• troya savaşında leleglerin şehri pedasa helen başkomutanı aşil tarafından yakılıp, yıkılır. bunun üzerine daha güneye göç eder ve bugünkü bodrum yarımadasına yerleşir, yeni pedasa’yı burada kurarlar. starabona göre yarımadanın batı ucunda bulunan myndos’dan, doğudaki bargilya’ya kadar olan bölgede çoğalıp buralarda şehirler kurarlar.
    herodot a göre şu üç şeyi onlar bulmuşlar ve yunanlılar da onlardan almışlardır. savaş başlığının üzerine konan sorguç, kalkan üzerine işaretler kazımak ve kalkanı tutmak için kulp yapmak..zira o zamana kadar kalkan elle kulpundan tutulmaz, boyundan geçirilen bir kayışla sol omuz üstüne alınır ve böyle kullanılırdı.. bodrum torba sırtlarında 3000 yıllık efsane tümülüs anıt mezarı , yapı ustalıklarının en önemli kanıtlarındandır.
  • milattan önce 1500 ile 400 lü yıllarda bodrum bölgesinde yaşamış olan bir halk
  • gümüşlükte bir restaurant.iyidir hoştur.pazarlık yapılmalıdır.ızgara da ahtapot mangalda ki kanatla aynı tadda oldugundan 35 tl verilmemelidir
  • anadolu'nun yerli halklarının topraklarının ilk kez işgali m.ö.1200 lerde troya’nın helenlerce düşürülmesi ile başlayıp persler, büyük iskender ve roma ile devam eder.

    homeros, leleglerin helenlerin troya'ya saldırması ile troyalıların yanında tarihin ilk işgaline karşı koymak için savaşa girdiğini ancak troya'nın, leleglerin ve anadolu’nun tüm yerli halklarının yardımlarına rağmen savaşı kaybettiğini yazar. troya’nın düşüşü ile batı anadolu’da helen soylu dorların ve iyonların işgali başlar. homeros lelegler ile karları ayrı olarak saysa da, bir çok kaynakta karlar ile lelegler bir olarak anılırlar.

    coğrafyacı strabon ise, troya savaşında leleg başkenti pedasa'nın helen savaşçı aşil tarafından yakılıp yıkıldığını, bunun üzerine leleglerin daha güneye göç ederek bugünkü bodrum yarımadasına yerleştiklerini ve yeni pedasa’yı burada kurduklarını yazar. lelegler yarımadanın batı ucundaki myndos’dan, doğudaki bargilia’ya kadar olan bölgede pedasa, myndos, telmisos, madnasa gibi şehirler kurarlar.

    halikarnassoslu herodot'un aktardığına göre ise, m.ö.500 gibi pers ordusu labranda'da karyalıları bozguna uğratmış, bodrum yarımadasını ele geçirmek için ilerlediğinde ise pedasa’daki leleg ve kar savaşçılar onları pusuya düşürerek imha etmiştir. öyle ki, bazı kaynaklarda ''savaşsever, kıvrık yaylı lelegler'' diye geçtikleri vaki.

    myndos'dan iasos'a (kıyıkışlacık) kadar olan bölgede, denizden uzak tepelerde leleglere ait yapı, kale duvarı, gözetleme kulesi ve anıt mezar kalıntıları hala var.
  • homeros, ilyada destanında güney troas’ta yaşayan anadolu’nun yerli halklarından biri olan leleglerin denizcilik ve korsanlıklarla ünlü olduklarından aktarır. pedasos troya savaşı sırasında akhilleus tarafından yıkılmıştır.

    strabon, bir leleg kenti olan pedasos’un kendi çağında terk edilmiş olduğunu, artık var olmadığını söyler. bu nedenle iskanı kesintisiz devam eden assos ile pedasos olasılıkla aynı yer değildir.

    eurotas mitolojide lakonia kralı olup kral myles'in oğlu, lelex'in (lelegler adını ondan alır) torunudur. clete ile evliliğinden oğlu olmamış, sparta adlı kızı doğmuştur. (bkz: eurotas/@ibisile)
  • ege denizi'nde bazı adalarda, yunanistan'ın orta bölgelerinde, mora yarımadası ve çanakkale ile bodrum arasında kalan bölgede yaşamış bir halktır. bodrum bölgesine sonradan yerleşmişlerdir. strabon'a göre bunun sebebi, troya savaşında akhilleus tarafından başkentleri pedasa'nin yok edilmesidir. bu olaydan sonra, bugünki bodrum bölgesine yerleşerek şehirlerini buralarda kurmuşlardır. bu şehirler pedasa (eski başkentlerinin adıyla yeni bir şehir), telmessos, termera, madnasa, side, uranium, syangela, theangela ve myndos'tur. bu şehirler genel oalrak bodrum çevresindeki tepe ve dağlarda kurulmuştur. bugün hala bodrum çevresinde dağlara çıkıldığında leleglerden kalma yapılar görülebilir.

