• kisinin evdeki huzurunu tumden bozan bir durumdur bu. en keyifli aninizda kulaginiza ulasan aglayislar, feryat ve figanlar cabasi, bi de ikamet eden sahsin bos evde surekli hayaletler ve perilerle ilgili halusinasyonlar gormesi gayet olasidir
  • benim oturduğum ev böyle 1 yerde, üstelik de cihangirin ortasında, taksime on dakka uzakta olmama rağmen... yan tarafta eski meyhane sahibinin ezarı varmış, akşamları rakı kokusu geliyor...
  • geceleri duvarlara zemzem suyu döküyoruz...
  • bi donem sahrayicedid mezarliinin yaninda ikamet ederdikte ben sabaha karshi mezar kazan elemanlar gorunce pek korkmustum ilkin... soora ayni mezarlikta tom sawyeri gordum ... ictik beraber pek korkmuyom artik ...
    icinde bile ikamet edebilirim ... sadece zamanini bekliyom .
  • diriltici hikayesi icin ideal ortam yaratmak icin ilk adim.
  • sabah araba gürültüsü yerine kuş sesi ile uyanma sebebi.
  • çocukken 3 sene mezarlıkla arasından ~3-4 metre genişliğinde yol geçen bir evde yaşadım(yaşadım derken ailecek o evde oturuyorduk :d ). balkondan manzaramız da mezarlıktı haliyle. hava kararınca oturma odasından tuvalete koşarak gidip geldiğimi hatırlıyorum. korkusuz bir çocuk değildim yani. bazı durumlarda korktuğumu hatırlıyorum da mezarlıkla ilgili bir şeyden hiç korkmadım. öğlenci olup karanlıkta okuldan çıktığımızda mezarlığın taş duvarından yürüyerek eve gelirdim hatta.
  • emin olun çok şanslısınız.... ilk önce şunu söyliyeyim; ölü insan kimseye zarar veremez.

    en önemlisi, uzun yıllar boyunca hep yemyeşil ağaçlar olan bir manzaraya sahip olacaksınız. bunlar mezarlıklardan korkarlar... cin çarpar filan diye ağaçları kesemezler... yırttınız yani...
  • liseyi yatılı okuduğum için 4 sene boyunca odam mezarlığa baktı. üniversitede kaldığım yurttaki odam mezarlığa bakıyordu. ilk işim için geldiğim şehirde ikamet ettiğim ev yine mezarlığa bakıyordu.

    ben mi özellikle buluyordum yoksa hayatın bana bir cilvesi miydi? inanın hiç bilmiyorum. ama acayip bir kafası var bu durumun.

    sabahın ilk ışıklarında uyanıp da pencereyi açtığım an “günaydın” diyorum, hiç ses gelmiyor, yaşadığım için kıskandırıyor muyum acaba diye söyleniyorum kendi kendime.

    sigara içerken bana kızıyorlarmış gibi hissediyorum, benim yerimde olmak için kim bilir nelerini vermezlerdi.

    öyle sıcak geliyor ki oraya bakmak; tüm sıkıntım, stresim, üzüntüm geçiveriyor. hiç cevap gelmiyor ama gerçekten çok iyi dinliyorlar.

    bazen insanlar geliyor; kimi uzun uzun toprağa dokunup temizliyor, kimi öylece durup aynı yere bakıyor, kimi ağlayarak konuşuyor, kimi kızarak konuşuyor, kimi ise titrek ellerle çiçek koyup kaçarcasına gidiyor; insanlar geliyor, insanlar gidiyor ama bazen.

    dedim ya size acayip bir kafası var bu durumun.
hesabın var mı? giriş yap