• daha kitabin ortalarindayim ama okutuyor kendini. insan beyninin kullanim klavuzu gibi birsey. okursun ama yine de kullanirken bildigini okursun ya aynen oyle
  • kişisel gelişim kitabı olarak değil de bir biyografi olarak okunması daha doğru olacak olan kitaptır.
  • bellek üzerine yazılmış en zevkli kitaplardan biridir. yazarı joshua foer başta bellek konusunu araştırırken kendisini başka bir ortamda bulur.
  • "hafıza tekniklerinden bahsedecek, bana yol gösterecek. süper hatırlayacağım her şeyi" diye heveslenip aldıysanız bitiremezsiniz. bana öyle olduğu iddiasıyla tavsiye edilmişti ve farklı bir beklentiyle okuduğumdan kitabı bıraktım. türlü yarışmalara ve seminerlere gidip araştırarak bellek yarışmalarını bile kazanabileceğinizi özetliyor.
  • joshua foer imzalı, hafıza geliştirme tekniği anlatılan bir kitap. pek kişisel gelişim kitabı sayılmaz, en azından ben o şekilde almamıştım. aslen gazeteci olan yazarımız son derece unutkan bir tipken hafıza konusuna merak salıp profesyonellerin dünyasına girip abd bellek şampiyonasında şampiyonluğa kadar yükseliyor ve tüm hikayeyi kitaplaştırıyor. bu yönüyle araştırmacı gazetecilik örneği de denilebilir. tekniği basit zihin jimnastikleri ile isimleri, adresleri, bir iskambil destesini yahut bir alışveriş ya da yapılacaklar listesini hatırlamak için neler yapılması gerektiğini ve profesyonellerin nasıl yaptığını anlatıyor. bu kitabı okuyalı 7-8 sene olmuştur. sonraları bu gazeteci ted talks konuşmaları, köşe yazıları vs. derken baya bir popülerleşmişti. nette kolaylıkla bulunabilir.

    kitapta anlatılan “hafıza sarayı” denilen bir dalga var. bu dalga basitçe şu: örneğin her bölümünü iyi bildiğiniz bir eviniz, bir mekan ya da bir cadde/sokak da olabilir; hatta simge ve sembollerle dolu bir kitap da olabilir. önemli olan birbirini takip eden düzen ve bağlantıda ve sizin içeriğini iyi bildiğiniz şekilde hafızanızda kalıcı yer etmiş olması. gerçek bir ortam yoksa sanal da yaratabilirsiniz diyor yazar (benim aklıma cs haritası olan dust2 gelmişti; zira kimi nereden indireceğimi adım gibi bilirim hala:). işte sırasını ezberlemeye çalışacağınız o tüm yeni şeylerin her birini bu sanal bellek sarayının içerisine birer köşeye koyup kafanızdan bir hikaye çıkarıyorsunuz (örneğin bellek sarayınız bir evse ve uzun bir iskambil destesinin sırasını ezberleyecekseniz, kapının girişine bir sinek ikiliyi (oradaki gerçek nesne/objelerle birlikte küçük bir anı/imge uydurarak) yapıştırıyorsunuz ve işte size destenin 1. sırasında kalıcı bir sinek ikili. bu şekilde devam ederek tüm evi ya da mekanı, yani sanal belleğinizi dolaşırken bir yandan da desteyi de şıkır şıkır sayıyorsunuz. lakin o dönem öyle bir amacım olmadığı için ben şahsen denemeye üşenmiştim; ama adamın başarı hikayesi güzel. okunur.
  • ınsan beyninin bir kisminin nasil calistigina dair ilginc bilgileri zihin acici orneklerle anlatmaya calisan, bu calismasinda da kendi kapsaminda basarili olan bir kitap.

    kanimca en onemli kismi ogrenmekle ezberleme arasindaki baglantiyi ya da farklari cok guzel anlatmis olmasi. sonucta bir kimse 250 kitabi ezbere biliyor olsa da bu iceriklerin nerede nasil kullanilabilecegini ve ne anlama geldigini bilmedigi surece aslinda yaptigi isin sadece hamallik oldugu - ya da bakis acisina gore guzel sihirbazlik numarasi oldugu - ve tecrube ve bilgi icin her ne kadar hafiza gerekse de bunun hangi noktaya kadar anlamli oldugu ile ilgili gorusler tartisiliyor.

    sahsim da bu durumda cikarim olarak, salt sozlu bilgi aktariminin uzerinden yuzyillar gecmic bir zamanda, arapca bilmeden kurani arapca ezberleyerek nereye varilmaya calisildigi konusunda dusunce uretmeye calisiyor ancak mantigima uygun bir cozum bulamiyorum.
hesabın var mı? giriş yap