• dokunaklı bir film müziğine de sahiptir.

    (bkz: blue morgan)
  • nickim için ilham alınınan filmdir. hazin bir sonu olsa dahi , boksör kız az bulunur kıymetini bilin hacılar.
  • yalnızca white trash nedir ne değildir sorusuna cevap niteliğinden dolayı bile izlenebilecek bir film . clint eastwood aynen mystic river ve yönetmenliğini yaptığı diğer filmlerin çoğunda olduğu gibi hayatın o gerçek yüzünü gösteriyor bize . bu filmden 12 yıl önce unforgiven filminde silahını yerdeki gene hackman'e doğrulturken kullandığı replikle zaten geleceğin clint eastwood'unu müjdeliyordu.
    deserve's got nothing to do with it
    bence eastwood hem mystic river olsun hem de million dollar baby'de olsun filmlerinin sonunda bu sefer izleyiciye aynı repliği söyletiyor . hayatta hiçbirşeyin haketmekle bir alakası yok. million dollar baby de işte öyle bir film.
  • içimizdeki şiddeti dışımıza taşırmak isteyen anti organize şiddet şeysinin stilize hali. hatta o bile değil. ama sıkı, sımsıkı.
  • --- spoiler ---

    klasik bir başarı hikayesiymiş gibi başlayıp -pek başaramasa da- izleyiciyi ters köşeye yatırmaya çalışan film.
    maggie kulübe ilk geldiği günden itibaren delice bir tutku içinde. yapmaktan zevk aldığı tek şeyin dövüş olduğunu söylüyor. gözü başka bir şey görmeyecek kadar aşk dolu. gecenin üç buçuğunda kalkıp antrenman yapacak kadar da çalışkan.

    kulübe geldiği ilk günden itibaren gözlerinden hırs okunuyor adeta. ilerlemiş yaşına ve antrenörünün deyişiyle kız olmasına rağmen hızla ilerliyor, müthiş başarılar kazanıyor. buraya kadar her şey klişeleşmiş, tipik bir başarı hikayesiymiş gibi gözükürken dünya şampiyonluğu maçında bir darbeyle kaderi değişiyor maggie'nin. bu noktadan sonra kanlı ve hüzün dolu sahnelerin ardı arkası kesilmiyor.

    özellikle meggy'nin antrenöründen ölmesine izin vermesini istemesi, antrenörünün bu kararı alma süreci hayli hüzünlü. fareler ve insanlarda geçen yaşlı ve hasta köpeğin sahibi tarafından vurulma sahnesini akla getiriyor.

    maggie'nin vicdansız paragöz ailesinin günler sonra teşrif ettikleri hastanede utanmadan yaptığı pazarlık buna rağmen müşkülpesent antrenörün haşin görünümünün ardında taşıdığı kocaman yürek, hastane odasından bir an bile ayrılmaması güzel detaylar. zencinin muhtemelen şampiyon aday adayı bile olamayacak tehlike lakaplı genç hevesliye kol kanat germesi de bunlardan biri.

    --- spoiler ---
  • onca film izledim, şu filmin üzerimde bıraktığı etkiyi, depresifliği hiçbir film yaşatamadı bana. bende yeri ayrı olan filmdir.
    müzikleriyle, hikayenin işlenişiyle, farklı bir havası var. henüz benzer bir film izlemedim, görmedim. bıraktığı etkiye yaklaşan filmler oldu elbet ama hiçbiri million dollar baby'nin hissettirdiklerini hissettiremedi.
  • clint eastwood 'un gran torino' daki gibi başta nazlanıp babacanlığını göstermesi için ortasını beklediği film.
  • hayal kırıklığına uğratan filmdir. karı filme ilk girdiği andan itibaren, bu dayı bu karıya çakar düşüncesindeyken bir de baktım ki karının bacağı kesiyolar, karı dilini yiyerek intihar etmeye çalışıyo.
  • ağlayarak izlediğim bir başyapıt. rollerin rol değilde gerçekten yaşanırcasına işlendiği, film müziklerinin on numara beş yıldız olduğu, sert karakterin altında yumuşacık bir kalbin olabileceğini, ölürken bile gülümsemesini yüzünden eksik etmeyen hırslı bir kadını izledim. izlerken de ağladım... hala gözyaşlarıma engel olamıyorum. ben bi gideyim yine gelirim :(
  • beni derinden etkileyen film. ve her izlediğimde; dünyanın en kötü hafızasına sahip olduğum için şükrediyorum. her seferinde o muhteşem quotelarını hayranlıkla yeniden duyuyorum ve düşünüyorum. dünyam aydınlanıyor. ayrıca ağlıyorum da... kendimle ilgili hiç bir şey için duygulanmayan ben; maggie için çok kederleniyorum. ve gururlanıyorum da. filmin dünya çapında izlenmesi umurumda değil, bu film beni için yapıldı. ya da benim gibi hisseden herkes için.

    --- spoiler ---

    ı'm 32, mr. dunn, and ı'm here celebrating the fact that ı spent another year scraping dishes and waitressing which is what ı've been doing since 13, and according to you ı'll be 37 before ı can even throw a decent punch, which ı have to admit, after working on this speed bag for a month may be the god's simple truth. other truth is, my brother's in prison, my sister cheats on welfare by pretending one of her babies is still alive, my daddy's dead, and my momma weighs 312lbs. ıf ı was thinking straight ı'd go back home, find a used trailer, buy a deep fryer and some oreos. problem is, this the only thing ı ever felt good doing. ıf ı'm too old for this then ı got nothing. that enough truth to suit you?

    ıf there's magic in boxing, it's the magic of fighting battles beyond endurance, beyond cracked ribs, ruptured kidneys and detached retinas. ıt's the magic of risking everything for a dream that nobody sees but you.

    to make a fighter you gotta strip them down to bare wood: you can't just tell 'em to forget everything you know if you gotta make 'em forget even their bones... make 'em so tired they only listen to you, only hear your voice, only do what you say and nothing else... show 'em how to keep their balance and take it away from the other guy... how to generate momentum off their right toe and how to flex your knees when you fire a jab... how to fight backing up so that the other guy doesn't want to come after you. then you gotta show 'em all over again. over and over and over... till they think they're born that way.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap