• siyah'tan beri dinlediğim en güzel çilekeş şarkısı. enfes gerçekten de.
  • (bkz: vavien)
  • sozleri soyledir

    atılmışız bir sahneye,
    sarılmışız beyaz iplerle,
    hayat bize oyunlar yazmış,
    bölünmüşüz baş rollere,
    bir an olsun sönmemiş hiç,
    kir gösteren ışıkları ah,
    dünyada sevmeye değer ne varsa kirlettik,
    çırılçıplak teslim olmaya hazırdık,
    korkusuz ne yüzsüzler ne ruhsuzlar ne soysuzlar yetiştirdik,
    bilmezler inanmazlar bana yeter son perde,
    kim bu elleri bıçaklı yabancılar,
    sesi gül yüzü uğursuz karartılar,
    perdenin sonuna doğru belirdiler,
    bizi yalana inandıran hurafeler,
    bu dünyada gülmeye değer ne varsa eskittik,
    ne yüzsüzler ne ruhsuzlar ne soysuzlar yetiştirdik,
    bilmezler inanmazlar bana yeter son perde,
    kim bu elleri bıçaklı yabancılar,
    sesi gülyüzü uğursuz karartılar,
    perdenin sonuna doğru belirdiler,
    bizi yalana inandıran hurafeler,
    hayat bize oyunlar yazmış,
    bölünmüşüz baş rollere,
    bir an olsun sönmemiş hiç,
    kir gösteren ışıkları ah..

    (bkz: alin teri degil, copy paste)
  • (bkz: oğuz atay)
  • şarkının girişinde yer alan bas gitar için tekrar tekrar başa alınası çilekeş şarkısı.
  • "maybe that's what hell is, the entire rest of eternity spent in fucking bruges".
  • harcına zekâ karışmadığında paranoya ve düşmanlığın karışıp kaba karalığa dönüşen ikircikli mizah. küfürle aynı kumaştan olduklarından, güzergâhları da, akıbetleri de benzer. şöyle ki: http://www.radikal.com.tr/…08.11.2010&categoryid=97
  • turkiye'de bolbol vardir.
    gulecekmisiniz, aglayacakmisiniz sasirirsiniz.

    bu reha muhtar abimizin firtina gibi estigi zamanlar;
    kendi uslubu ile anlatiyor haberleri. kiziyor, guluyor, postasini koyuyor.. hatirlayanlar bilir reha muhtar'in kendine has yorumlari ve mimikleri ile ana haber bultenini ne hale soktugunu..
    biz boyle dalmis gitmisiz.
    bir tilki cikti ekrana. hayvan korkumus, gozleri kocaman kafasi sargi bezi ile sarilmis. tilkinin kafasina pansuman yapmislar.
    garibim boynunu bukmus..
    hayvan sanirim belgrat ormanlarindan yolunu sasirmis, sehre dusmus. nasil becermisler bilmiyorum ama hayvanin kafasinda raki sisesi kirmislar.
    raki sisesi ile hayvanin kafayi patlatmislar..
    - ulan.. okey oynarken tas calarlar, kafaya iskartayi indirirsin, alkol masasinda tartisma cikar, kafaya sandalye/sise indirirsin deee..
    ne istedin el kadar hayvandan ve en onemlisi nasil becerdin?
    bilmiyorum..
    dunya da bir esi benzeri varmidir?
    gerci;
    yillar sonra kahvehanede okey oynayan vatandasin kafasina inek dusmustu.. o da hos bir olay degildi..
    acaba?
    bu dusen inek, hayvanlara bu kadar zulum yapilmasina ayar oldu da.. intihar komandoluguna soyundu..
    bir de;
    cocugunu hayvanat bahcesine goturen babanin, timsah hareket etmiyor diye.. hayvanin kafasina beton parcasi atmasi vardi..
    filamingo kusunu avlayip, raki mezesi edenler bir baska hikaye...
  • (bkz: big nothing)
  • kara mizahı aslında hiciv, yani yerginin bir uzantısı olarak düşünebiliriz. enis batur'un deyişi ile kara mizahı şakadan, nükteden, hafif mizahtan ayıran çizgiler belirgindir fakat hicivden, yergiden ne zaman ayrıldığını kesin hatlarla belirlemek mümkün değildir. kara mizahın ayırt edici bir özelliği umutsuzluktur. hicveden, ironiye başvuran kişi her şeye rağmen değişimden yana umudu olan kişidir. kara mizahçı değişimden yana umutlu değildir. o sadece ince bir alayla durumu gösterir, eleştirir ve düşündürür. kara mizahta espri insanın acısı, felaketi üzerine kurulur. görünüşte hiçbirşey ciddiye alınmaz, en trajik durumlarda bile gülünür, güldürülür. kara mizahın geçmişi eski yunan' a aristophanes'in (mö 5.yy) komedilerine kadar götürülür. modern kara mizahın öncüleri arasında jonathan swift'in (1667-1745) ve georg christoph lichtenberg'in (1742-1799) eserleri sayılır. bizdeki ilk kara mizah antolojisi'ni hazırlayan enis batur, nef'i'nin gürcü mehmet paşa için yazdığı hicivleri, kani'nin hırrename'sini, yahya ve ali ufki'nin taşlamalarını kara mizahın bizdeki öncüleri arasında sayar.

    (alıntı: tunca kortantamer)
hesabın var mı? giriş yap