• bütün özlemlerden ayrı bir yerde, tek başına büyümekte olan özlemdir.

    uzaklarda olup eli kedi eline değmeyeli 3 ay olan, gördüğü her kedi fotoğrafına içi giderek bakan, kedisini kucağına alıp saatlerce sevmeyi, mutluluk gurultusunu dinleyerek uyuyakalmayı herşeyden çok özleyen ben bu özlemle yanıp tutuşmaktayımdır.
  • (bkz: kedisini terketmek)
    sonra da
    (bkz: kediler nasıl)
  • bacağıma tırmanmasını, tehditkar bakışlarla kucağıma zorla çıkıp uyumaya çalışmasını, yem için zıplamasını, iki ayak üstünde kalkmasını, sıkıştırarak sevmeyi, mıncıklamayı....oooo say say bitmez.
    birgün geri gelecek diye beklerken meğer annenin ölüsünü bulup çöpe attığını duyunca başlayan özlemdir ayrıca.
  • bu illa ki kendi kedisini özlemek olmayabiliyor bazen. kendimizin olmayıp, emaneten sahip çıktığımız kediyi görmeyine özlemek, yahut köşebaşında sürekli görünen bir tanesini bir gün göremeyince eksiklik hissetmek gibi çeşitleri de var. onlar da "allah'ın kedisini özlemek"ten girebilir bu kapsama. zaten hangi kedi bizim ki aslında?
    misal bu akşam eve gitmeyeceğim, balkondaki tanrı misafirlerini göremeyeceğim diye bi burukluk hissediyorum ki kendilerini sevdirmiyorlar bile ama sevimli olmaları için zaten ekstra çabaya gerek yok. kendi hallerinde olmaları yeterli. yavru olanlar daha çok özleniyor bir de evet.
    adını feriya kodum'u kaçırır mıyım diye düşünmüyorum da dert ettiğim şeye bak. ahah
  • büyük bir hevesle alıp sahiplenip, onu hayatının içine dahil eden ve hatta gittiği yerlere peşinden sürükleyen, her yeni evde yeni bir düzene ayak uydurmasını bekleyen sahiplerin(!) "annem istemedi" gibi sebeplerle başkasına verdiği kediyi özlemesiyse konu, bu kişilerin buna hiç hakkının olmadığı durumdur. zaten adı özlemek değil vicdandır. bu dünyada ağızsız dilsiz hayvan olmak ne kadar zor yahu, bi de başkasına verip duygusallaşanlar var evlerden uzak! bu hayvanlar size alıştıysa başkasına alışmakta çok zorluk çekiyorlar arkadaşlar, sizin kokunuzu bile sahipleniyorlar ve siz onu def ediyorsunuz, evet başka bi yere verince def etmemiş olmuyorsunuz.
  • aile özleminden sonra en çok koyan özlemdir.

    ayrılalı daha 2 saat oldu ama şimdiden özledim onları... 3 ay nasıl dayanacağım yokluklarına bilmiyorum...

    hele ki bıraktığım evde biri koltuğun diğeri dolabın arkasına saklanmıştı ya... korkak korkak miyavlıyorlardı ya! acaba saklandıkları yerlerden çıkıp evin içinde dolaşmaya başlamışlar mıdır? alışırlar mı geçici yuvalarına?

    eve geldim ev bomboş... keşke yanımda olsalar da yaramazlık yapsalar!

    ama mecburum... avrupa birliği kuralları gereği ülkelerine kedilerimi sokabilmem için kuduz titrasyon testi denen zıkkımı yaptırıp 3 ay beklemeye mecburum. kanları alındı, teste yollandı, 3 ay sonra onları gelip alabileceğim...

    ama daha ilk günden, 2 saatte özledim onları... nasıl geçecek bu 3 ay? nasıl? :'(
  • minik tatlı birazcık aptal lokumum seni çok özledim odamda gölgeme atlamanı gelip elini ısırmanı senden ayrı kalmanın bu kadar zor olacağını tahmin edemezdim
  • ayrı kaldığım 5 saatlik zaman diliminde sokak kedilerini gördüğümde kendi kedimin burnumda tütmesi...
  • asabiliğine neden olarak veterinerin beraber fazla zaman geçiremememiz ve tek kalması depresyon yapıyor demesi yüzünden sahiblendirmek zorunda kaldığım kedimi özlüyorum. ders de çalıştırmıyordu illaki onunla ilgileneceğim. sık kullandığım kablosuz mause yi ve tv kumandasını parçalamaya çalışıyordu. sabahın 5 inde uyandırıp kendini sevdirmesi gibi işlerini bile özledim.
  • evimin önünde her gün beni bekleyen, beslediğim kedinin uzun zaman ortalikta olmadığında cidden özlemiştim. aradim bakındım etrafa, bulamadım da yok gitti. aklıma geldi yine özledim.
hesabın var mı? giriş yap