• -hacı nereleri yazdın söyle bakim
    +tek tercih itü matematik mühendisliği abi.
    -nabıcan olm bozulan sayıları mı düzeltecen muhahah
    ^^celal abi be bizim sekiz yine meme yaptı heral.şuna bi el atıver gözünü sevim^^

    şeklinde diyaloglara yol açabilen bölümdür.
  • van gölü canavarı misali mezunların super duper programcı olarak mezun olduklarına dair bir efsane öğrencilerin peşini asla bırakmaz. bölümü seçenlerin tamamına yakını aslında doğrudan bilgisayar mühendisliği, hadi o da olmazsa elektronik mühendisliği bölümlerine kapağı atmaya niyetlenerek öss maratonuna çıkmalarına rağmen sadece türkiye'nin abidik gubidik eğitim sisteminde doğal karşılanabilecek bir dogal seçim sonrası kendilerini matematik mühendisliği programında bulmuşlardır, ne de olsa burada bilgisayarla büyük işler yapılmakta ve bilgisayar üzerine yoğun çalışmalar yürütülmektedir.

    ilk sene bu hayallerle okula başlanır, sene sonunda programlama namına öğrenilen tek şey az buçuk c# bilgisidir. eğer bilgisayar programlamayla ilgilenen bir tanıdık varsa c# konusu açıldığı anda bunu biliyorumdiye ortaya atılmak derste öğrenilenlerin nazi toplama kamplarındaki sevgi kadar az, bardağın dibindeki son damla su kadar sığ ve rejim yaparken verilen kilolar kadar yetersiz olduğunu ortaya çıkaracağından öz güven üzerinde yıkıcı bir etki yaratacaktır. bu durumun vereceği acı ileride daha üç sene boyunca alınılacak derslere bel bağlanılarak bir nebze olsun ertelenebilir, ne de olsa üç sene boyunca alıncak derslerde de programlama merkezli olan, bilgisayar dalında bir kariyer yapılabilir. gerekli temeli aldıktan sonra sürekli gelişmekte olan ve istihdam talebi hiç eksik olmayan olan yazılım sektöründe iş bulmak ne de olsa eğitim kalitesini ispatlamış bir kurumdan mezun olan bir bilgisayar programcısı için hiç de sorun olmayacaktır. bütün mesele gerekli eğitimin kalan üç sene içerisinde verilmesidir. (ipucu: yazar şu anda işsizdir.)

    öğrencinin ikinci sene boyunca veri analizi dersi dışında eğitim planında bilgisayarla bir ilişkisi olmaz. o olan ilişki de olsa olsa platonik bir aşktan ibarettir. bu derste bol bol algoritmalar anlatılır, veri ağaçları çizilir. algoritmaların c# üzerinde uygulamaları gösterilse de bütün okulla beraber birinci sene azıcık ucundan verilen programlama becerileri olayı ne kavramaya ne de uygulamaya yeter. sınavların ufak bir kısmında yer alan algoritmaların c# uygulamaları sınıfın tamamınca okunmaya bile zahmet edilmeden geçildiği için hocanın sınavları kontrol ederken çektiği sıkıntı cevap kağıtlarında karşılaştığı boşluklar sayesinde bir nebze olsun azalır. öğrenci üçüncü seneyi büyük bir ümitle beklemeye koyulurken beyninin derinliklerinde ufaktan panik emareleri belirmeye başlar. matematiği hayatının boyunca bir organının ucuna bile takmamış olan öğrenci en temel dersleri bile lisede edindiği fire and forget mekanizması sayesinde sınavlık öğrendiği için matematiğin kültürünü edinemeden vasat notlarla buraya kadar gelmiştir.

    üçüncü sene başlarken öğrenci bilgisayar üzerine kurmak istediği kariyeri hakkındaki bütün soru işaretlerini nihayet kafasından atar ve rahatlar, çünkü ortada uygun düzeyde bilgisayar programlama eğitimi alabilmek için ne zaman, ne de ders vardır. kurbanın kendisinden olsa olsa başarısız bir matematikçi, beyaz tahtada ders vermediği sürece söylediklerini kimsenin umursamadığı bir teorik mekanikçi ve piyasada iş yapabilecek olan programcıların bir taraflarıyla gülebilecekleri bir wannabeolabileceğini anlar, gelecekteki muhtemel kariyerinin alabileceği muhtemel durumların kara mizahına gülmek istese de gülemez. (etrafındakilerle "html de dil sayılıyo di mi?" muhabbetini yapan birilerini görürseniz ona matematik mühendisi olup olmadığını sorun.)

    nihayet son sene gelir. geçen seneler boyuna öğrenciye verilen bilgisayar uzmanlığı bilgisine güvenildiğinden olsa gerek, seçmeli bir ders olan bilgisayar destekli grafik öğrencilere verilmek istenir. ilk derste ballandıra ballandıra yapılan opengl muhabbetinin ardından öğrenci kaybettiği umutlarının yeşerdiği hissetse de ders çıkışından saniyeler önce bu opengl denilen şeyin çok süper bir şey olmasına rağmen derste bahsi bile geçmeyeceği duyurularak sınıftaki yaklaşık elli kişi bir güzel morartılır. bilgisayar destekli grafik dersi birden bilgisayar köstekli grafik dersine dönüşür, bütün dönem boyunca opengl hayaleti öğrencilerin kafalarında gezer, herkes anlatılanların bilgisayar uygulamasının olmamasının imkansız olduğunu düşünse de kimse bir şey yapamaz, zaten yapılabilecek bir şey de yoktur.

    neyse, öğrenci yaz okulu kış okulu derken mezun olur. arkadaşlarla hangi bankanın müfettiş yardımcılığı sınavına girelim diye bol bol muhabbet edilir. iş görüşmeleri gelir, geçer. görüşme yapılan her insan kaynakları görevlisi aslında programcılıkla alakanız olmadığını duyduğuna gözleri faltaşı gibi açılır, yeni mezun öğrenci ezilir, büzülür. iş tanımındaki konuyla en alakasız ibareler bile matematik mühendisinin programlama becerilerine nedensizce bağlanır, beklentiler karşılanmayınca da yeni mezuna aranacağı söylenip kapı gösterilir.

    matematik mühendisliği işte böyle bir bölümdür, matematiğe veya teorik mekaniğe ilgi duymayanların, öğretim görevlisi olmak için yanıp tutuşmayanların kapısından adım atmaları akıllara ziyandır, yapılmamalıdır.
  • mezunu/öğrencisi kimsenin, hangi bölümde okuduğunu söyledikten sonra bir de açıklama yapmasını gerektiren bir bölümdür.

    ben ilk kez bugün, mezun olduktan 4 sene sonra, açıklama yapmadım hacıtlar. "matematik..." diye başladım, "öğretmenliği mi?" dedi. "evet" dedim. evet, anasını satayım. öğretmeniz, en kutsal meslek. ben şimdi sana, bölüme ne beklentiyle girdim, ne öğrenmeden çıktım, ne öğrendim, ne iş yaparım, bunları mı anlatayım. ben anlatayım da, sen anlar mısın. gerek yok, hayat kısa. oh yalan söyledim. çok da rahatım, oh.
  • eskiden üniversite mezunları, mühendis ünvanı almışlarsa 8inci, almamışlarsa 12nci dereceden devlet memurluğuna başlarmış. itü de matematik mezunlarını mağdur etmemek için bu bölümü kurmuş.
  • muhendis temel bilimleri, insanlara kolaylik saglayacak nesneler uzerine uygulayan kisilere denir, bir nevi bilimle/teknoloji arasindaki fark muhendisle/bilim adami arasinda farktir. matematikse bir temel bilimdir. burdan hareketle diyebiliriz ki matematik muhendisligi itu ve yildiz'in "turkiye'de muhendislere ayri bir sinif muamelesi yapildigi icin" gotunden uydurdugu muhendisliklerdir, dunyanin hic bir yerinde de "matematik ve fizik muhendisligi" diye 2 muhendislik dali yoktur. "matematik muhendisleri bilgisayar programcisi oluyo abi" gibi gazla secilen bir bolumdur, gercekten de oluyorlar turkiye'de... hayretler icerisinde izliyorum ben de.
  • -nereyi kazandın?
    -itü
    -hangi bolum?
    -matematik muhendisliği
    -allah kurtarsın!
    -?!!?!
  • matematik muhendisliginden mezun olup network uzmani olarak calistigima ve halen isletme* okuduguma gore bu bolumden mezun olanlarin gercekten ilgilendikleri tum konularda calisabileceklerini ispatlamis sevgili bolumumuz. (bkz: ne is olsa yaparim abi)
  • sovyetler zamanında matematiğin mühendislik dallarına uygulamasını incelemek amacıyla, "madem mühendislerle çalışıcaz, madem matematik de var işin içinde o zaman matematik mühendisliği olsun bunun adı di mi cevat abi?(evet)" diyerek ortaya çıkmış bölüm.
  • zamanın birinde itü matematik muhendisliği bolmu tarafından duzenlenen konferansa konuşmacı olarak çagrılan ali nesin "hadi ordan (efekt mahiyetinde) matematiğin muhendisliği mi olur" diyerek daveti reddetmiş ve programcı yetiştirmek dışında pek bir vasfı olmayan bu bolmun aciziyetini ortaya koymustur.

    (bkz: başkasının yalancısı olmak)
  • sedace ytü ve itü de bulunan, ytü de anlamsız bir biçimde kimya-metalurji fakültesine bağlı bulunan ve orada okuyan veya mezun olanların kendilerini anlatmakta güçlük çektikleri bir bölüm.
hesabın var mı? giriş yap