müsadere

• devletin penisinin testisiyle(simdi sik tasak yazmadim diye otisabi kibar olmus, yilmaz morgul olmus demeyiniz, aha yazdim sik aha buyur sana tasak)ayni burca girmesiyle dogru orantili olarak halkin kimi mallarini karsiliksiz, iadesiz el koymasi kafasina gore kullanmasi.
  
  anayasimiza gore yasaktir.
• zoralım
• (bkz: musadere etmek)
• (bkz: seizure)
• osmanlı iktidarında merkeziyetçilik ve miri toprak sistemi ile birlikte yürüyen anlayış. devletin, çıkarlarına ters düşen veya otoritesine tehdit oluşturacağını hissettiği herhangi bir durumda kişi veya toplulukların (vakıflar, cemiyetler vs) toprak veya mallarına el koyabilme hakkı. oluşması muhtemel bir para veya toprak aristokrasisini engellemek amacıyla uygulanmıştır.
• ikinci mahmut döneminde, tımar sistemi ile beraber yürürlükten kaldırılan bir uygulamadır.
• hükümdarlar tarafından başkalarının mallarını ele geçirme yöntemi olup, bu yolla devlete zarar verecek kadar palazlanmış olan vezir ve devlet memurlarının mallarına el konması olayıdır.
• ''mülkiyetin suç nedeniyle devlete geçirilmesi'' şeklinde tanımlanan güvenlik tedbiri. yeni tck'da çeşitli türleri öngörülmüştür.
• şunu da belirtebiliriz:
  
  salt müsadere davasında kararın temyize tabi olup olmadığı müsadere edilen şeyin değeri ile belirlenir ve değer itibariyle temyiz sınırının altında kalıyorsa o karar kesindir.
• kasıtlı suçlarda mümkümdür. ayrıca bununla elkoyma karıştırılmamalıdır. elkoyma geçici bir tedbir, müsadere ise bir güvenlik tedbiridir.