100 entry daha
  • kardeş egri oturup dogruyu konusalim, hirsizlikta bile esit sartlarda bi emek var ama ozel universite diplomasinda bu bile yok, yakinda yonetici olurum, sahsim adina soyluyorum ne lisans ne yuksek, ucundan kiyindan ozelden alinmis bisey varsa o cv cope gider bu kadar net. karsima alip konusmam bile. hayat boyu benden saygi gormez bu insanlar. ha yuzlerine gulumserim. ama gercegi bilir uygularim.
  • okuyan değil de belki babası hırsızdır
  • vakıf üniversitelerine burssuz veya yüzde 25 bursla girip sonra okuldaki tam burslu derece yapmış zeki(!) öğrencilerin arasından sıyrılarak üniversiteyi birinci olarak bitiren insanları gördükçe katılmadığım önermedir. eğer vakıf üniversitelerinin yani iyi vakıf üniversitelerinin okul/bölüm birincilerine bakarsanız burssuz veya düşük bursla girip burs yükseltmiş insanların derece yaptığını da görebilirsiniz. çünkü güzel kardeşim üniversiteye girdiğimiz o sınav yüzde yüz başarılı bir şekilde bizim zekamızı veya hukuk/tıp/mühendislik okuma yetimizi test etmiyor. ama elimizde bir dayanak olması gerekiyor üniversiteye girmek için ve şu an maalesef bu sınav sistemi. belki başka bir başlıkta alternatif ve daha iyi bir sistemin nasıl olması gerektiğini tartışırız.

    ayrıca üniversitelerin, bölümlerin başarı sıralamaları tercihlere göre oynadığı için de katılmadığım önerme. yani bugün tm'de derece yapan arkadaşlar ilk sıralarda hukuk yerine uluslararası ilişkiler tercihi yapsa ve ikinci tercih olarak hukuk yapılsa x üniversitesinde hukuk ilk 5.000'den öğrenci alacağına uluslararası ilişkiler ilk 5.000'den öğrenci alır. peki tercih sıralamasına göre başarı sıralamaları değişen bu bölümlerden biri diğerinden üstündür diyebilir miyiz? mesela ben tercih yaptığım dönemde de sıralamam alanında isim yapmış, köklü devlet üniversitelerindeki uluslararası ilişkiler veya siyaset bilimi bölümlerine girmeye veya bu bölümleri vakıf üniversitelerinde tam burslu okumaya yetiyordu. ama ben hukuk okumak istediğim için akademik kadrosunu beğendiğim bir vakıf üniversitesinde yüzde 50 burslu hukuk okumayı tercih ettim.

    bir de şöyle bir durum var; vakıf üniversiteleri öğrencilere daha iyi imkanlar sunuyor eğer siz de bu imkanları kullanmak isterseniz. mesela uluslararası arenada bilinen ve bir vakıf üniversitesinin mühendislik fakültesi dekanı olan bir hoca, lisans öğrencilerine öğretim görevlilerinin bilimsel ve akademik çalışmalarına katılarak yayın yapma, projelerde yer alma fırsatı sunuyor. veya alanında türkiye'nin en bilinen sayılan hocalarından olan, yaptığı konferanslara türkiye'nin her yerinden hukukçuların katıldığı bir hukuk fakültesi profesöründen ders alabiliyorsunuz. bu saydıklarım akademik fırsatlara küçük örnekler, bunlar arttırılabilir de tabi.

