özlem
-
bazen şiirlerde saklıdır:
"bütün pencerelerde bekleyen benim,
ve
o çalmayan bütün telefonlarda,
aylardır konuşan da.
kabul.
bir kez yolda karşılaşalım,
onunla da avunacağım.
adımı sesince duymaktan vazgeçtim,
sesini duysam, susacağım.
yel esiyor ama
değirmen dönmüyor.
kuraklık bu,
adın ekmeğe dönüşmüyor."
turgut uyar
özlem duygusunu paylaşabilmek, seni özledim diyebilmek bir aşkta, bir dostlukta, bir kardeşlikte, şanslı olduğunuzu gösterir.
hiç değilse bir kez yolda karşılaşıp seni özledim diyebilmelisin sevdiğine, özlemine. -
duvardan indirip haritayı,
şöyle bi sallayıp sarsıyor bazen tanrı
seni başka bir şehirde, başka bir sokaktaki bir eve
beni her koşulda o evden uzakta başka bir yere savuruyor
coğrafyada epeyce iyi tanrı
biliyor ne kadar sarsarsa deprem olur, ne kadarda özlem
tanrı seviyor acıdan kendini çoğaltmayı
iyi ya,
biz de onun var ettikleri olarak acıya doymuyoruz işte, inat değil mi?
yarın sallayacak çalkalayacak yine mesafeleri
seni alıp uzağa
beni gerecek özlemden bir tuzağa
isteyecek ki düşelim de oyununa
tövbe edelim birbirimizin koynuna
daha çok bekler;
özlemden kim ölmüş ey gafil
kavuşmak oldukça bizi hangi özlem öldürür?.. -
ne kayalık çok sertti, ne deniz fazla hırçın;
sadece kavuşamamaktı sebebi bunca kahrın... -
bir arkadaş adı
-
bir şeyler eksikmiş gibi değil de yanlış gidiyormuş hissi. bir şey olmamış gibi değil de yanlış olmuş gibi.
özlem. bir insanı terbiye etmenin en acımasız yolu. kanata kanata. kanaya kanaya.
bir şeyler eksik değil de yanlış gibi işte! -
whatsapptan saatlerce çevrimiçi oluşunu izlemektir. aynı ekrana onun da baktığını bilerek sevinmektir. buna bile mutlu olmaktır.
sabırla beklemek, bir gün dönmesi için dua etmektir. -
"
içimdeki özlemini bilsen,
gelir miydin yanıma?
bilsen keşke;
içimdeki özlemin,
içimdeki senden
çok..." -
(bkz: sarmaşık)
-
durdukça, derinleşen
derinleştikçe, duyumsatan
duyumsadıkça, alıp götüren
gittikçe, kaldığın
kaldıkça, acıtan
acıtsa da vazgeçemediğin duygu...
böyle içine en çok ne işliyor deseler, tek geçeceğim duygu, özlem... -
gün içinde halden hale geçen his. uzak bir diyarda gezilen bir yerde o'nunla konuşma isteğiyken hemen sonrasında feci şizofrenik biçimde o'nu da yanına alıp dolaşma arzusu, çekilen fotoğraflara o'nu olmazken yerleştirmek ve ara ara çöken hüzün sonrası duyulan müthiş merak.
ve en önemlisi, tüm bu his karmaşasının yanında alabildiğine buruk da olsa ağzın kenarından gitmeyen bir tebessüm.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap