• lise yıllarında bir edebiyat dersinde sınıftaki bir kızın yaptığı nedim sunumunda sadabad eserini ilk defa dinleyip aşık olmuştum.

    sonrasında aldığım ekransız siktiriboktan mp3 çalara atabildiğim 2 albüm.

    sagopa kajmer - romantizma
    nur yoldaş - sultan-ı yegah

    üniversite sınavına hazırlandığım yıl, 3 saatten fazla süren üçer vesaitli ev-okul-dersane-ev yolları.

    her iki muhteşem sanatçıya bu muhteşem albümleri yaptıkları için minnettarım.

    ergüder yoldaş'ın dönemin müziğine sırtını dönerek. denenmemişi muhteşem şekilde icra ederek yarattığı bir başyapıt.

    hani yarın öbür gün olur da sikko bir bkm yapı filmde nur ablamızın bir şarkısını çalarlar da. hani belki bir çağan ırmak filmiyle boku çıkarılırsa gözüm açık giderim. bu yüzden mor ve ötesinin son derece gereksiz bulduğum cover çabası beni çok korkutmuştu. neyse.

    bana kalsın. bize kalsın. bu muhteşem sesi hakkını bugüne kadar vermiş olanlar bilsin.

    dem bu demdir. dem bu. demdir dem bu dem.
  • 70li yillarda hernedense yasakli olan sultan-i yegah 45ligini yaratan,seslendiren,harika ses sahibi insan.
    ergüder yolda$'ın e$i.

    sultan-i yegah'in sözleri (bkz: attila ilhan)'a aitti.

    '$amdanları donanınca eski zaman sevdalarının
    ba$lar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın
    tende nemli yumu$aklığı denizden gelen ahın
    gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
    ba$lar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın'

    ayunı albümde dikkat çeken bir diger parça da sa'd-abad;

    'bir sefa bah$edelim gel $u dil-i na-$ada
    gidelim servi revanım yürü sadabad'a
    i$te üç çifte kayık iskelede amade
    gidelim servi revanım yürü sadabad'a
    gülelim oynayalım kam alalım dünyadan
    mai tesnim içelim çe$me-i nev peydadan
    görelim ab-ı hayat aktığın ejderhadan
    gidelim servi revanım yürü sadabad'a'
  • bu kadinin $arkilari cover yapilamaz bence, yapsa da bir boka benzemez cunku.. sarkilarini ayni hissiyatta soyleyebilecek birinin cikacagini sanmiyorum.
  • nur yoldaş sahnesiyle de, sesiyle de mükemmeldir. bir özel gecede çıkmıştı ve ağzımız açık dinlemiştik. türk sanat müziğini kötü akustiğe rağmen bu kadar mükemmel icra edenini duymadım. tüm muazzezler sınıfta kalır, onun icrasının yanında. zeki ve eğlenceli ama asla sıradan ve basit bir kadın olmadığını da sahnesi sırasında gösteriyor. içen ve sapıtan insanları 5 metre öteden tanıyıp, uzak durabilme yeteneğine sahip, güngörmüş bir hatun. kilolarına rağmen de güzel. zeki kadın güzeldir, kendine güvenen kadın güzeldir
  • müzik sesinin hiç susmadığı sımsıcak bir evde büyüdüm. babam gerçek bir müzik aşığıydı, neşet ertaş, nur yoldaş, erkin koray, üç farklı tarz ve üç dev isim, onların sesleri ezgileriyle büyüdüm, kulağımı değil, ruhumu besledim sesleriyle, sözleriyle, sazlarıyla.
    nur yoldaş bu minvalde yaşamımda çok önemli bir isim oldu. yakınen tanışıncada anladım ki, ruhumu güzel beslemişim, yanılmamışım öyle yumuşak, öyle içten öyle hanımefendi ki...

    defter i divanımız' ı başka biri yorumlasa bu kadar lezzetli olmazdı,
    sultan ı yegah onun kendi kimliği idi, mihrimah bütünlendiği, saki geçmişi, handan aşkın cefasınada, sefasınada eyvallah ile karşılık verdiği eserlerdi...
    2000 sonrası müzik piyasasında çıkan hiç bir yorumcuyu takip etmiyorum, edemiyorum, kulağım tırmalanıyor, beynim hallaç pamuğu gibi atılıyor, geriliyorum.
    anlıyorum ki, kaliteyi görmüşsen kalitesizliği ayırt edebiliyorsun. örnek alınması gereken, her şeyiyle net, mükemmel, önce asil bir hanımefendi, ardından sesinin taklidi mümkün olmayan eşsiz yorumcu...

    pek yakında yepyeni bir albümle farklı bir tarzda biz sevenleriyle buluşacaktır.

    (bkz: öperim ruhundan)
  • muhteşem sesini biliyoruz.. tamam ama kişiliği bende sanki elinde kırbaçlı, uyumsuz, dominant bir karakteri canlandırıyor.. asabi türkçe öğretmeni modunda..

    ergüder yoldaş kendisine öyle parçalar yapmış ki inanılmaz.. türk müziğinde ikisinin eşsiz bir yeri vardır.. ne ajda pekkan, ne sezen aksu ne de kamuran akkor bu şarkıları okumayı beceremez.. çıkartamaz yani.. doğrudan nur yoldaş'a yani adrese teslimdir bu besteler ve güfteler.. nur yoldaş da kalkıp hancı sarhoş yolcu sarhoş'u, firuze'yi okuyamazdı..

    bu kadar yetenekli bir adamın naifliği ve nur ablamızın sert tabiatı birleşince çok acayip bir sentez ortaya çıkmış.. bu ikili özel bence.. ha ergüder yoldaş da normal bir insan olmayabilir, kendi içinde bir derinliği olan ve dehalara özgü kapalı dünyası olan bir insan.. peki nur yoldaş hiç o derinliğe girmeye, bir şeyler paylaşmaya çalışmış mıdır yoksa mihrimahı handanı okuduktan sonra kocasına bir teşekkürü de fazla mı görmüştür.. ilişkinin derinliği bizi ilgilendirmez..

    ama bir adam keyfine adada 12 sene çadırda kalmaz.. aman ya ne halt ettilerse etmişler.. ben handan'ı dinlemeye devam edicem, iyi ki okumuşsun nur yoldaş.. iyi ki yazmışsın ergüder abi..
  • geçenlerde okuduğum kaşık ve çatalın yıllardır gelişmeme nedeni diye bir başlık vardı. bir yazar arkadaşımız da tasarımın mükemmeliği olarak açıklamıştı...

    işte nur yoldaş için de durum aynen böyledir. ses rengi o kadar muhteşemdir ki, söylediği şarkılardaki yarattığı hava o kadar güzeldir ki asla ve asla yeniden yorumlanamaz. bir yaz akşamı ılık bir rüzgarın estiği adalar manzaralı bir istanbul gecesinde mihrimah'la başlayan yolculuğumuzda iki şişe şarabı bitirmiştik. hiç konuşmadık, o söyledi biz vurduk şarabın dibine. noktayı sadabad ile koymuş yıllar sonra bile anılacak bir geceye imza atmıştık. istanbul, kırmızı dut şarabı ve nur yoldaş; cennet bahçesinden kısa bir esintiydi bizim için...

    gülelim oynayalım kam alalım dünyadan
    ma'i tesnim içelim çeşme-i nev-peydadan
  • geçmişten günümüze kalmış en iyi seslerinden biri.

    1995 yılı..

    kulağıma mihrimah adlı parçası geliyor plaktan. sonra saki, sadabad, sultan-ı yegah.. baba kokusu geliyor. aile kokusu. aşure kokusu..

    yıllar geçti ben bu kadının sesini unutmadım. ailemin olduğu son zamanda dinledim. şimdi her dinleyişimde sanki ailem varmış gibi hissediyorum. her şarkısını haftalar, aylar sonra açıp yine aynı hissi almaya çalışıyorum.

    2 sene önce altın sultan-i yegah plağını almıştım. plak hastası biriyim. dalida'nın love in portofino taş plağıyla birlikte almıştım. şimdi ikisine gözüm gibi bakıyorum. ama olmayacak biliyorum. hiç birşey ailenin yerine geçmiyor.

    sadece hissettiriyor. nur yoldaş bunu bana en iyi hissettiren ses. özenle dinlenmesi gereken birisi.
  • cok cok guzel bir sesi var bu kadinin. hele ki saki soylerken.
  • böyle güzel sesler olmamali..
    yaslanmis, sesi de yaslanmis.. ne korkunc, her sey yaslaniyor yipraniyor eskiyor. eskiyecekse olmamali.

    nedim öldü, sadabad öldü, nur yoldas da ölecek.. öleceksek hic bir sey olmamali. o sesle sadabad'i yeniden söyleyemeyecekse bir kez bile söylemis olmamali.. geri döndürülemeyecek güzellikler olmamali, bu sonsuzluga ayarlanmis zihinlerimize bu ölümlü bedenler olmamali.. biz olmamaliyiz.

    gidelim serv-i revanim.. yürü, sadabad'e.
hesabın var mı? giriş yap