    bir de sosyal imkanlar durumu var. her zaman akademik başarının önemli olduğunu ama tek ve en büyük kıstas olmayacağını savundum. özellikle de sosyal bilimlerde. adı üstünde bunlar sosyal bilimler yani insanla ilgili bilimler ve ne yazık ki insan kağıt üstünde öğrenilmiyor. yani ister vakıf ister devlet üniversitesi olsun kafasını dersten kaldırmayan veya derslerden başka iki kelam edemeyeceğiniz veya kendisini sadece akademik başarısıyla tanımlayan insanlara ısınamadım hiçbir zaman. tabi ben bu konuda bir otorite miyim? değilim, bu sadece şahsi kanaatim. ancak şu da bir gerçek ki yurtdışında yüksek lisansa giderken veya bilinçli, belli bir kurumsallıktaki firmalarda, kuruluşlarda işe girerken size ders dışında ne yaptığınızı soruyorlar. veya kendi alanınızdan başka disiplinlerde ne kadar bilginiz var ne kadar yetkinsiniz? sadece derslere odaklanarak mı geçiridiniz üniversite hayatınızı yoksa sosyal, kültürel, sportif anlamda da kendinize bir şeyler mi kattınız? kişisel gelişiminizi ne kadar sağladınız? bunları da ben sormuyorum, soranların yalancısıyım. yani akademik başarı ve bu sosyal gelişimin bir dengede olması gerekir, tabi şimdi ikisini de aynı anda yapan hem akademik olarak çok başarılı hem de kendini birçok sosyal alanda geliştiren tanıdıklarım var ve onlara sonsuz bir saygım var. kısaca her vakıf üniversitesi değil ama köklü vakıf üniversitelerinin çoğu bu konuda da size daha iyi imkanlar sunuyor. belki sorasın vakıf üniversitelerinde okuyan çoğu öğrenci farkında değildir ama farkında olanlar sadece onlara değil devlet üniversitelerindeki arkadaşlara da fark atıyor biz bunları konuşurken.
  • beyin yoksunlarinin savundugu sey. simdi belli ki gercek hayatta yuzlerine bile bakilmayan, dislanan tiplersiniz ki sirf burada zavalli egonuzu tatmin edebilmek icin, o cv cope gider gibi hadsizce ifadeler kullanabiliyorsunuz, gidip kendini cope atman daha mantikli ve yararli olurdu. bir arkadasim ozel universitede, calisip kendi okul parasini odeyerek okudu ve hic kolay degildi hem de hic, kimi zaman bir saat bile uyumadan sinavlara calisirdi ve o sekilde sinava girerdi, okudugu icin is yerinde yasadigi sıkıntılara değinmiyorum bile... bes para etmez tiplerin gelip burada ahkam kesmesine uyuz oluyorum cocuklar, bunlari adam yerine koyup ciddiye almamak lazim ama iste, o da benim alcak gonullulugum.
  • çok önyargıyla yaklaşılan bir durum ancak bir nebzede haklı bir durum ancak bu durumun türlü türlü olayları vardır

    bakınız annem yanında çalışcak avukat ararken hiç bir özel üniversite kabul etmicem derken şuanki çalışanı koç üniversitesi mezunu (sınavda 46.olmuş)

    burda demek istediğim özel üniversitelerde kendi içinde ayrılır

    özyeğin, koç, türk alman bu gibi üniversitelerde millet ders teslim edip mezun olmak için götünü yırtar

    beykent, nişantaşı, ışık gibilerinde ise sadece kafede oturup ders teslim edip vizeleri geçebilirsin....
  • kimse sistemin bozuklugunu sorgulamazken, genclerin yeteneklerine ve ozlemlerine odakli bir egitim tercih sansi sunulmasina kafa yormazken ozel universite / devlet universitesi tartismasi nevrotik bir ego tatmininden oteye gecememektedir.

    sisteme cihat gibi pis bir konsepti sokma gayretine girenlerin algilayamayacagi kadar derin ve cozumu zor bir problem yaklasik 20 yil sonra bizleri bekliyor olacak.

    hos, gerci ben cocuklarimi bu ulkede okutmayacagjm ama imkanim olsa hak eden tum zeki cocuklari avrupa, amerika veya uzak doguya yollarim. jon turk denemesi ile turkiye'nin istedigi atilimin gerceklesebilecegini dusunuyorum. ancak siyasal islam batakligi ile bu kosullarda mumkun degil.

    kisacasi, ozel okullara giden gencleri hirsizlikla suclamak yerine, onlari buna mecbur birakan mekanigi elestirin.
  • değildir, anasının, babasının emeğinin karşılığını almaktadırlar.
    anası babası vakti zamanında çok emek gösteremeyip yeterince imkan sahibi olamamış çocuklarda da iş başa düşüp, kendi emeklerinin karşılığını kendileri elde etmek zorunda kalmışlardır.
  • psikoloji alanı için konuşmak gerekirse özel üniversiteler sayesinde bu alanın ırzına geçilmiştir. özellikle parayı basıp psikoloji alanında yüksek lisans yapmak çok basitleştirilmiş ve sahte psikologların önü açılmıştır.

    ben götümü yırtarak iyi bir puan ve sıralama ile gireyim, zengin bebesi bassın parayı alsın diplomayı. ben devlet üniversitelerinde yüksek lisansa kabul edilmek için tabiri caizse domalayım, zengin bebesi bassın parayı yapsın yükseği. ben kendi ofisimi açmadan önce milyon kere düşüneyim, zengin bebesi maddi kaygısı olmadan açsın ofisi.

    kusura bakmayın ama emek hırsızlığı.
  • üniversite kazanmak için harcadığımız günlerimiz, yıpranma, stres ve daha bir sürü bela bu kadar açık bir emek hırsızlığı yoktur heralde.
159 entry daha
hesabın var mı? giriş yap