özgür irade ve kader
-
-
profesor russell stannard'in bakis acisindan
free will and determinism -
neymiş sahi?
bir adım sonra neredesin sen?
her parçan yerindeyken mi
ya da içine henüz bir iltihap dahi
girmemişken mi?
sahi kimmişsin sen?
ne istemişsin senden?
kimlere gidip de dönmüşsün serden?
meraklı gözlerin ardında binlercesi soru; bazen, soruların cevapsız daha estetik olduğunu düşünmemiz kimi kaygılandırdı?
kaygıya yer olmayan yerlerde mideye bulantı yokmuş; bulanma unsuzluğuna ruhun.
kıyı balıklarından hoşlanmadı bir yüzme bilmeyen; bir var bir yokmuş iken.
develerin kazanda pişirildiği nazar.
hadi uç gel bir kuş çırpınışı da yazar sana hazan.
senin nerenden acıttıysalar karada, bir kaktüs zilimizi çaldı karanlık sularda boğulduğum.
irade istekten gayrı değil inandırlar mı seni de seçimin ruhuna spinoza?
sevdiğin varlığı koruyamamakmış en iradesizlik, bunu ne biz ne de sizden gayrısı bilemedik kapısı açık bırakılmış aralık’ta.
adının değdiği yere güven, ayağının değdiği yerde huzur kaldı sayıklanan uykularda;
uyumadığını bilene denilmedi
uyu-ma!
yıllar evvelsinin onyedi yaşındaki kızı dayanamamışken;
özgür irade ve kader’e;
durdu, düşündü, sordu;
“seçimlerimiz bizi biz yapansa peki seçmek zorunda bırakıldıklarımız;
peki onlar bizi kim yapar?”
hadi daha fazla kendini sınama; ruhun ayrımında anlam yok.
evreni yarattık içinde;
“erdem senin oğlunun adı olsun allahın kulu buraya kök sal, bu toprak senin!” diye durulurken bir ses;
içine doğdu bir güneş ay’dan kadının
geceden keder dünden gün’e dönülsün soldan...
iyi uykular dünyanın bütün geceleri; aydın olan güne ayan.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap