otoban

• almanca autobahn kelimesinden geldigini tahmin ettigim, sehirleri birbirine baglayan cok seritli genis yollara verilen isim.
• flood yapmak,kufur kafir konusmak gibi triggerlari olan ban cesidi
• (bkz: kayip otoban)
• (bkz: gala gecesi)
• (bkz: autobahn)
• almanya'daki gurbetçilerimizin dilimize kazandirdigi kelimelerden biridir. türkiye'de kullanilan karsiligi otoyoldur. erisme kontrollü karayolu olarak tanimlanir.
• argoda kokain.
• bunun almanyada olanında araba kullanmak acaip keyifli.
  
  bi kere asfalt kaymak gibi olduğu için arabayı sarsmıyor, ikinci en beğendiğim özelliği yollardaki işaretlemeler, bağlantı noktaları v.s neredeyse kusursuz. sikko ülkelerdeki gibi yolları bilmiyorsanız kaybolma ihtimaliniz, benzinsiz veya aç kalma ihtimaliniz pratikte yok çünkü adamlar benzinciye veya park yerine veya restoranlara nekadar kalmış olduğu dışında hangi markanın olduğunu hangi hizmetlerin verildiğini (mesela lpg var mı?) hepsini her defasında olması gerektiği gibi tabelalara yazmışlar. her defasında 5km önceden bu tabelayı görürsünüz sonra 2km kala görürsünüz en son 1km ve 500metre kala görürsünüz ve akabinde 300m,200m ve 100m işaretilerini görürsünüz.
  
  otobandan çıkış için her defasında yeterli yavaşlama ve doğru şeride geçme mesafesi bırakılmış, otobana giriş için de her defasında aracınıcı trafiğin seyir hızına çıkarmak için gerekli olan hızlanma pisti bırakılmış, yönler işaretlenmiş.
  
  lan zaten heryerde böyle diye mesaj atmayın kalbinizi kırarım.
  
  en keyif aldığım şeylerden biri de trafikte bir sıkıntı olduğunda trafiğe safety car sokmaları oldu. malum, çoğu yerinde hız limiti olmadığı için tamirat, bozulan araba gibi sebeplerle bölgenin trafik işaretleri ile işaretlenmesine kadar trafiğin yavaşlatılması gerektiğinde arkasında elektronik tabela olan bir aracı yola sokuyorlar. arkasında yerine göre follow me, yerine göre slow down yazıyor böyle sizi güvenli bölgeye kadar götürüyorlar sonra yolunuzdan çekiliyorlar.
  
  bu alman otobanlarında polis görmek mümkün olmadı, ta ki hollandadan dönerken gümrük polisi tarafından durdurulana dek. önce üstünde zoll yazan bir araç beni takibe aldı, ben ne yapsam aynısını yapıyor, sonra daha 2 araç geldi, biri önüme geçti biri arkama biri de soluma ve önümdeki aracın arkasındaki elektronik tabelada "follow me" yazısı belirdi, aha sıçtık diye yusuflayarak adamları takip ettim ve beni yol kenarındaki dinlenme yerine götürdüler. meğersem bunlar gümrük polisiymiş ve benim hollandadan geldiğimi tespit etmişler ve oralardan uyuşturucu getirip getirmediğimi kontrol edeceklermiş. her bir memur gayet güzel ingilizce biliyordu ve gayet kibarlarca lütfen bagajı açın lütfen aracın yanından uzaklaşın diyerek beni arabadan uzaklaştırıp ufak bir arama yaptılar, kimliğime de baktıktan sonra bir iki soru sordular, biraz muhabbet ettik sonra teşekkür edip gittiler. işte bu polislerden tüm dünyada olmalı arkadaş, ne rüşvet koparmak için ota boka zorluk çıkarmak ne de kanun benim modunda abuk sabuk konuşmak söz konusu olmadı.
  
  almanya otobanlarını şiddetle tavsiye ederim.
• bu şeylerin almanya versiyonu türk aklının düşündüğü şekilde asfalttan değil, beton bloklardan oluşmaktadır. masraflıdır, yol tutuşu yüksektir, kalitelidir, bozulmaz öyle zırt pırt.
• bir küçük iskender şiiri..
  
  kar, buza tutunursa yaşar! lacivert
  parmaklıklara çivili prenslerin hislerindeki
  buhurdandan üfleniyor parçalı bulutlu suçlar
  
  sanırım, aranıyorum uzunca bir vakittir
  velakin, ağzıdaki delidolu akrepli tedbir
  dolunayda haleleri aralar
  
  düşük voltajda hala çaresiz kurtadamlar