• sıcağı sıcağına bir şeyler yazmaya elim gitmedi. kendisini hep kendime benzetmiştim (gerek röportajlarındaki hallerinde gerek karakterlerinde kullandığı mimiklerinde). bağımlılığa olan yatkınlığımdan korktuğumdan sigara vb. zararlı alışkanlıklarımı da onun açıklamalarından sonra minimuma indirmeye gayret ettim. şahsen yalnız ölmekten yana bir korkum yoktu ve bu durumu gayet normal buluyordum. kendimi de ikili ilişkilere son 2 yıldır kapatmıştım. insta postlarına bakınca belki de bu kadar yalnız olmasa bir şeyler farklı olabilirdi diye düşünmekten kendimi alamadım. belki benim de yalnızlığa sıkı sıkıya sarılmama gerek yoktur. umarım gittiğin yerde mutlu olursun matthew
  • onun sahneleri gelince bi üzüntü saracak. olmadı bu iş.
  • ölüm yeri ve şeklini düşününce friends dizisinin 8. sezon 13. bölümünü izlemek, sevenleri için çok acı olacaktır.

    tüm o yalnızlığını ve ekipten kopuşunu da düşününce, şu saniyelik an çok daha acı görünecektir;

    --- spoiler ---

    görsel

    --- spoiler ---
  • matty. friends dizisinin tekrar yayınlarından yılda 20 milyon dolar kazanıyormuş, dizinin diğer başrol oyuncuları gibi. ve dizinin tekrar yayınları devam ettiği sürece bu gelir devam edecek. oyuncunun net varlığının da 120 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.

    eşi veya çocukları olmadığı için, mirası biyolojik anne babasına kalacak (onlardan da üvey kardeşlere kalır). bağımlılıkla mücadele edenler için adına bir vakıf kurulduğunu biliyoruz, mirasın bir kısmını ailesi buraya aktarabilir, kendisi de daha önce bir ayarlama yapmış olabilir.

    30'lu yaşlarınızda, kiminle yaşlanmak isteyeceğinize karar vermekte fayda var gibi görünüyor, ama hayat da sizin planladığınız gibi gitmiyor her zaman. örnek olarak, dizi oyuncularından lisa kudrow hariç hepsi boşanmış durumda.

    kitabını bitirdim. kadınları hep kendisi bırakmış. ve sonra da boşuna geriye dönüp hayıflanmış, "daha anlamlı yaşasaydım keşke" diye. george clooney de bu yaşlarda durulmuştu. gerçi matty'de artık hazır olduğunu söylemiş ama bu sefer de 30 yıldır vücut ilaçlardan ve alkolden o kadar aşırı yorulmuş ki dayanamadı.

    kitabın yarısına geldiğinizde depresif hissederken, kitap oldukça umutlu bitiyor ve sizi de motive ediyor. bünyesini ağır ilaçlarla, alkolle, günde 6 paket sigarayla uzun yıllar bu kadar yormasaymış, mutlu mesut yaşayabilirdi. evet, bağımlılık bir hastalık ama, ayrıca mükemmeliyetçiliği ve gerçekten çok gereksiz anksiyeteleri, şöhrete ve dizi ya da filmlere gereksiz önem vermesi negatif etkilemiş. bunların hiç birini 100 yıl sonra kimse hatırlamayacak. elbette yaşarken sizi mutlu eden her şey önemli ama basit yaşayarak, sevip sevilerek yaşamanın hepsinden daha mutlu ettiğini kendisi de söylüyor.
    __________
    biri kitabını sormuştu bana, youtube'a yüklemişler, merak eden bulabilir.
  • anlaşılan kendisi için "hergüne bir debe entrysi" kampanyası başlatılmış rahmetli kişilik.
    belli ki moderasyonda matthew perry sapkını en az bir kişi mevcut. entrynin uzun olması yetiyor. az fav almış, beğenisi var mı yok mu önemli değil.
  • hala senede milyonlarca euro kazanan oyuncudur...

    friends hala senede 1 milyar dolar yapıyor ve oyuncular anlaşma gereği yılda 20 milyon euro alıyorlar oturdukları yerden.

    yani friends sonrası bir skim yapmalarına gerek yok
    cok da kastıklarını sanmıyorum zaten

    fakat bağımlı olmayı bu kadar duygusallaştırmayı da kabul etmiyorum.
    çok sevdiğim bir karakterdi ama tüm suçu bağımlılığa atmak ne derece doğru?

    netçede ilk içki her zaman senin elinde, sornası bağımlılığın ki bu kendi cümlesidir...

    yazık oldu
    yazık etti

    çok üzüldüm ve en azından gençlere bir ders olur
    bir ders bırakır
    bağımlılık dünyanın en kötü şeyidir...
  • kitabını okuyan biri olarak intihar etmediğini düşünüyorum.

    friends delisi olmadım hiç, ben himym'cıyım. ama friends'te en sevdiğim karakter chandler'dı. o yüzden kitabı okumaya başladım ki adam gerçekten chandler'mış. kendisi de ne kadar içselleştirdiğinden bahsediyor zaten. ama chandler gibi şanslı değilmiş.

    kitapta anlattığına göre hayatının bütün saçmalığına rağmen yaşadıklarının kendi suçu olduğunu biliyor ve bunu kendine yaptığı için samimiyetle üzülüyor. diğer taraftan da aşırı hayat dolu. yani kendini yok etmek için yapmıyor. yapmak istediği projeler var, elinden geleni yapıyor, kendisiyle yüzleşmeye çalışıyor. istediği sadece huzur ve yalnızlık duygusunun silinmesi... böyle bir adamın, hayatı bu kadar severken intihar edeceğini düşünmüyorum.

    keşke arkadaş olabilseydik matthew. yardımım olur muydu bilemem ama kendini yalnız hissetmenin ne demek olduğunu ben de iyi biliyorum.
  • bu adamın değil, ebeveynlerinin ibret alınması gerekir.

    - daha 1 aylık bebekken sırf ağlıyor diye hapla.
    - çocuk 5 yaşındayken boşan.
    - boşanmakla da kalma, ülke değiştir.
    - ilkokul çağında tek başına emanet kolisi gibi uçakla birbirine pasla.

    çok erken evlendiler, onlar da çocuktu diye savunuyordu bir de bu adam. sanırsın görücü usulü zorla evlendirmişler. afedersin de öyle ailenin ben ta amına koyayım. çocukken anne babası boşananların kafan kırık çıkma ihtimali de, mutsuz hayat sürmeleri de, hapse girmeleri, intihar etme vs oranları da kat be kat daha yüksektir. daha bunu bile öğretmeden evlenmelerine müsaade eden dedelerinin de, öyle toplumu da sikeyim afedersin.

    düşün ki ananı boşayan herif sana baktığında ananı görecek, tam tersi anan sana baktığında da babanı anımsayacak. bunu bir çocuğun hissetmemesi imkansız, her türlü yarrak gibi bir çocukluk geçirmesi de banko. bunu 25'inde düşünemeyen adam 30'unda mı öğrenecekti ? besbelli ben holivuta gitçem, oyuncu olcam, sikerim karısını da çocuğunu da diye basıp gitmiş.

    muhtemelen son demlerine kadar da çözemedi bunu gariban. rehabilitasyona servet harca, çevreni 30 sene istemeden de olsa kahret, en acısı da ulan ben niye böyleyim diye hayatının büyük bir kısmında kendine işkence et, dünyada cehennemi yaşa.

    adam altı ay bok torbasıyla yaşamış, sabah suratına dökülen bokla uyanmış, gene de anamdır, babamdır bakıyorlar bana diyor. sizin ben suratınıza sıçayım, sizi hadım etmeyen toplumun amına koyayım, sizin yüzünden bu haldeyim dememiş.

    temel seviye eğitim müfredatına aile eğitimi diye ders koyup sırf bu adamı anlatsalar sırıtmaz.

    children of fucked-up parents diye aa gibi bir ngo enstitu olsa bu adam 20 sene daha yasardi belki de. bilemedim sacit.

    ne bok yedigini bilmeyen adamlara evlenme izni vermeseler boyle trajediler yasanir miydi acaba? kanada gibi hardcore progressive bir ulkede zor olmasa gerek boyle radikal uygulamalar. liberalizmin bokunu cikarmasalardi olurdu belki. excess of anything is poison. ceviremedim bunu.

    rip reyiz. biz senden razıyız.
  • bugün öğrendiğim bir yeni bilgiyle daha seni en güzel duygularla yad ediyorum.

    matthew perry hayat verdiği karakteri chandler'ı ve onu seven insanları çok önemsiyormuş. öyle ki senaristlerle görüşüp senaryoya müdahale ettiği, gidişatı değiştirdiği bir bölüm olmuş.

    --- spoiler ---

    `chandler'ın monica'yı aldattığı sahneyi çekmeyi reddetmiş` kaynak - 5.sezon'da geçen bölümde monica, eski sevgilisi richard'la öğle yemeği yemesi üzerine chandler ile tartışma yaşarlar. chandler kavga sonrası otel odasına çıkar. oda servisini çağırır ve gelen kadın otel çalışanı ile monica'yı aldatır. - senaristlerin kurgusu bu şekildeymiş. hatta provasını dahi yapmışlar. otel çalışanı olarak düşünülen kadın konuk oyuncunun anlattıklarına göre canlı seyirci karşısında çekim yapılmadan bir gün önce matthew perry senaristlerle görüşmüş. chandler monica'yı aldattığı için seyircinin asla chandler'ı affetmeyeceğini dile getirmiş. matthew'un senaristlerle görüşmesi üzerine senaryo değiştirilmiş. aşk adam chandler'ı senaristlerin mahvetmesine izin vermemiş ve senaryonun gidişatına müdahale etmiş. hanımcılığın kitabını yazan aslında rolünü üstlenen matthew perry imiş.

    chandler'ın monica'yı aldatmasına izin vermediğin ve sevenlerini önemsediğin için tekrar teşekkürler matty.
    görsel
    --- spoiler ---

    debe editi: spoiler ibaresi eklendi.
  • dün yazdığı kitabı bitirdim dedim ya, bir ilişkisini anlatıyor matthew perry ...

    ilişkinin ilk 4 yılında 1780 text alış-verişi yapmışlar. "çokça seks ve text'e dayalı bir ilişkiydi" diyor, en azından ilk 4 yılında.

    bir noel için, bir sanatçıya çok yüksek miktarda bir fiyat ödedim ikimizi çizsin diye diyor.

    sanatçı bu ikisinin yanında, 1780 mesaj için birer kalp çizmiş ve bu kalpleri birleştirmiş.

    bu kız için "sevmiştim, gerçekten sevmiştim" diyor, tam evlenme teklif edecekken son anda vazgeçmiş. hediyeyi vermiş, kız çok duygulanmış. "'honey, i love you. will you...' sadece şunu söylememem gerekiyordu ama söyleyemedim, korktum" diyor.
    *
    matthew'ın yattığı mezarlık - youtube
    __________
    kendi sesinden olan kitabın tamamının olduğu videoyu youtube'dan silmişler, ama başka seslendirenlerden birkaç tane daha vardı yarım yarım da olsa. ayrıca amazon/audible'dan da kendi sesinden tamamını free dinleyebilirsiniz search yaparsanız.
hesabın var mı? giriş yap