyimlere etkisi seremoni öncesi tuttuğum niyetleri gerçekleştirirken güzel ve kolay bir kapı açması gibi. diğer yandan hemen akabinde covid'e yakalanmam gibi bir durum da olmadı değil.
hesabın var mı? giriş yap