• ".. alışma bittikten sonra şehir yavaş yavaş size, tıpkı bugün için verebileceği her şeyi verebildikten sonra, sizden uzakta geçmiş çocukluğunu ve gençliğini de hediye etmek isteyen, kesik, başı boş hatırlamalarla onları anlatan, güzel ve sevmesini bilen bir kadın gibi mazisini açar. ve siz dinlediğiniz bu hikayelerin arasından sevdiğiniz, güzelliğine ve olgunluğuna hayran olduğunuz kadını nasıl şimdi küçük ve nazlı bir çocuk, biraz sonra ürkek bir genç kız veya ilk aşkların, heyecanların içinde henüz çok tecrübesiz bir kadın olarak görür ve hiç tanımadığınız o günlere ait bin türlü sevimliliğin, cazibenin, tuhaflığın, korku ve telâşın, azabın arasında onu başka bir mahluk gibi sevmeye başlarsanız, konya'yı da bu yeni tanıdığınız hüviyetiyle öyle yeni baştan, onunla beraber bu geçmiş zamanına eğilerek ve âdeta ona hasret çekerek ve artık bu maziyi ve onun kudretini iyice tanıdığınız için onun arasından bütün bütün sizin olacağına bir türlü inanamayarak sever ve tanırsınız. "

    ahmet hamdi tanpınar'ın müthiş benzetmesiyle konya tanımı.
  • bi 15 sene önce gelmiştim. lakin o zaman sadece üniversite içine girip kervan mi ne bir yerde etli ekmek yedikten sonra dönmüştüm. kayda değer bir şey hatırlamıyorum.

    bu sefer ise ailemle iki günlüğüne geldim. şehir çok pis, acaip bir hava kirliliği var. yollar harika, geniş ve ilginç şekilde trafik kurallarına herkes uyuyor. hız sınırlarına özellikle riayet ediliyor sanıyorum bir şekilde caydırıcı ceza uygulanmış. mevlana bölgesi adeta bir avrupa şehri gibi, yeni çarşı, otoparklar, meydanlar her şey 10numara yapılmış lakin esnaftan duyduğum dükkan ihalelerinde klasik akp taklalari dönmüş. bayaa imar istimlak olaylarından dert yananlar var. birileri de aşırı zengin olmuş. gençler için alanlar kısıtlı yani modern hayat namına yoksa tarikat dergah camii vs tarzı gençler için her şey var tabii ki. buraya gelince ve üstüne de birkaç anadolu şehrini gezip gelince bizim memleketlerdeki "ulan bu akp'ye kim oy veriyor?" sorusunun cevabını buluyorsunuz.

    yemekleri de gayet güzel. bamya çorbasını iyi yapan yeri bulamadım bir türlü. burada etten çok kismislar, istanbul'da çok daha iyisini içtim. etli ekmek ve yağ somunu tam doyuran klasmaninda. fırın kebabı denilen zımbırtıda pek bir numara yok. firinda pişen et işte lop lop. artizligine dümdüz servis ediyorlar bunu zenginleştirilmiş şekilde sunmaları daha doğru olur da neyse cok saapmmiim. vedat milor lezzet rehberinde bayaa yer var. ben onlara gitmedim ama yani sanıyorum bir standart lezzet vardır, sonuçta aynı yemekler.

    bilim merkezi var misal, orası da gayet iyi yapilmis ama işletme sorunu var. personel muhtemelen öğrenci tayfa, çok bilgili değiller bir de üstüne dökük kırık çok malzeme var. yine de istanbul'da benzeri yok, harika yatırım.

    park bahçe ve istemediğiniz kadar var..dümdüz ova sonuçta, bir sürü de güzel iş yapmış belediye,helal olsun.

    bu entari sonrasında tek bir yere gideceğim o da kelebekler parkı, muhtemelen orası da güzel yapılmış lakin işletmesi sicik olan bir yer olacak. olmazsa döner editlerim.

    eşit: ohaaa esas yazmam gerekeni unutmuşum. konya dedik tarikat, cemaat, akape dedik lakin ben böyle açık açık fuhuş dönen yer de görmedim arkadaş. 4yildiz altı her otel fuhuş yuvası. 24 saat operasyon var. airbnb falan da buna hizmet ediyor. fizikte bir yasa vardı p1*v1=p2*v2 yani bir taraftan din baskilayinca diğer taraftan da fuhuş arşa çıkmış demek ki...
  • milli mücadele yani kurtuluş savaşında en çok kayıp veren illerin başında gelir. görsel
  • bazı yerlerde çağırdığınız taksinin sizi alacağı yere kadar taksimetre açarak gelmesi çok ilginç. her durakta böyle olmadığını sonradan öğrendik ancak olan durakların özelliği ne bilemedim. bu yönüyle faklı bir şehir oldu.
  • dünyanın en güzel kızlarını çıkartan şehir.
  • otobüsteyim ve yaklaşık on saattir yolculuk yapıyorum. konya’ya vardık ve aracın bekleme süresi on dakika diye anons verildi yeni yolcular alınacak diye ama yarım saattir mahsur kaldık. çünkü asker uğurlama adı altında holiganlık, magandalık, “allah-u ekber” nidalarıyla ve “sabıka” (ne alakaysa) diye bağırmalar eşliğinde, bulunduğum otobüsün camlarına yazı yazmalar araba hareket ederken arabayı yumruklamak önünü kesmek ne ararsan yaşınıyor şu an. ve şoför onları “ayıp yaptığınız yollar buzlu acil hareket etmeliyiz” dedi diye arabaya binen asker mi polis mi her ne kılığına girmiş serseri mayın otobüs şoförüne ve muavinine diklendi. araya girenler olmasa saldıracak. tanıdığı herkesin içinde bir de dayılanıyor çünkü bir şey olursa hep beraber adama saldıracaklar. bunu niye anlatıyorum; işte böyle insanları olan bir yer konya. halbuki şehrin içine girince ne kadar güzel olduğunu düşünürsünüz. yazık, böyle mayınların olduğu yere yatırım yapılıyor halbuki bu kıymeti daha fazla hakkeden şehirlerimiz var. şu görüntülere bakın;
    görsel