    m.o. 377'de pers işgalinden sonra, karia kralı mousolos bu şehirleri merkezde toplayarak halikarnassos şehrini kurarak başkent yapmıştır. karialilar başlarda lelegleri ikinci sınıf görse de strabon, heredot, arif müfid mansel, george ewart bean, wolfgang radt ve john manuel cook gibi tarihçi ve arkeologlar tarafından leleglerle karialilarin zaman içinde kaynaştığı söylenmekte ve aynı kabul edilmektedir.

    homeros'un iliada eserinde bir çok yerde lelegler'den söz edilir. bazıları su şekildedir:

    ...ahilleus ile savaşmağı birinci defa sınamıyorum; bundan önce de beni mızrağı ile kaçmak zorunda bırakmıştır: ida üzerinde, öküzlerimize saldırdığı, sonra lyrnes'i ve pedas'ı yıkıp talan ettiği gündü. ozaman beni zeus çabuk ayaklar ve cesaret vererek kurtarmıştı. bu tanrı yardımı olmasaydı
    ahilleus'un vuruşları altında yok olacaktım, önünde athene gidiyor, onu troyalıları ve lelegesleri
    tunç mızrağı ile mahvetmeğe dürtüyordu...

    ...uğursuz kaderim beni bir kere daha senin ellerine attı! beni yeniden sana teslim ettiğine bakılırsa, zeus benden nefret etse gerek. beni annem, ihtiyar altes'in kızı laothoe kısa bir ömür için doğurmuş olacak. altes kavga düşkünü lelege'lerin hanidir. santinois ırmağı kenarlarında, yukarı pedas üzerine hüküm sürer...

    ..eumedes'in oğlu karşılık verdi dedi ki dinle bak, anlatayım sana dosdoğrusunu kıyılara yakın karialılar, kıvrık ağızlı paionlar var bir de lelegler, kaukonlar...
  • lelegler kimdir? homeros "karialılara eskiden leleg denirdi" diyor. ama leleglerin kim olduğu çağdaş literatürde bulanık, belirsiz. bazı tarihçiler "böyle bir halk yoktu"ya kadar ileri gittiler.

    homeros "lelegler troya'nın yanında kahramanca savaştı" der, ama troya'nın müttefik listesini sayarken leleglerin ülkesini saymaz. strabon'un dikkatini çekmiştir bu, "homeros belki de onlar karia'da olduğu için, ayrıca leleg ülkesini belirtmemiştir" der. homeros'daki başka bir ayrıntı da lelegleri troas'ın hemen güneyine konumlaması ve onlardan troas'ın komşuları olarak söz etmesidir. strabon'a göre lelegler eskiden edremit körfezinden miletos'a kadar hakimdiler. sonradan ionlar tarafından karia'nın içlerine sürüldüler.

    athenaus gizemli bir şekilde: "helotlar ve lakedaemonlular [spartalılar] ne ise, lelegler ve karyalılar öyledir" demişti. belki de isabetli bir yargıdır; leleg belki de sınıfsal bir tabirdi, onların dili ve kimliği belki de özünde "başka" bir şeydi. karialı yazar theangelalı philippos'a göre lelegler karia dili konuşuyordu. akademisyenler karia dilinin luvice'den evrildiğine mutabıktır. lelegler de luvice mi konuşuyordu?

    kimileri leleg sözcüğünün bir exonym olduğunu, luvi dilinde "yabancı" anlamına gelen lulahi'den türediğini iddia ediyor. bu yaklaşım doğru ise, leleg luvice konuşan insanlar için "yabancı"dır. bu iddiaya katılmayanlar da var.

    "lelegler ionlar tarafından sürüldüler" ifadesini lelegler ion kültürü etkisi altına girdiler, ion dilini konuşmaya başladılar olarak okumak mantıklıdır. bu çerçevede, arkeolojik veriler dikkate alınırsa, lelegler ile luviler özdeş olmalı. belki karialılar ve lelegler ile aynı dilin iki ayrı lehçesini konuşan luvi kökenli kabileler kast ediliyordu. bu konuda bana en mantıklı gelen açıklama budur.
  • söylenceye göre, kralları locrus'un uzun aramalardan sonra, ayağına kuşburnu dikeni batan yerde locris adında yeni bir ülke kurmasından sonra locrisliler olarak anılan halk.
  • kuzey ege'de assos ve çevresinde de göçebe olarak yaşamını sürdürmüş bir halk.

    assos'ta aynı adı taşılan bir seramik atelyesi mevcut.
hesabın var mı? giriş yap