    bir konyalıyla ne olursa olsun oturup konuşmayın bunlar insan değil bunlar mahluk mahluk.
    aslında buraya terminal havaalanı falan yapılmayacak görecekler bakalım o zaman ilkel dönem mağara canlısı gibi yaşayarak kaç kişinin canını şoförün moralini bozarak tehlikeye atmanın sonucu ne demekmiş ama nerde! devletin iç işlerinde bile bu şahıs gibiler oturmuyor mu? oturuyor tabi. sonra diyorlar ki bu devletten umudunuzu niye kesiyorsunuz. neden acaba? bir düşünün bakalım.
    not: medeniyetin öldüğü bir yerdir konya. bu şehrin insanlarının çoğu insan görünümlü canavar. yolunuz düşmesin gerek yok gezmeyin. istedikleri kadar güzelleştirsinler şehri içinde bu insanlar olduğu sürece görülmeye değer bir yer değil.
    ayrıca son olarak arabaya binen şahsın askeriyede ağzına tükürülür umarım. şerefsiz hain. sözde vatanı ve bizleri koruyacakmış maganda. umarım geri dönmezsin.
    görsel
    videoları yükleyemedim. yükleyebilseydim nasıl it kopuk gibi hareketler yaptıklarını görürdünüz.
  • sabah buz gibi havasına kavuşacağım şehir. eski zamanlarda buraya geldiğimde ali baba’ya uğrardım. sonrasında da bunaltıcı şehirde vakit geçirebilmek için otel odasına kapanırdım.
    şimdilerde hem deprem psikolojisi, hem de “zamanında” tüketmiş olmanın yokluğu içinde öylesine gidiyorum.

    konya hayatımda bana üç insanı tanıttı. öyle tuhaf ki; sanırım tüm tanıdıklarım arasında en düzgün insan olarak nitelendireceğim de, en kaypak olarak nitelendireceğim de oranın suyunu içerek büyümüş.
    üçüncü ise en berbat insan karakteriydi..
    “the mağdur”
    kendi “sözde” mağduriyetleri yeterli gelmediğinde başka hayatlardan ihraç edecek kadar tuhaf bir tipti. tuhaf olan ise bu mağdur edebiyatının arkasında gördüğüm ve hala ondan daha karaktersiz ve çakal bir insan olamayacağı fikrim.

    neyse yazı şehirden geldi, saçma bir yere evrilip takla attı.
    iyi geceler bozkırın tuhaf insancıkları…
  • gelen giden canı sıkılan olursa bir yeşil yakarak ulaşabilir.
  • deprem dolayısıyla gelenler danışacakları her türlü konuda destek isteyebilirler. elimden geldiğince yardımcı olurum.
  • deprem sürecinde halkıyla, fabrikalarıyla, belediyesiyle yani tüm gücüyle hatay için seferber olmuş şehirdir. daha ilk günden büyükşehir belediye başkanı hatay'a gitmiş ve oradan ayrılmamıştır. alt yapısından çevre düzenlemesine, enkaz kaldırma çalışmalarından ekmek fabrikalarına, yangın söndürmeden çöp toplamaya kadar her alanda şehri ayağa kaldırmak için mücadele vermiştir.hataydan gelen herkes belediyenin çalışmalarına hayranlığını dile getirmiştir. konya belediyesini hataya taşıyan başkan, kamera karşısına geçmemiş, reklam yapmamış, doğru dürüst uyku bile uyumadan belediye ekiplerini yönetmiştir.
    bölgeye gönderdiği tırların sayısı sayılamayacak kadar çok olan torku, o kadar çok yardım göndermiştir ki insanlar fabrikayı ve tüm depoları boşalttığını düşünmeye başlamıştır. bu arada torkunun çiftçi kooperatifi olduğunu da hatırlatıyım.
    konyastore mağazalarındaki tüm kışlık ürünleri bölgeye göndermiştir.
    öğretmenler gönüllü olarak bölgeye gitmek için o kadar çok başvuru yapmıştır ki bir çoğuna sıra gelmemiştir.
    okullarda ve toplanma alanlarında toplanan yardımların ve onları götüren tırların sayısını tahmin bile edemezsiniz.yine konya insanına ait olup da bölgeye giden her türlü iş makinesinin ve onları taşıyan tırların sayısı da bilinmemektedir.hiç bir şey yapamayan yaşlılar sabahlara kadar dualar etmiş hatimler inmiştir.
    daha yazacak çok şey var buraya sığmayan. şimdi, en zor günlerde varını yoğunu ortaya koyan konya için yukarıda yazılan yorumları utançla okuyabilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap